T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
G Ü N D E M | 9 MAYIS 2006 SALI | ||
|
Kadınların sorunu yüksek topuklu ayakkabı değildir
Devlet Bakanı Çubukçu, erkeklerin kadın kılığına sokulduğu yarışma programları ile mevcut magazin ve kadın programlarını eleştirerek, "Kısıtlayıcı bir düzenlemeden yana değiliz. Ancak bazıları kesinlikle engellenmeli" dedi.
Yeni Şafak kahvaltılarına konuk olan Çubukçu, kimsesiz ve bakıma muhtaç çocuklarla ilgili uygulamaya koydukları yeni projeler hakkında açıklamalarda bulundu. Söz konusu programları yapan kişilerin "kadın sorunlarını anlatıyoruz" şeklinde bir gerekçenin arkasına sığındıklarını hatırlatan Çubukçu, "Kısıtlayıcı bir düzenlemeden yana değiliz. Ancak bazı hususlar var ki kesinlikle kısıtlanması, engellenmesi gerekir. Bu program da öyle bir programdı. Gelen tepkiyi dikkate alıp kaldırdılar. Kadınların sorunları, topuklu ayakkabı giymek değildir. Çözüm, kadın kılığına girmek değil. Ya da benim erkek sorunlarını anlamak için erkek kılığına girmem gerekmiyor" diye konuştu. TELEVİZYON EKRANINDA MAHKEME KURUYORLAR Bazı kadın programlarında önemli hukuki problemlerin de doğduğunu dile getiren Bakan Çubukçu, şunları söyledi: "Televizyonda bir kadın, kayınpederinin kendisine tecavüz ettiğini iddia etti. Bunu çocukları, ailesi izliyor, hatta kayınpederi izliyor. Bu tür davalar yargılama aşamasında bile gizli oturumlarda görülür. Bu, bir mahkemeyi ekranda kurmak, yargısal bir rol üstlenmek demektir. Gerçekten böyle bir durum yoksa, gelinine tecavüz ettiği iddiasında bulunulan bu insan cemiyet içinde nasıl dolaşacak? Bu o kadar ağır ki, 'gerçek değilse' ye baktığımızda.. Gerçekse, bu sefer kadının bundan sonra başına gelebilecekleri düşünmek gerekir. TV programlarında olaylar şahıslar üzerinden değil, vakıalar üzerinden ele alınmalı." BATAĞA İTENLER DEĞİL, BİZ ELEŞTİRİLİYORUZ Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ile ilgili basına da yansıyan olumsuzluklara da değinen Çubukçu, şu bilgileri verdi: "Çocuk Koruma Kanunu ile çocuk yaşı 18'e çıkartıldı. Birinci aşamada 'İlk Adım İstasyonları' dediğimiz rehabilitasyon merkezlerimiz var. İkinci adım 'Sosyal Rehabilitasyon Merkezleri'. Bunların çoğu travma görmüş çocuklardır, hem sosyal anlamda, hem ruhsal anlamda, hem fiziksel anlamda. Bu çocuklarla sürekli kurum bakımı altında olan çocuk ve gençleri kesinlikle karıştırmamak gerekir." Bir TV programında 'yurttan fuhuş batağına' şeklinde takdim edilen olaya tepki gösteren Çubukçu, "Tam tersine 13 yaşından itibaren zaten fuhuşta olan, koruma kararıyla rehabilitasyonuna aldığımız bir çocuk bu. Yani fuhuş pazarında o kızları satanlar, o çocuklarla para karşılığında ilişkiye girenler, o çocukları sokağa bırakan anne-babalar... Bunlara hiç bir sorumluluk yüklemeden, kurumun bu amaçla gündeme getirilmesini yadırgıyorum ve şiddetle kınıyorum" diye konuştu. Çubukçu, yetiştirme yurtlarının medyada sürekli olumsuz gösterilmesinin, oradaki çocuk ve gençlerin geleceğine darbe vurduğunu belirterek, "Bu çocuklar okullara gidiyorlar ve her biri biliniyor, 'sen yurt çocuğusun' diyorlar, aşağılanıyorlar. Bu çocuklara kıymayın, diyorum. Çünkü bunlar zaten travma çocukları" dedi. KADINLARIN İÇİNDE ÜÇ DE 'GÖNÜLLÜ BABA' VAR Bakan Çubukçu, sivil organizasyonların alternatif projelerine de açık olduklarını vurgulayarak, bu konuda şunları söyledi: "Çocuk İstiyorum Derneği'yle yaptığımız protokol sonucunda 800 gönüllü anne şu anda bizim kuruluşlarımızda çalışıyor. Sivil toplum örgütleriyle en az 40'a yakın protokol imzaladık. Gönüllü annelerin içerisinde 3 tane de 'gönüllü baba' var. O çok hoş." Korunmaya muhtaç ve kimsesiz çocukların, bir aile ortamı içinde büyümelerinin amaçlandığını dile getiren Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aileye dönüş projesi kapsamında yaklaşık 2 bin 500 çocuk aileye döndü şu anda. Bu ailelere 250 milyon YTL katkı demek. Aileye bıraktığımızda o çocuk hakkındaki koruma kararımızı kaldırmıyoruz. Ayrıca bakıma alınmamış, fakat alınma riski olan çocuklarla ilgili olarak yaklaşık 30 bin aileye de destek veriyoruz, aynî ve nakdi olarak." Koruyucu aile sistemi desteklenmeli Çubukçu, "koruyucu aile" sistemine çok önem verdiklerini belirterek, şunları söyledi: "Evlat edinmeye olan talep, koruyucu aileye yok. Oysa Avrupa'da kurum bakımı altındaki çocukların yüzde 75'i koruyucu ailede. Bu oran ülkemizde yüzde 2'ydi, biz yüzde 4'e çıkardık. Koruyucu ailelere de maddi destek veriyoruz. Herhangi bir sorun çıktığında tekrar kuruma bu çocukları alabiliyoruz. Ayrıca o çocukların sağlık hizmetlerini, başka giderlerini ve harçlıklarını vermeyi sürdürüyoruz. Şu anda yaklaşık 6 ilimizde sevgi evlerimiz var. 23 ilde sevgi evlerinin yapımına başladık."
Demirel'in 'terk et' demeye hakkı yok Bakan Çubukçu, başörtülü kızların Arabistan'a gitmelerini isteyen eski cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e tepki gösterdi. "Bu ülkede yaşayan herkes, bu topraklarda yaşamaya Demirel kadar hak sahibidir" diyen Çubukçu, şu görüşleri dile getirdi: "Böyle bir sözü sarfedebilmiş olmasını çok yadırgıyorum. Dünyada artık devletlerin vatandaşını vatandaşlıktan çıkartıp, onu vatansız bırakma hakkı bile yok. Demirel'in bu sözleri toplumda çok büyük tepkiyle karşılanmıştır. Zira bu, soğuk savaş dönemi söylemidir."
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |