T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 5 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
İster büyük, isterse de küçük olsun, bütün şehirlerde, ekonomik ve kültürel hayatın canlılığı, ortaklık kültürünün zenginleştirilmesine bağlıdır. Anadolu şehirlerinin, dünyanın bütün şehirleriyle ekonomik ve kültürel bağlarının geliştirilmesinde, değişik amaçlarla kurulmuş ortaklıkların vazgeçilmez bir yeri vardır. Şehirlerin ürün, hizmet ve bilgi üretme gücü, ortaklık yapmasını bilen girişimcilerinden kaynaklanır. Girişimcilerin öncülüğünde kurulan ortaklıklar, şehirlerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını ürün ve hizmetlere dönüştürerek, onların zenginlikleriyle birlikte isimlerini de dünya pazarlarına taşırlar. Anadolu şehirlerinin ekonomik ve kültürel zenginliklerini dünyanın dört bir yanına taşıyabilmek için, binlerce girişimcinin gönüllü kuruluşlarda elele vermesi gerekir. Gönüllü kuruluşların kazandırdığı "dostluk" sermayesinin sağladığı getiriyi, hiçbir yatırım sağlayamaz. Geçen hafta sonunda Antakya'da Rıdvan Çiriğ'in yorulma bilmez çalışmalarıyla oluşturulan Birleşik Sanayici ve İş Adamları Derneği, BİRSİAD'ın düzenlediği toplantıda "Avrupa Birliğine giden süreçte ortaklıklar ve ortaklık kültürünün zenginleştirilmesi sorunları"nı tartıştık. Vali Yardımcısı Şükrü Çakır, BİRSİAD Başkanı Mehmet Narin, İŞHAD Başkanı Ahmet Ciğer ve Yardımcısı Süleyman Kan'ın konuşmaları ve ömrünü Anadolu insanını dünyaya açmaya adamış Cahit Değerli'nin katkılarıyla paylaşma kültürününün kazandığı yeni boyutlar ele alındı. Sevilen sanatçı Reşit Muhtar, sesi ve yorumlarıyla toplantıyı hem renklendirdi, hem de tatlandırdı. Ülkeler arasındaki ürün, hizmet ve bilgi alışverişinin hız ve yoğunluğuna ayak uydurabilmek için, faaliyet alanı ne olursa olsun, bütün kurum ve kuruluşlarda paylaşmasını bilenlerin sayısını artırmak gerekir. Gönüllü kuruluşlarıyla paylaşma kültürüne yeni boyutlar kazandırmayan toplumlar, iç ve dış pazarlarda aranılan kalite ve fiyatlarda ürün ve hizmet üretemezler. Pazarlarda sağlam ve kalıcı bir yer tutan kurum ve kuruluşlar, kazanırken kazandırmasını bilenlerin arasından çıkarlar. Türkiye'nin Avrupa ülkeleri arasındaki yerini, dünya standartlarında ürün, hizmet ve bilgi üretmesini bilen kurum ve kuruluşlar belirleyecektir. Dünya pazarlarında aranılan ürün ve hizmet üretmesini başaramayan Türkiye'nin, Avrupa ülkeleri arasında saygın bir yere sahip olması mümkün değildir. Gönüllü kuruluşların şemsiyesi altında bir araya gelen işletmeler, büyüklükleri ne olursa olsun, yalnızca "dostluk" sermayelerini değil, "finansal" sermayelerini de güçlendirirler. Paylaşma ve ortaklık kültürüne yeni boyutlar kazandıran Türkiye, Avrupa ülkelerinin değiştirdiği bir ülke değil, onları değiştiren bir ülke olur. Bir ülkede gönüllü kuruluşların oluşturduğu sinerji, toplumun bütün kesimlerini kuşatır. Onların sermayesi güven, sinerji kaynağı sevgidir.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |