T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
S O N   D A K İ K A 5 NİSAN 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Tan: Kıbrıs Eylem Planı masada

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Kıbrıs konusunun çözüm yerinin BM olduğunu belirterek, Türkiye'nin Kıbrıs Eylem Planı'nın masada olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan
Tan, haftalık basın toplantısında BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın himayesinde iki taraf arasındaki görüşmelerde kabul edilmiş bir planın mevcut olduğunu ifade eden Tan, şunları kaydetti:

"Ancak Kıbrıs Rum tarafı, meseleyi AB çerçevesine çekmeye çalışarak bu yolla Güney Kıbrıs Rum yönetiminin tarafımızdan tanınmasını ve Kıbrıs Türk halkının adada bir azınlık statüsüne indirilmesi çabası içerisindedir. Türkiye, kapsamlı bir çözüm içerisinde Kıbrıs Rum yönetiminin AB'ye tam üye olarak kabul edilmesinin bu tür sorunlara yol açacağını ve AB'nin soruna taraf haline geleceğini zamanında söylemişti. Bu yaklaşımımızda bir değişiklik olmamıştır. Son olarak ortaya koyduğumuz eylem planı, bu tutumumuzun devamlılığını göstermektedir."

Türkiye'nin Kıbrıs Eylem Planı'nın masada olduğunu kaydeden Tan, "Nitekim BM Genel Sekreteri'nin Gül'e gönderdiği mektupta eylem planımızın BM'nin ihtisas kuruluşlarına havale edildiğini, ciddi bir incelemeden geçmekte olduğunu ve bu değerlendirme bittikten sonra tarafımıza da tepkilerinin bildireceğini belirtmiştir" dedi.

Tan, bu arada BM'nin teklif ettiği, adada tarafların mutabık kalacağı çevre gibi konularda kurulacak teknik komiteler çerçevesinde güven ortamı oluşturulması çabasının da desteklendiğini belirtti.

Tan, "Ancak bunun, Annan planı temelinde kapsamlı çözümün yerini alamayacağı ve kapsamlı çözümün parçası olan konuların teknik komitelere götürülemeyeceği açıktır" diye konuştu.

"ROJ TV'NİN KAPATILMASI İÇİN TÜM GAYRETİ SÜRDÜRMEKTEYİZ"

Tan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile Danimarka Dışişleri Bakanı Per Stig Möller'in Roj TV hakkında yaptıkları görüşmeye ilişkin bir soru üzerine, "Gül'ün üzerinde durduğu temel mesaj bu televizyon kuruluşunun kapatılmasıdır. Gül, Roj TV'nin kapatılmasıyla ilgili beklentisini çok açık bir şekilde muhatabına iletti ve karşılığında da Danimarkalı Bakan konunun üzerine gerekli hassasiyetle gidileceğini belirtti" dedi.

ROJ TV'nin kapatılması konusunda "bir sürecin yürüdüğünü" kaydeden Tan, Türkiye'nin girişimlerinin devam ettiğini, Diyarbakır'daki son şiddet olaylarından sonra Türkiye'nin gerekli bilgileri Danimarka makamlarına ilettiğini söyledi.

Tan, Fransa ve İngiltere'de Roj TV'nin idari mahkeme kararı sonucunda kapatıldığını, ancak Danimarka'da aynı hususun ceza mahkemesinde ele alındığını, Türkiye'nin bu cezai süreçle ilgili her türlü delili Danimarka Başsavcılığı makamına zamanında gönderdiğini kaydetti

GÜNEYDOĞUDAKİ GELİŞMELER

Güneydoğudaki son gelişmeler çerçevesinde bazı Avrupalı parlamenterlerin "Kürtlerin kültürel haklarından" söz ettikleri anımsatılan ve bu konuda Türkiye'nin girişimi olup olmadığı sorulan Tan, Türkiye'nin girişimlerinin her zaman söz konusu olduğunu vurguladı.

Son olarak Avrupa Komisyonu sözcüsünün de, "Güneydoğu Anadolu'da PKK'dan kaynaklanan ciddi bir terör tehdidinin olduğunu açık bir şekilde teyit ettiğini" hatırlatan Tan, ABD'nin de Dışişleri Bakanlığı sözcüsü aracılığıyla PKK'yı şiddetle kınadığını belirtti. Tan, Güneydoğudaki olaylarda "Herkesin PKK'nın ciddi bir provokasyonu olduğunu bildiğini" söyledi.

"PKK ORTADAN KALKINCAYA KADAR MÜCADELE SÜRECEK"

Sözcü Tan, "PKK ile mücadele öncelikle Türkiye'nin sorumluluğunda yürütülecek bir mücadeledir. Biz PKK ile bugüne kadar en etkin şekilde mücadele ettik ve bu mücadele PKK tümüyle ortadan kaldırılıncaya kadar devam edecektir" dedi.

Tan, yurtdışında bazı Türk iş yerlerini hedef alan saldırılar hakkında da şunları söyledi:

"Gerek Türkiye'deki makamlarımız, gerekse yurtdışındaki temsilciliklerimiz her zaman bu konuda müteyakkız vaziyettedirler, her zaman duyarlılıklarını sürdürmektedirler, bu yönde talimatları vardır. Bu konuda kimseden herhangi bir uyarı beklemeksizin girişimde bulunurlar. Türkiye'de bulunan ilgili ülkelerin temsilcilikleri nezdinde de gerekli girişimler derhal yapılır. Dolayısıyla gerek vatandaşlarımızın yurtdışındaki hak ve hukukunun korunması, gerekse terör örgütünün faaliyetlerinin önlenmesi konusunda bizim teşkilatımız son derece duyarlıdır. İlgili makamlarımız da aynı şekilde duyarlıdır. Bundan endişe edilmemesi gerekir."

PKK bağlantılı olduğu öne sürülen Fırat Haber Ajansı'nın ABD'de Dallas kenti üzerinden yayın yaptığı yolundaki iddialar hakkında da Tan, Türkiye'nin PKK terör örgütünün medyaya yönelik faaliyetleri dahil her türlü faaliyetini takip ettiğini söyledi. Tan, bu faaliyetlerin önlenmesi konusunda etkin tedbirlerin zamanında alındığını, bundan sonra da böyle olacağını kaydetti.

" ABD, TERÖR ÖRGÜTÜNÜN VARLIĞINI İSTEMİYOR"

Tan, "ABD Irak'ta PKK'nın herhangi bir faaliyetini sürdürmemesi için en etkin önlemlerin alınmasını istemektedir. Bu konuda kararlılığını vurgulamaktadır ve bizimle işbirliği içindedir" diye konuştu.

Türkiye'de terör olaylarının artışında Bağdat'ta bir hükümetin hala kurulamamış olmasının etkili olup olmadığı sorusu üzerine de Tan, "Irak'taki genel güvenlik sorunu elbette ki Türkiye'deki PKK faaliyetlerini ve sızmaları belli şekilde etkilediği ortadadır" dedi.

Ancak Türkiye'nin Irak'taki tüm kesimlerin temsil edildiği bir milli birlik hükümeti kurulması amacıyla siyasi sürece destek verme yolundaki çabalarını sürdürdüğünü söyleyen Tan, bu çerçevede hükümet kurulması konusunda tarafların kendi aralarında yürüttükleri çalışmaların da yakından takip edildiğini, ancak neticede hükümeti Iraklıların kuracağını kaydetti.

"CIA UÇAKLARI DİYARBAKIR'A İNMEDİ"

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü (CIA) uçaklarının Diyarbakır'a iniş yapmasının söz konusu olmadığını söyledi.

Tan'ın Uluslararası Af Örgütü'nün, CIA'nın sahip olduğu iddia edilen işkence merkezlerine şüphelileri taşımak için gizli uçuşlar düzenlediği ve bu uçakların Diyarbakır'a da indiğini iddia eden raporu hatırlatıldı.

Sözcü, gerek Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün gerekse Dışişleri Bakanlığı'nın "böyle bir şeyin söz konusu olmadığı yönünde" gayet net açıklamaları bulunduğunu kaydetti.

CIA'nın bu uçuşlarda özel şirketlere ait uçakları ve paravan şirketleri kullanarak "uçuş amaçlarını gizli tutmayı" hedeflediği savunulan raporda, CIA'nın uçuşlarını havacılık otoritelerinden gizlemek için sivil havacılık kural ve uygulamalarını kötüye kullandığı görüşüne yer verildi.

Raporda, uçuşlarda kullanıldığı öne sürülen uçakların ait oldukları özel firmalar ve iniş-kalkış yaptığı havaalanları ile üslerin listesine yer verilirken, bu listede Diyarbakır da yer aldı. Raporda, CIA uçaklarının Diyarbakır'a iki kez indiğini iddia edildi.

İSKENDERUN LİMANI'NDA BRİFİNG

Tan, Amerikalı subayların İskenderun limanında inceleme yaptığına yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine de İskenderun'da Amerikalı bir askeri heyete brifing verildiğini, bunun da Genelkurmay Başkanlığı'nın izniyle yapıldığının bilindiğini kaydetti.

Sözcü Tan, ABD ile Türkiye arasında savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmasının olduğunu hatırlatarak, bu çerçevede karşılıklı işbirliği çalışmalarının yapıldığını sözlerine ekledi. ANKARA (A.A)

  • ANKARA (A.A)

    Geri dön   Yazdır   Yukarı


  • ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi