T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 6 ŞUBAT 2006 PAZARTESİ
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
  657'liler Ailesi
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Nar-ı Beyza
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv
Gökhan ÖZCAN

Bir çuval incirin intikamı

Söze nereden başlasam, nasıl bir laf dolabı çevirsem, yine de toplumun kahir ekseriyetiyle ters düşmekten kurtulamayacağım. Ama biliyorum, yazmadan da duramayacağım. Uzatmaya lüzum yok, yazayım kurtulayım: Efendim "Kurtlar Vadisi Irak" hadisesi, ne toplumsal anlamda, ne de sinematografik anlamda beni zerre kadar heyecanlandırmıyor. Bunun televizyonlarda yayınlanan ve Misak-ı Milli sınırları içindeki hadiselere dokunan dizi versiyonu da hiç ilgimi çekmemişti. Bu sebeple, gün doğumunda kalkasım ve bilet kuyruklarına giresim gelmiyor diye kendime hiç şaşırmıyorum. Ama şaşıranlarım herhalde bol olacaktır. Çünkü toplum ekseriyetimiz son yıllarda her oltaya atılıp, her zokayı yutmak konusunda epeyce mesafeler katetti. Yine aynı ekseriyetimiz hayali film kahramanları türetip onların kahramanca mücadeleleriyle harici ve dahili düşmanlarını bertaraf etmek konusunda da verimli bir hazırlık dönemi geçiriyor. Ne kadar Amerikanca değil mi?

Bendeniz günlerdir medyanın bütün boş arsalarını doldurmakta olan "Çuvalın intikamı alındı" cümleciğini, ister ciddiyetle söylenmiş olsun, ister gırgırına, son derece zavallı, acınası ve hatta hastalıklı buluyorum. Bir toplumun bu derece abesle iştigali ve bu derece kumda oynama memuriyeti ancak yerküremizin batısındaki ve ismi "Birleşik Devletleri" kelimeleriyle biten bir ülkede olabilir ki, filmin muhteviyatını düşünürseniz nur topu gibi bir ironiniz olur.

Bizim Polat Alemdar gibi Amerikalıların yüzlerce yerçekimi tanımaz kahramanı vardır ve onlar Vietnam'dan Afganistan'a, Irak'tan İran'a, Güney Amerika'dan, Afrika'nın derinliklerine kadar dünyanın hemen her patırtılı köşesinde akla, hayale ve insafa gelmez numaralarla hem ülkelerini, hem de insanlığı habire kurtarır dururlar. Çok akıllı, çok becerikli, gerektiğinde çok insancıl, gerektiğinde acayip kırıcı olabilirler. Yani harbi dövüşte pek çok firesi ve açığı bulunan o ülkeyle, sinema kavgası yapmak pek akıl kârı değildir. Şimdi kalkıp "Siz çuval hadisesini bahane edip bizim Irak'taki askeri varlığımızı rezil rüsvâ eylediniz" diyerek beş ayrı dev prodüksiyonla beş koldan Bruce Willis'i, Ben Affleck'i, John Travolta'yı, Steven Segal'i ve Danny De Vito'yu (!?) üstümüze gönderseler, ne halt yeriz? Biliyorsunuz her biri bir şehir imha gücüne sahip tipler... Cüneyt Arkın'ın saçlarını boyama yaşlarına geldiği böyle bir zamanda kıytırık TV tiplemeleriyle memleketi hangi beyaz perdeden savunabiliriz? Bir öpücük almak için bir "çuval" para verdikleri Sharon Stone'un potansiyel kahramanlarımız arasında çıkardığı fitneyi de ayrıca bir düşününüz!

Milletimizin çuval hadisesinin de içinde yer aldığı kalın bir kara deftere olanı biteni yazdığı, okudukça da öfkelendiği tarafımca malumdur. Ancak bu olan bitenin böyle hisseli harikalar kumpanyası marifetiyle heba edilmesine seyirci kalmaya da insafım elvermiyor. Bana sorarsanız, sinematografik açıdan ortada konuşmaya değecek bir hadise yok. Bugüne kadar hiçbir esaslı yönetmenin iyi patlama sahnesi çektiği için sinema itibarı edindiğini görmedim, duymadım. İşin sinematografik boyutunun muhasebesini "Gemide"yi ve "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar"ı çekip buralara gelmiş bir yönetmen olan Serdar Akar yapmalı. Ben, bir kısım derin muhabbetler, bir ölçek piyasa mayası, Amerikanvari bir tanıtım çalışması ve devşirme oyuncularıyla ortaya çıkan böyle bir kurmaca üretimin, sinir bozucu bir toplumsal histeriye dönüşmesine endişelenmekle meşgulüm.

Birileri "Ay meğer bizde de aksiyon filmi çekilebiliyormuş" mavalı okuyadursun, aksiyonun kralı Türk seyircisinin cebinden gişelere doğru son sürat seyretmekte, bu da bilinsin.

(Bu arada Kadiri şeyhine alakasız bir soru: Polat Alemdar'ın bugüne kadar tedavülden kaldırdığı onlarca adamı iş kazası sayıp vergiden mi düşeceğiz?)


Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Dizi | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi