T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 9 MAYIS 2006 SALI
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Bugünkü Yeni Şafak
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Mustafa KUTLU

Galiba

Geçen haftaki yazımızı okuyanlar "Bu İş Bitti (Galiba)" başlığını attığımızı hatırlayacaktır. (Yahu aradan bir hafta geçmiş. Sen bir spor yazarı bile değilsin, niçin hatırlasınlar).

Siz parantez içindeki münafık itiraza aldırmayın.

Yazımı okuyanlar büyük bir merak içinde "Bu İş Bitti"yi anladık da, o "Galiba" ne oluyor diye sordular.

Onlara abd-i âcizin mürekkep yalamış biri olduğunu, elbette spor yazılarında dahi sembolik bir dil kullandığını izah ettim (Anlayan anladı).

Şimdi Da Vinci'nin Şifresi kadar şöhret kazanmış olan "Galiba"nın asıl anlamını açıklıyorum:

Efendim bu kelime Hasan Kabze mânâsına geliyor. Geliyor, çünkü Hasan attığı goller ile bu işin bitmediğini dosta-düşmana gösterdi.

Kalite açısından hayli fukara olan süper ligimiz bize bu yıl zirve yarışında da, düşme yarışında da son haftaya kadar devam eden bir heyecan yaşattı.

Heyecanın yaratıcısı Galatasaray ile Gerets'tir. Bu takımın (kulübün) son yıllarda yaşadığı sıkıntıları Fenerbahçe yaşamış olsaydı, çoktan dağılırdı. Galatasaray dağılma bir yana kenetlendi ve öyle bir performans sergiledi ki -herkesin de kabul ettiği gibi- kendisinden her bakımdan üstün olan Fenerbahçe'ye nefes aldırmadı.

Fenerbahçe'nin bu "göz kamaştırıcı" üstünlüğü "meyveli ağacı taşlarlar" misali hırçınlıklara, ölçüsüzlüklere sebep oldu. Hatta her köşede alçak sesle bir Fenerbahçe aleyhtarlığı dile getirilir oldu.

Fenerbahçe bu antipatiyi Avrupa Kupalarında kazanacağı başarılar ile sempatiye döndürebiler.

Başka bir yolu da yoktur. Üç yıl değil, on üç yıl içeride şampiyon olsanız da kimseyi memnun edemezsiniz.

Mesela bu Beşiktaş'ın aldığı Türkiye Kupası.

Eğri oturup doğru konuşalım. Kimleri kaç dakikalığına memnun etti. Bir düşünün. Koca camianın bu yıl yaşadığı çalkantılar, aradaki puan farkı, UEFA'ya gitme yarışı siyah-beyazlıları buruk bir edaya çekmemiş midir?

Herkes "Böyle mi olmalıydı" diyor. Üstelik önümüzdeki sezon yine bir "sil baştan" yapılacak. Sil baştan yapmak demek takımın kurulup oturması, başarıyı yakalaması için en azından iki yıl demek. Futbol camiasında bu sabrı gösterecek kim kaldı?

Neyse biz şimdi, son haftanın düğümüne dönelim. İpi kim göğüsleyecek?

Ben direk Fenerbahçe diyorum. Ve ardından bu satırları okuyan kişileri yazının başlığına bir kere daha bakmaya çağırıyorum.

Böylesi iğrenç espriler de yapılmasa bu gerginlik bizi de gerecek.

Geri dön   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi