T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 5 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Tahsin SINAV

İhracatçımızın başına gelen

Türk ekonomisinin dünya pazarlarına açılması, çok yönlü bir girişimcilik görevinin çok iyi yapılmasını gerektiriyor. Ve girişimciden başladığı ve karlı olarak yürüttüğü bir işi, başkasının çoğu kere aynı etkinlikle devam ettirmesi beklenmemelidir. Başka bir ifadeyle girişimciyi kendi ürettiği iktisadi yapıdan koparmak, bu yapının temel felsefesini bozduğu gibi, karlılığını da ortadan kaldırabilmektedir. İhracatımızdaki gelişmelerin kesintisiz sürdürülmesi ve bu anlamdaki atılımların teşviki için, her ihracatçımızı, hukuki yapısını oluşturarak, her açıdan korumamız gerekiyor. Çünkü ihracat, çoğu kere bireysel çabalara dayanılarak var edilebilirken, tüm toplumumuzu ilgilendiren olumlu iktisadi ve sosyal sonuçların alınmasına imkân sağlamaktadır.

Sanayici ve ihracatçı İsmail COŞKUN (Krasnodar-Rusya)'dan yaşadığı bir sorun hakkında e-mail aldım:

"Sayın Tahsin Bey, yazım size. Ben, 1973 doğumlu bir memur çocuğuyum. Üniversiteyi dahi yarıda bırakmak zorunda kaldım. Hayatımı uzun uzun anlatmayacağım. Şu anda Rusya'ya ihracat yapan bir firmam var. 5 yıldır buraya ciddi rakamlarda ihracat yapıyorum. Türkiye'de de 30 kişi çalışan bir firmam var. Bugüne kadar devletime 1 lira vergi borcum olmamıştır. Çalışanlarımın tamamı sigortalıdır. Benim sorunum şu Sayın Sınav: Askerliğim Rusya'daki firmam aracılığıyla tecil oluyordu. Tecil şartnamesine göre yılın en fazla 6 ayını Türkiye'de geçirebilirsiniz. Bundan 1 gün dahi fazla geçirseniz otomatikman askere alınırsınız..

Sayın Sınav, geçen yıl bir rahatsızlık geçirdim. Doktor, rahatsızlığımın yoğun strese bağlı panik atak olduğunu teşhis etti. Çünkü son dört yılım, özellikle 3 hafta Türkiye'de 1 ay Rusya'da, 10 gün Rusya'da 20 gün Türkiye'de çok yoğun geçti. 2 çocuk babasıyım, onlara karşı sorumluluğum da beni oldukça strese sokmuştu. Ve bu yoğun tempo, beni yorgun düşürdü. Hastaneye yattım. İki hafta hastanede kaldıktan sonra taburcu oldum..

Hastane, heyet raporu verdi.. Özel bir doktor önerdiler.. Ona gittim ve bana bir program çizdi. Birinci şartı, iş hayatından olabildiğince uzak durmamdı. İlk 3 ay hemen hemen hiç işe gitmedim. Bol bol yürüyüş yaptım, doğayla baş başa kaldım ve her haftada doktorum tarafından terapiye tabi tutuldum... Çok gecelerim uykusuz geçti. Nevrium diye bana bir ilaç verdi. Beni resmen uyuşturuyordu. Bu ilacı normalde kanserli hastalara veriyorlar. Yeşil reçeteyle satılan bir ilaç...

Sayın Sınav, bu tedavi sürecinde, ben, Türkiye'de fazla zaman geçidim.. Ve şu anda askerliğim konsolosluk tarafından tecil edilmiyor... Komediye bakın... Hani derler ya koyun can derdinde kasap et.. Yurtdışında 36 ay geçirmeyen bedelli askerliğe hak kazanamıyor.. Denilebilir ki 2 kez altı ay sınırını aşan üçüncüsünde kesin askere alınıyor.. Bu kadar katı olunamaz ki..

Ben ve benim gibi olan yatırımcılar, Türkiye'den getirdiğimiz malları burada satıyoruz... Aylık 500-600 dolara burada çalışan sıradan insanlar değiliz ki, işimizi bırakıp gelelim... Şu anda burada en az 750.000 dolarlık yatırımım var. Türkiye'ye 300.000 dolar civarında borcum var... Bunların hepsini bırakıp askere gidebilir miyim?.. Ayrıca uzun yıllardır burada çalıştığımı gösteren çalışma kâğıtlarım, vizelerim ve tecil işlemlerim bunun kanıtıdır... Buradaki firmamı kime bırakayım? Hayatında hiç Rusya'ya gelmemiş emekli babama mı, yoksa evli olan iki kız kardeşimden birine mi bırakayım? Sayın Sınav, bu yasalar çıkarılırken kaçakları yakalamak için mi, yoksa dürüst insanların önünü açmak için mi çıkarılır? Ben, vatanıma nasıl faydalı olurum diye düşünen yatırımcı bir insanım... Bu karşılaştıklarım canımı acıtıyor. Sayın Sınav, konu hakkında bir yazıyla sesimi ilgili yerlere ulaştırmaya çalışırsanız mutlu olurum." İhracatçımızın başına gelen bir sağlık sorununu, doğal olarak Türkiye'de çözmesinden dolayı yaşadığı olumsuzluğa (hemen asker gitme mecburiyetine) makul bir çözümün bulunması hususunda tüm ilgili birimlerin üzerine düşen görevi yapmasını arzuladığımı önemle kaydediyorum. Yaşanan bu olumsuzluğun bireysel nitelikli çözümüyle de yetinmeyerek; bu hususla ilgili birimler, aralarında uzlaşma sağlayarak, köklü çözümler de bulmalıdırlar.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi