Mülteci krizi, İslamofobi ve ırkçılık dalgası derken, Avrupa Birliği can alıcı darbeyi içeriden yedi. ‘Brexit’ referandumunda İngilizlerin yüzde 52’si “AB’den ayrılalım” dedi. Sonuç deprem etkisi oluşturdu. Başbakan Cameron istifa etti; AB yanlısı İskoçya ile Kuzey İrlanda, Birleşik Krallık’tan ayrılma sinyali verdi. Fransa ve Hollanda’da ise AB karşıtı kampanyalar hız kazandı.
28 ülkeli Avrupa Birliği, tarihinin en büyük kırılmasını yaşıyor. İngiltere'de seçmenin tercihi “AB'den ayrılalım" yönünde oldu. 'Brexit' (Britain Exit) oylamasına ilişkin referandumda sandığa giden 33 milyon seçmenin yüzde 52'si, AB'den ayrılmak istediğini belirtti. Başta AB ülkelerinin liderleri olmak üzere tüm dünyayı şoke eden gelişmenin artçıları günboyu sürdü. AB ile devam etme yanlısı İngiltere Başbakanı David Cameron, görevi bırakacağını açıkladı; AB'de kalmak isteyen İskoçya ile Kuzey İrlanda Birleşik Krallık'tan ayrılma sinyalleri verdi. İngilizlerin kararı domino etkisiyle diğer ülkelere de sıçrayabilir. Almanya haricindeki birçok AB ülkesinde aşırı sağcı partiler, “Ayrılmak için biz de referandum yapalım" çağrısında bulunmaya başladı bile.
İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'dan oluşan 'Birleşik Krallık ile ülkenin denizaşırı toprağı Cebelitarık'ta toplam 46 milyon 499 bin 537 kayıtlı seçmen bulunuyor. 382 seçim bölgesinde bu seçmenlerden 33 milyonu sandık başına giderek belki de Avrupa'nın geleceğini oyladı. Yüzde 72 katılım oranına ulaşılan referandumda, 17 milyon 410 bin 742 kişi AB'den çıkılması yönünde oy verirken, 16 milyon 141 bin 241 seçmen de AB'de kalınması yönünde oy kullandı. Buna göre, “AB'den ayrılalım" diyenlerin oranı yüzde 52 olurken, “Kalalım" diyenler ise yüzde 48'de kaldı. Tarihi referandumda İngiltere ve Galler'de AB'den ayrılmayı isteyen, İskoçya ve Kuzey İrlanda'da ise AB'de kalmak isteyen seçmenlerin tercihi öne çıktı.
Ayrılma kararıyla 65 milyon nüfuslu Birleşik Krallık'ın 28 üyeli birlikten çıkması için 2 yıllık müzakere süreci başlayacak. Süreç boyunca İngilizler, AB kurallarına tabi olmaya devam edecek. AB'den çıkış prosedürünü hızla başlatması beklenen İngiltere Başbakanı David Cameron, referandum kararını resmi olarak AB Konseyi'ne bildirecek. Süreç bu bildirim yapıldığında başlayacak ve taraflar ayrılığı müzakere edip bir anlaşma sağlayacak. Böylece 43 yıl önce Muhafazakar Parti hükümeti döneminde Avrupa Ekonomik Topluluğu'na (AET) üye olan Birleşik Krallık, yine bir Muhafazakar Parti hükümeti döneminde birlikten ayrılmış olacak. İngiltere'nin başını çektiği Birleşik Krallık, AB ile ilişkilerini bundan sonra İzlanda ve Norveç modeli gibi ya da Türkiye'nin yaptığı şekliyle 'gümrük birliği' anlaşması kanalıyla yürütecek. İngiliz vatandaşlarına AB ülkelerince vize uygulanıp uygulanmayacağı da müzakereler sonrasında belli olacak.
Tarihi 'Brexit' kararı, AB'den ayrılmak istemeyen İskoçya'da yeni bir bağımsızlık referandumu yapılmasını ve Kuzey İrlanda'da özellikle ayrılıkçı akımların hareketlenmesini de tetikleyecek. Bu konuda ilk tepkiler gelmeye başladı bile. İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) lideri ve İskoç bölgesi Başbakanı Nicola Sturgeon, “İskoç halkının kendi geleceklerini AB'nin bir parçası olarak gördüklerini" söyledi.
“İskoçya geleceğini AB'de görüyor. İskoçya isteğimiz dışında AB dışına çıkarılacaktır. Bu demokratik olarak kabul edilemez" diyen Sturgeon, Birleşik Krallık'tan ayrılmak için yeni bir bağımsızlık referandumu için yasal hazırlık yapacaklarını, 'ikinci bir referandumun masada olduğunu' söyledi. İskoçyalı Bakan Fiona Hyslop da “Birleşik Krallık, İskoç halkının çıkarlarına karşı bir karar aldı. Bunun sonuçları olacak" dedi. Kuzey İrlanda'daki Sinn Fein Partisi adına açıklamada bulunan Kuzey İrlanda Başbakan Yardımcısı Martin McGuinness de Brexit kararının ardından, İrlanda ve Kuzey İrlanda'nın birleşmesi için referandum düzenlenmesi çağrısında bulundu.
Referandum kampanyasını “AB'de kalalım" mesajı üzerine kuran İngiltere Başbakanı David Cameron, sonuçlar beklediği gibi olmayınca sürpriz bir karar vererek görevi bırakma kararı aldı. “AB'de kalmak için kampanya yürüttüm ama İngiliz halkı başka bir yol izlemek için çok açık bir karar aldı. Ülkeyi bu yola sokacak yeni bir liderliğe ihtiyaç var" diyen Cameron, bu yüzden ekim ayındaki Muhafazakar Parti kongresinde yeni bir başbakan seçilmesi gerektiğini belirtti. Cameron, “6 yıldır bu ülkenin başbakanlığını yapıyor olmaktan gurur duyuyorum. Ama ülkeyi sonraki hedefine taşıyacak kaptan olarak kalmaya çalışmayı doğru bulmuyorum. Ülkemizin yeni rotasında dümende olmam doğru olmaz" diye konuştu.
AB'den ayrılık kampanyasının başını çeken eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, başbakan David Cameron'u sözkonusu referandumu düzenlediği için tebrik etti, İngilizlere sağduyu çağrısı yaptı. “Sırtımızı Avrupa'ya dönemeyiz, Avrupa'nın bir parçasıyız" diyen Johnson, Cameron'un istifasına üzüldüğünü de ekledi. Cameron gibi kendisi de Muhafazakar Parti'li olan ve 'Türk kökenli' olduğunu iddia eden Johnson'ın ekim ayında başbakanlık koltuğuna oturabilecek adayların başında geliyor.