T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
İ Z D Ü Ş Ü M | 4 HAZİRAN 2006 PAZAR | ||
|
Gelecek endişesi taşıyan Berlinli Türk gençlerinin gözü Türkiye'de. Ülkelerine dönme özlemi taşıyan gençlere göre Türkiye her geçen gün daha iyiye gidiyor.
Geçen hafta Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası(TD-IHK)'nın Berlin'de düzenlediği Türk-Alman Kongresi'ni izledik. İşadamı Kemal Şahin'in başkanlığını yaptığı TD-IHK'nın faaliyetleri göçmen Türkler için de umut verici. Bu arada 80 yıl kadar önce, 1927'de Berlin'de Türk Ticaret Odası'nın kurulduğunu ve II. Dünya Savaşı'na kadar faaliyet gösterdiğini belirtelim. DUVAR TURİSTİK OLDU İkinci Dünya Savaşı'nda Berlin büyük bir yıkıma uğradı. Hitler bu kentteki bir sığınakta intihar etti. Ruslar ve Amerikalılar tarafından işgal edilen Almanya, Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldı. Bu trajik bölünmeden Berlin de payını aldı. Berlin'in imparatorluk merkezi büyük ölçüde Doğu Almanya'da kaldı. Doğu Alman toprakları içerisinde küçücük bir ada olan Batı Berlin, bir koridorla Batı Almanya'ya bağlıydı. 1961'de Ruslar, iki Berlin arasında bir duvar çektiler. Duvar, Batı dünyası ile Komünist Dünya'yı ayıran ideolojik bir simgeydi. Doğu Berlin'den Batı'ya geçmeye çalışan binlerce Alman yakalandı, yüzlercesi kaçarken öldürüldü. ABD Başkanı J. F. Kennedy'in ''Ich bin ein Berliner'(Ben Berlin'liyim) başlıklı ünlü söylevini verdiği alan, Berlin Duvarı'nın hemen dibiydi. 'Utanç Duvarı' olarak ünlenen duvar 1989'da yıkıldı. Eski rejimin simgesi olan duvarın kalan parçaları, şimdi turizme yönelik olarak kentin çeşitli bölgelerinde sergileniyor.
NEO-NAZİLER DOĞU'DA GÜÇLÜ Sovyetler Birliği'nin dağılması ve komünist sistemin iflas etmesi Doğu Almanya'yı da etkiledi. Doğu Alman rejimi sona erdi. 16 milyonluk Doğu Almanya'nın Batı Almanya'ya katılması yeni sorunları beraberinde getirdi. Bu sorunlardan en fazla etkilenen 2.7 milyonluk nüfusa sahip Türkiyeli göçmenler oldu. Doğu Almanya'nın ekonomiye bindirdiği ağır yük, Almanya'da yabancı düşmanlığını körükledi. İlginçtir ki yabancı düşmanlığının, neo-nazizmin en fazla yükseldiği yerler de Doğu Almanya eyaletleri. Ama belirtelim ki, Berlin'de göçmenlere karşı daha anlayışlı davrananlar da Sosyalistler, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller. İki Almanya'nın birleşmesine ve aynı sistem içinde yer almasına rağmen, Batı Almanlar, Doğu Almanlar için "ost"(doğulu) tabiri kullanıyorlar. Duvar yıkılmış olsa da iki bölge Almanları arasındaki kültür ve mantalite farklılığı göze çarpıyor. Ost, aynı zamanda tembel ve asalak gibi olumsuz nitelemeleri de içeriyor. Almanların göçmenler için Auslander(yabancı) demeleri gibi. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Batı Almanya'nın başkenti Bonn idi. Almanlar, tarihi başkentlerine yeniden kavuştular. Federal hükümet merkezi şimdi Berlin'de. AB'DEKİ TÜRK ŞEHRİ 1960'larda Türkiye'den Almanya'ya gerçekleşen işçi göçünden Berlin de nasibini aldı. 1960'ların sonlarında 5-10 bin Türk işçinin yaşadığı kentte bugün Türkiye'den gelenlerin sayısı 250 bin civarında. Resmi rakamlar ise Berlin'de 200 bin Türkiye kökenli bir nüfusun yaşadığı yönünde. Bunun 130 bini Alman vatandaşı. Yurt dışındaki en büyük Türk şehri olarak anılan Berlin'de 450 bin göçmen yaşıyor. Türk gençleri en fazla eğitimsizlikten ve işsizlikten şikayetçiler. Berlin, Almanya'da en fazla etnik grubu barındıran bir kent. 200 kadar etnik grubun yaşadığı söyleniyor. KÜÇÜK İSTANBUL Berlin'de en yoğun göçmen yerleşimi, 80 bin Türkün yaşadığı Kreuzberg. 250 bin nüfuslu belediye merkezindeki bir üst geçitte, Türkçe olarak "Kreuzberg Merkezi" yazıyor. İlçede 130 ayrı etnik grup var. Kreuzberg-Friedrichshain Belediye Başkanı, Doğu Alman Komünist Partisi'nin devamı olan Demokratik Sosyalizm Partisi(PDS)'nden. Berlin Belediye Başkanı ise Sosyal Demokrat. Berlin'de nüfusun yüzde 13'ü, Kreuzberg'de ise yüzde 32'si göçmen. Türkleri, Polonyalılar, Yugoslavlar, Ruslar takip ediyor. Bir zamanlar İtalyanlar, İspanyollar, Yunanlılar önemli göçmen grupları arasındaydı. Bu gruplar şimdi restoranlarıyla tanınıyorlar. Çünkü, AB'ye girdikten sonra bu ülkelerden gelen göçmenlerin çoğu geri dönmüş. BERLİN'DE 'TÜRK GİBİ GİYİNMEK' BİR ZAMANLAR MODAYDI Bir zamanlar Spree Nehri'nin iki yakasındaki Cölln ve Berlin adlı iki balıkçı kasabasından ibaret olan Berlin, 769 yıllık tarihe sahip. Osmanlı'nın ilk Berlin Elçisi Ahmet Resmi Efendi 1763'te 200 kişilik maiyetiyle gittiği Berlin'de görkemli bir törenle karşılandı. Ahmet Resmi Efendi ve maiyeti Almanlar arasında büyük bir sükse yapmıştı. Öyle ki Türk gibi giyinmek ve Türk ekmeği yemek moda olmuş. ATATÜRK VE MEHMET AKİF Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa da 1908'de Berlin'de askeri ataşe olarak görev yaptı. Atatürk de 1917'de Şehzade Vahdettin'in yaveri olarak birlikte Berlin'e gitmiş ve bir hafta kadar Adlon Otel'de kalmıştı. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin liderlerinden Talat Paşa, Cemal Azmi ve Dr. Bahattin Şakir de yine bu kentte Ermeni suikastçiler tarafından şehit edildi. Mehmet Akif Ersoy da Teşkilat-ı Mahsusa adına 1915'de Berlin'e gitmiş, Almanlar tarafından esir alınan Rus tebası Türk kökenli askerlere ait kamplarda propaganda çalışmaları yapmıştı. Bizden kaçırılan dünyaca ünlü Bergama Müzesi de Berlin'de. Dünyayı kana boğan İkinci Dünya Savaşı'nın kararları bu kentte alındı... ALMAN ASKER DÖNERİ ÇOK ÖZLEMİŞ Almanya'da mutfak kültüründe Türklerin önemli yeri var. Alman Milli Savunma Bakanı Afganistan'daki Alman askerlerini ziyareti sırasında bir ere, "Memleketinden en çok neyi özledin" diye soruyor. Askerin verdiği cevap, "Çok şey özledim ama en çok Kreuzburg'da arkadaşlarımla döner kebap yemeyi özledim" oluyor.
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |