T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
S O N D A K İ K A | 5 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA | ||
|
Şener: Türkiye en yüksek büyüme performansını gösterdi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, 2005'de gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 7,4, gayri safi milli hasılanın (GSMH) ise yüzde 7,6 oranında arttığını hatırlatarak, "4 yıllık dönemler itibarıyla değerlendirildiğinde son yarım asırda Türkiye en yüksek büyüme performansını geçtiğimiz 4 yıl içinde göstermiş olmaktadır" dedi.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2005 yılı büyüme rakamlarına ilişkin olarak Şener, 2005 yılı büyüme rakamlarındaki artışın, 2005 ile ilgili tahminlerin üzerinde gerçekleştiğini, 2005'deki büyüme ile birlikte son 4 yılda sürekli yüksek oranlı büyüme hızlarına ulaşıldığının görüldüğünü bildirdi. Son 4 yılda GSYH yüzde 33,57, GSMH'nin ise yüzde 35,1 oranında arttığını, GSMH artışının yüzde 35'i aşmış olmasının ekonominin içinde bulunduğu performansı ve dinamizmi göstermesi açısından önemli olduğunu belirten Şener, şöyle devam etti: "2002-2005 döneminde yıllık ortalama GSYH artış hızı yüzde 7,5, GSMH artış hızı yüzde 7,8 olarak gerçekleşti. Rakamlara bakıldığında 1998 ile 2002 arasındaki 5 yıllık dönemde yıllık ortalama büyüme oranının yüzde 0 olduğunu görüyoruz. 1992-2002 arasındaki dönemde yıllık ortalama büyüme oranının ise yüzde 2,9 olduğu görülüyor. 1990'lı yıllardan bugüne Türkiye yıllık ortalama düşük bir büyüme performansı gösterirken, son 4 yılda toplam yüzde 35'lik bir GSMH artışına ulaşmış olmak önemli bir gelişmedir. 2002 yılında 182 milyar dolar olan GSMH, 2005 yılında 362 milyar 796 milyon dolara yükseldi. Kişi başına gelir ise 2001 yılında 2,109 dolar iken 2005 yılında 5 bin doları aşmıştır. Bunu büyüme rakamı belli olduğunda Cuma günü 5,008 dolar olarak ifade etmiştik. DPT'nin hesapları küçük bir farklılık gösteriyor, kişi başına milli gelir 5,034 dolar düzeyine yükselmiştir. Dolayısıyla son 4 yılda kişi başına gelir 2,38 kat artış göstermiştir." "SANAYİ, TİCARET VE ULAŞTIRMA GELİŞTİ" Üretim yöntemi ile değerlendirildiğinde GSMH'ya sektörel katkılarını da hatırlatan Şener, özellikle sanayi, ticaret ve ulaştırma sektörlerinde yüksek oranda katma değer artış oranlarına ulaşıldığını bildirdi. Tarımda program çalışmaları sırasında yüzde 1,7'lik bir küçülme yaşayacağı düşünülen bir sektör olduğunu belirten Şener, Türkiye'de tarımda üst üste iki yıl büyümediğini 1 yıl varlık yılı, diğer yılın ise yokluk yılı olarak ortaya çıktığını ifade etti. Son yıllarda da bu trendin böyle olduğunu ama yıl sonu itibarıyla yüzde 5,6'lık bir büyüme gerçekleştiğini, sanayide program çalışmalarında da yüzde 6,5'lik bir büyüme gerçekleşeceği öngörülürken, yıl sonu yine bu rakamla tamamlandığını kaydeden Şener, şu bilgileri verdi: "Hizmetler sektörü program çalışmalarında yüzde 5,3'lük büyüme öngörülen bir sektördü. Bu yüzde 8,2 olarak gerçekleşti. Bunda en önemli etki inşaat sektöründeki büyümeden kaynaklandı. İnşaat sektörü hep düşük büyüme seyretti, 2002-2003'de ekonomi büyüdüğü halde inşaat sektörü küçülmüştür. 2004'de ekonomi yüzde 9,9 büyüdüğü halde inşaat sektörü ancak bunun yarısı kadar büyüdü. 2005'de ise inşaat sektöründeki büyüme yüzde 21,5 oldu. En yüksek büyüme inşaatta gerçekleşti. Bu sektör geçmiş yıllarda büyümeyi aşağı çeken sektör görünümü verirken, ilk kez 2005 yılında inşaat sektöründeki büyüme genel büyümeyi yukarı çeken bir etki ortaya çıkarmıştır." BÜYÜMENİN KAYNAKLARI Şener, büyümenin kaynaklarına da değinerek, 2005'de büyümenin yine özel tüketim ve yatırım kaynaklı olarak geliştiğini söyledi. 2004 yılının baz etkisine rağmen özel yatırımlar yüzde 23,6, özel makina-teçhizat yatırımlarının ise yüzde 21,4 oranında arttığını hatırlatan Şener, dolayısıyla yatırımlarda da önemli ölçüde artış olduğunu, 2005 yılında toplam sabit sermaye yatırımlarının 95,3 milyar YTL olarak gerçekleştiğini kaydetti. Şener, bunun ekonominin performansı açısından önemli olduğunu belirterek, "çoğu kez (bu büyüme oranı sürdürülebilir bir büyüme midir?) sorusu yöneltiliyor. Yatırım harcamalarının büyüklüğüne baktığımızda bunu rahatlıkla yorumlayabiliriz. Stok değişimleri ile birlikte sabit sermaye yatırımlarının toplam GSMH içindeki payının yüzde 25'e ulaştığı bir ekonomik yapı içinde, yüksek oranlı bu büyümenin sürdürülebilir bir büyüme olduğunu rahatlıkla ifade ediyoruz" şeklinde konuştu. 2006, 2007 ve önümüzdeki dönem Türk ekonomisinin büyümeye devam edeceğini temel bir gösterge olarak vurguladıklarını ifade eden Şener, toplam sabit sermaye yatırımının 74,6 milyar YTL'lik bölümünün özel sektöre ait olduğunu da bildirdi. Şener, "yani özel sektör büyük bir yatırım performansı göstermiştir, bu niteliği itibarıyla ile de ekonominin geleceği hakkında olumlu yorumlar yapmamız mümkündür" dedi. "ENFLASYON, HEDEFE UYGUN GELİŞİYOR" Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, enflasyon rakamlarının öngörülen hedefe uygun olarak geliştiğini söyledi. Şener, düzenlediği basın toplantısında, Mart ayı enflasyon rakamlarının da piyasa beklentileri doğrultusunda gerçekleştiğini kaydetti. Mart ayı itibariyle 12 aylık artışın yüzde 8,16 olarak gerçekleştiğini hatırlatan Şener, "Merkez Bankası tarafından belirlenen hedef aralığın yüzde 5,4 ile yüzde 9,4 içinde olduğunu düşünecek olursak, hedef aralığın içinde gerçekleşmiştir enflasyon rakamı. Buna göre Mart ayı itibariyle yıl sonu hedefi, hedefe uygun olarak seyretmektedir" dedi. Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) açıkladığı ihracat rakamlarına bakıldığında ekonominin dinamik bir şekilde seyrettiğinin görüldüğünü ifade eden Şener, "Mart ayında yüzde 13,8 artışla 7 milyar 518 milyon dolarlık ihracat gerçekleşti. Bu rakam bir rekor rakamdır. Ocak-Mart itibariyle 18 milyar 573 milyon dolar oldu bu 7,4'lük bir artışı ifade ediyor" dedi. Şener, enflasyon hedefi, ihracat rakamları ve büyüme rakamlarına bakıldığında, ekominin güven ortamında, istikrar ortamında yüksek bir performansla yoluna devam ettiğinin açıkça görüldüğünü bildirdi. BANKALARIN DEĞERİ ARTTI Bankacılık sektörüne bakıldığında, yabancı sermaye payının de, İMKB hariç olmak üzere, yüzde 12,5 olduğunu kaydeden Şener, son bir kaç yıldır sektöre yoğun bir yabancı ilgisi olduğunu ve bankaların değerlerinin de arttığını söyledi. En son Finansbank'ta yüzde 46 hisse için 2,3 milyar Avro değerinin ortaya çıktığını kaydeden Şener, şöyle devam etti: "Finansbank'a gelen sermayenin Yunan sermayesi olduğunu düşünecek olursanız, yabancı sermaye ilgisinin Türkiye'ye yönelmesi, bu ilginin komşudan yönelmiş olması Türkiye'deki güven ortamına bağlı olarak oluşmaktadır. Türkiye'de bir güven ortamı vardır, ekonomik istikrar vardır, bu güven ve istikrar ortamı yabancı sermayenin bankacılık sektörüne ilgi duymasını sağlamaktadır. Finansbank'taki yüzde 46 hisse satışı ile yüzde 12,5 olan yabancı payı da bankacılık sektöründe yüzde 14,4'e çıkmış olacak." Şener, konuşmasında bankacılık sektörü ile ilgili bilgi verirken, 2005'de 52 bankanın toplam 6 bin 276 şubesi olduğunu, çalışan personel sayısının 132 bin 973 olarak gerçekleştiğini, kredi müşteri sayısının 28 milyon 862 bin 646, toplam aktiflerin 396 milyar 962 milyon YTL, kredilerin 149 milyar 937 milyon YTL, mevduatların 243 milyar 121 milyon YTL ve 17 Mart 2006 itibariyle mevduatların 255 milyar 837 milyon YTL ye çıktığını söyledi. Şener, 2002 yılında sektörün dönem karının 2 milyar 883 milyon YTL iken, 2005'de 5 milyar 711 YTL olduğunu da kaydetti. Türkiye'de ekonomi iyi olduğunda, güven ve istikrar ortamı hakim olduğunda ülkede yaşayan herkes yararlanacağını belirten Şener, "Güven ve istikrarı sağlamak, sürmesine katkı sağlamak, destek olmak herkesin paylaşacağı ortak çıkarın, karın artırılması anlamına gelir" dedi.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |