T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y E M E K 10 MAYIS 2006 ÇARŞAMBA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Okur Sözcüsü
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Ramazan BİNGÖL

www.ramazanbingol.com

Çanak kebap & Katmer

Sürekli birlikte yemeğe gittiğim dostum Dr. Süreyya Bey ile geçtiğimiz hafta da bir yemek niyetiyle buluştuk. Süreyya Bey'in "Bu hafta da ben seni yemeğe bir yere götüreceğim." demesiyle kendimizi Çanak isimli restoranda bulduk. İçeriye ilk girdiğinizde sıradan bir lokanta havasını andıran Çanak Restoran'ı şöyle bir gezip, yemeklerine baktığınızda diğer "Gaziantep Mutfağı" yemeklerini sunduğunu iddia eden işletmelerden farkını hemen anlıyorsunuz.

İşletme sahibi Mustafa Bey daha önce çeşitli restoranlarda çalışmış, ortaklık yapmış. Son olarak da kendi bilgi ve birikimlerini insanlara sunmak ve hayalindeki yemekleri yapmak amacıyla Çanak'ı açmış. Masaya oturduğumuzda Dr. Süreyya Bey ile siparişleri vermeye başlamadan, Mustafa Bey siparişleri vermişti bile. Yemeğimize yuvalamayla başladık. Sunumu bakır tabakta, görselliği güzel, kıvamı yerinde gerçek bir Antep yuvalaması yedik. Daha sonra taze sarımsaktan yapılan şiveydiz, sarımsak sevenler için nefis ve değişik bir sulu yemek. Sarımsak kokusunu almıyorsunuz ve frik pilavı. Bana göre pilavların en iyilerinden biri (firik buğdayın ilk hali). Ardından gelen dolma ve en önemlisi keme kebabı. Keme çok ilginç bir tad, tanınması ve yenilmesi gereken bir lezzet.

(Keme bir tür yer mantarıdır. Genellikle şubat ayının sonlarına doğru çıkmaya başlar ve en geç mayıs başı gibi de mevsimi geçmektedir. Nisan yağmurlarıyla toprak altında yetişen bu mantar ile yapılan kebaba, keme mevsiminin kısa olması hasebiyle "yedin yedin, yoksa seneye kebabı" da denilir.)

Daha sonra gelen katmer seneler önce Antep'te yediğim katmeri hatırlattı. Bir kişinin zorla yiyebileceği kadar büyük. Ancak "4 kişilik katmeri tek kişi isteyince ne oluyor." dediğimde Mustafa Bey de "Diğerini ikram ediyoruz" dedi. Yemeğimizi ikram olarak gelen Antep fıstığıyla bitirdik. Dr. Süreyya Bey'e "Sanki Antep'e gittik." dedim. Bu lezzetleri ancak Antep'te bulabilirsiniz ya da Çanak'ta.

ANTEP MUTFAĞI

350 kişilik hizmet kapasitesi bulunan restoranın menüsü Gaziantep mutfağının lezzetlerine uygun şekilde belirlenmiş. Ailelerin restorana geldiklerinde çocuklarının da rahat ettirilmesi amacıyla Mustafa Bey, restoranına bir de çocuk oyun odası hazırlamış. Gözetmenleri ile birlikte çocuklar oyun oynarken, anne ve babalar da bu sayede rahat bir yemek yeme imkânına kavuşuyor. Tatlı çeşitlerinde katmeriyle meşhur restoranın menüsünde Gaziantep'e özgü baklava, künefe ve kadayıfı, kebaplarda; Keme Kebabı, Tandır Frik, Ezmeli Kebap, Yoğurtlu Kebap, Abugannuş, Oruk Kebabı, Halep işi, Küşleme, yöresel yemeklerde, Şiveydiz, Yuvalama, Etli Antep Dolması ve Frik pilavı gibi daha pek çok kendine has lezzetleri bulunmakta.
Acıbadem Cad. No:115 Kadıköy
Telefon: 0 216 325 22 34

KEME KEBABI

MALZEMELER:
400 gr. kemiksiz kuzu kolu
100 gr. Kemiksiz kuzu gerdanı
200gr. Kuzu kuyruk yağı
40 adet Keme (ceviz büyüklüğünde)
Tuz, karabiber
HAZIRLANIŞI
Yapılışına geçmeden önce kemelerimizi güzelce yıkıyoruz. Çünkü keme toplandığı yerdeki toprağın tüm dokusunu üzerinde taşımaktadır. Yıkama işleminden sonra dış yüzeyini pütürlü sert bir malzeme ile temizleyip ikinci bir yıkama işleminden geçiriyoruz. Kemeleri ortadan ikiye bölüyoruz ve şiş ile dikkatlice ortalarından deliyoruz. Kuzu gerdanı, kuzu kolu ve kuyruk yağını pirinç tanesi ebadına gelinceye kadar zırhtan geçiriyoruz. Yalnız dikkat edilmesi gereken nokta kesinlikle etin ezilmemesi gerektiğidir. Eğer zırh ile bu işlemi yapabilecek durumda değilseniz eti aldığınız kasapta tek çekimle de istediğiniz kıvama getirebilirsiniz. Daha sonra tuz ve karabiber ekleyerek harmanlama yapıyoruz. Son olarak bir parça kıyma bir parça keme şeklinde dövme yuvarlak şişlerimize diziyoruz. Makbul olanı meşe odunuyla küle yakın kor kıvamındaki bir ateşte yakmadan ağır ağır pişirilen keme kebabı yanında yeşil soğanla yapılan piyazla yenmelidir. Afiyet olsun.


LEZZETLİ SÖZLER

Dil, tencerenin kapağına benzer. Kıpırdadı da kokusu duyuldu mu ne pişiyor anlarsın.
Hz. Mevlana

  DİĞER YAZILAR
  • Mangal sezonunu açtık
  • Pirpirim
  • Sağlıksız beslenmeyle sağlıklı nesiller yetişmez
  • Sağlığın sırrı bitkilerde mi?
  • Hoş mu erim?
  • 15. yüzyıl Osmanlı mutfağı
  • Kuş gribi tavuk ve marka
  • Kurtlar Vadisi ve künefe
  • Adana kebabına standart gerek
  • Soğuk günlerin sıcak dostu
  • Picasso tadında lokum
  • Ocakbaşı keyfi
  • Amerika'da restoran ve kafeler
  • 'Ahça çomahla bir mendil hamsi ver'
  • Hamsi efsanesi
  • Geri dön   Yazdır   Yukarı


    ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

    Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Spor | Yazarlar
    Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
    Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi