Libya’da Fransa ve BAE’nin desteklediği darbeci Hafter yine vahşet ile gündemde. Daha önce Hafter’den temizlenen bölgelerde 11 toplu mezar bulan hükümet, bu kez “işkence zindanları”yla karşılaştı. Bir insanın oturabileceği yükseklikte olan hücreler, üst taraflarında ateş yakıldığı için “insan fırını” olarak nitelendiriliyor.
HİTLER’İN TOPLAMA KAMPLARI GİBİ
bulunan işkencehanelerin, Hafter’in kabarık savaş suçları dosyasına yeni bir sayfa daha eklediği belirtildi. Libyalı sosyal medya kullanıcıları da görüntülere tepki gösterdi. Bir sosyal medya kullanıcısı Hafter’in zindanlarını Hitlerin Yahudiler için oluşturduğu “toplama kamplarına” benzetirken, bir diğeri de Hafter milislerinin yaptığını “holokost” olarak nitelendirdi.
11 TOPLU MEZAR
Geçtiğimiz haftalarda, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Fatou Bensouda, Hafter’e bağlı milislerden temizlenen Terhune ve çevresinde 11 toplu mezar bulunduğuna ilişkin savcılığa güvenilir bilgiler ulaştırıldığını açıkladı. Bilgilerin, devam eden Libya incelemesinin kapsamına dahil edilebileceğini belirten Bensouda, “Libya’da 11 toplu mezara ilişkin güvenilir bilgi edindik. Bilgiler, savaş suçu ya da insanlığa karşı suç işlendiğine dair delil teşkil edebilir” sözlerini kullanmıştı.
BAE’DEN Mİ ÖRNEK ALDI
Öte yandan Hafter’in Terhune kentinde ortaya çıkarılan “İşkence Zindanları”nı destekçisi Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Yemen’de kurduğu gizli hapishanelerden örnek almış olabileceği üzerinde duruluyor. İngiliz Channel 4 televizyonunun Aralık 2018 tarihli haberinde, BAE’nin başta Aden kenti olmak üzere Yemen’deki gizli hapishanelerinde işkence ve tecavüzün yaygın olduğu öne sürülmüştü.
MAYINLARLA ÖLDÜRÜYOR
Libya Dışişleri Bakanlığı’ndan da önceki gün yapılan açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, Hafter’e bağlı milislerin Trablus’un güneyi ve Terhune’deki savaş suçlarını incelemek üzere ülkeye araştırma heyeti göndereceği bildirilmişti. Birleşmiş Milletler, Hafter milislerinin Trablus’un güneyine döşediği mayınlar nedeniyle 138 ölü ve yaralı bulunduğunu açıklamıştı. Libya ordusu 5 Haziran’da Terhune’yi Hafter milislerinden temizleyerek kentte kontrolü sağlamıştı.
Güler, Gerasimov’la görüştü
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Rusya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Valery Gerasimov ile telefonda görüştü. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sosyal paylaşım sitesi Twitter’daki hesabından yapılan açıklamada, “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Rusya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Valery Gerasimov ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir. Görüşmede Suriye ve Libya ile ilgili güncel güvenlik konuları ele alınmıştır” denildi.
Lavrov’dan ateşkes çıkışı
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya ve Türkiye’nin Libya’da acil ateşkes için çalıştığını söyledi. Interfax haber ajansına göre Lavrov, Hafter milislerinin bir ateşkes imzalamaya hazır olduğunu iddia etti. Rusya ile Türkiye’nin Libya meselesine dair çalışmaları sürdürdüğüne dikkati çeken Lavrov, “Rus ve Türk liderlerinin inisiyatifiyle oluşturulan diyalog çerçevesinde Türk meslektaşlarımızla, ateşkesin ilan edilmesini sağlayacak yaklaşımların uyumlaştırılmasıyla ilgili çalışmaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı.
Meşru hükümete desteğe devam mesajı
- Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Libya’da son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu. Kalın, “Libya meşru hükümetinin yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. Türkiye’nin güvenliği söz konusu ise bu aynı zamanda Irak’ın güvenliği ile İran’ın güvenliği ile bütün komşularımızın güvenliği ile ilgilidir, Akdeniz’deki hadiselerle doğrudan ilgilidir.” değerlendirmesini yapan Sözcü Kalın şu açıklamaları yaptı: “Biz Libya’nın, milis güçlerin, dışarıdan getirilen paralı askerlerin bir savaş arenası haline gelmesini asla arzu etmeyiz. Siyasi çözüm uygulanacaksa bu askeri çözümlerin bir kenara bırakılması mutlaka gerekiyor. Libya’yı şuradan bölelim, şu kısmını biz alalım, bu kısmını şunlara verelim gibi bir yaklaşım içine girilirse bu çok yıkıcı sonuçlar doğurur. Eğer çok etnikli, çok mezhepli, çok dilli her toplum bu şekilde bölünme yoluna gidecekse o zaman Avrupa’nın onlarca, yüzlerce devletçiğe bölünmesi gerekir. Bir taraftan ateşkes çağrısı yapan tarafın aynı zamanda gelip Trablus’u bu şekilde bombalaması hem uluslararası hukuka aykırıdır hem bütün bu süreçlerle ilgili gerçek niyetlerini ortaya koymaktadır. Türkiye olarak meşru hükümetin yanında olmaya devam edeceğiz. Bu konuda kararlılığımızda en ufak bir gerileme söz konusu değil.”