Fatiha Suresi (Elham) Okumanın Fazileti ve Faydaları
17:3010/10/2024, Perşembe
G: 24/11/2024, Pazar
Yeni Şafak
Sonraki haber
Arşiv
Fatiha Suresi okunuşu ve fazileti bu haberimizde yer almakta. Halk arasında elham olarak da bilinen Fatiha Suresi, Kur’an-ı Kerim'in ilk suresi olduğu için "başlangıç" anlamına "Fâtiha" adını almıştır. Kur’an’ın içerdiği esaslar öz olarak Fâtiha’da vardır. Zira övgü ve yüceltilmeye lâyık bir tek Allah’ın varlığı, onun hâkimiyeti, tek mabut oluşu, kulluğun ancak O’na yapılıp O’ndan yardım isteneceği, bu sûrede özlü bir şekilde ifade edilir. Fatiha Suresi, aynı zamanda baştan başa eşsiz güzellikte bir dua, bir yakarıştır. Haberimizde Fatiha Suresi'nin faziletini bulabilirsiniz. Peki Fatihi Suresinin fazileti nedir? Fatiha Suresi neye iyi gelir? İşte Elham-Fatiha Suresi anlamı ve faziletleri.
Fatiha Suresi, Kur'an-ı Kerim'in ilk suresi olup, Allah'ın (C.C) varlığını, birliğini ve hükümranlığını en güzel şekilde ifade etmektedir. Mekke döneminde nazil olan bu sure, toplamda yedi ayetten oluşmaktadır. Her namazın farz ve sünnetinde okunan
, müslümanların temel ibadetlerinden biridir ve herkesin ezbere bilmesi gereken bir suredir. Aynı zamanda halk arasında 'Elham' olarak da anılmaktadır. İşte, Fatiha Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı, meali, tefsiri ve fazileti!
, Mekke döneminde inmiştir. Yedi âyettir. Kur’an-ı Kerim’in ilk sûresi olduğu için “başlangıç” anlamına “Fâtiha” adını almıştır. Sûrenin ayrıca, “Ümmü’1-Kitab” (Kitab’ın özü) “es-Seb’ul-Mesânî” (Tekrarlanan yedi âyet) , “el-Esâs”,“el-Vâfiye”, “el-Kâfiye”, “el-Kenz”, “eş-Şifâ”, “eş-Şükr” ve “es-Salât” gibi başka adları da vardır. Kur’an’ın içerdiği esaslar öz olarak Fâtiha’da vardır. Zira övgü ve yüceltilmeye lâyık bir tek Allah’ın varlığı, onun hâkimiyeti, tek mabut oluşu, kulluğun ancak O’na yapılıp O’ndan yardım isteneceği, bu sûrede özlü bir şekilde ifade edilir. Fâtiha sûresi, aynı zamanda baştan başa eşsiz güzellikte bir dua, bir yakarıştır.
Fatiha Suresi'nin fazileti
Gerek yalnızca “
elhamdülillâh
” vb. şeklinde ifade edilen hamdin ve gerekse bütünüyle
nin değeri ve müminin dinî hayatındaki yeri hakkında birçok sahih hadis bulunmaktadır:
“Zikrin en üstünü ‘lâ ilâhe illallah’, duanın en yücesi ‘elhamdülillâh’tır”
(Tirmîzî, “Duâ”, 9).
“Allah’a hamd ile başlamayan her önemli işin sonu güdüktür”
(İbn Mâce, “Nikâh”, 19). Allah’ın resulü, Ebû Saîd b. Muallâ isimli sahâbîye, Kur’an-ı Kerîm’deki en büyük sûreyi mescidden çıkmadan bildireceğini ifade buyurmuş, sonra da bunun Fâtiha olduğunu açıklamıştır (Buhârî, “Fezâ’ilü’l-Kur’an”, 9).
Yine birçok sahih hadiste Fâtiha sûresinin şifa özelliği ile ilgili açıklamalar yapılmıştır
(meselâ bk. Buhârî, “Fezâ’ilü’l-Kur’ân”, 9).
“Eûzü” veya “istiâze” diye bilinen bu cümle, bu şekliyle bir âyet olmadığı için mushafa yazılmamıştır.
“Kur’an okuyacağın vakit o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın”
(Nahl 16/98) şeklinde buyurulduğu için
Kur’an okumaya başlayanlar, besmeleden önce “eûzü...”
ifadesini okumak suretiyle bu emri yerine getirmektedirler.
Asıl adı İblîs olan şeytan, Allah’ın
“Âdem’e secde et!”
emrine uymadığı, kendisinin daha üstün olduğunu ileri sürerek emre karşı geldiği için meleklerin vatanından (melekût âlemi) kovulup sürgün edilmiş; o da imtihan dünyasında Allah’ın kullarını, O’nun yolundan ve rızâsından ayırmak için uğraşmayı kendine vazife edinmiştir (A‘râf 7/11-17). Şeytan, kendine uyan diğer cinleri ve insanları da kullanarak vazifesini yapmaya çalışmaktadır (En‘âm 6/112). Ancak Allah’a iman eden, O’na dayanan ve güvenen müminlere şeytanın zarar veremeyeceği ve onlara hükmünün geçmeyeceği ilgili âyetlerde açıklanmıştır (Nahl 16/98-100).
Yukarıda meâli zikredilen âyet (16/98) sebebiyle Kur’an okumaya başlayanlar “eûzü” çekerler. Ancak bunun hükmü konusunda farklı görüş ve yorumlar vardır. Bazı müctehidlere göre emir kipi kullanıldığı için eûzü çekmek farzdır. Müctehidlerin çoğunluğuna göre ise bu bir tavsiye emridir, eûzü çekmek farz değil menduptur, teşvik edilmiştir ve güzel bulunmuş bir davranıştır.
Şeytanın insandan en uzakta olması gereken zaman olan Kur’an okuma halinde bile –okumaya başlarken– eûzü çekmek tavsiye edildiğine göre diğer işlere başlarken bunu yapmanın daha da gerekli olacağı anlaşılmaktadır.
Kötülüğe karşı bile iyilik yaparak insanlardan gelecek belâyı defetmek, eûzü çekerek de şeytandan gelecek olan vesvese ve kışkırtmayı kendilerinden uzaklaştırmak Kur’an’ın, müminlere tavsiyeleri arasında yer almıştır (bk. Mü’minûn 23/96-98). Eûzü, bir yandan böyle maddî ve mânevî şerleri, kötülükleri defetmeye ilâç olurken diğer yandan kulun imtihan şuurunu tazelemekte, insanın ulvî yönü ile süflî yönü arasında ömür boyu sürüp giden ve onu geliştirmeyi, olgunlaştırmayı sağlayan mücadelede uyanık ve tedbirli olmayı telkin etmektedir.