T Ü R K İ Y E ' N İ N    B İ R İ K İ M İ
Y A Z A R L A R 9 HAZİRAN 2006 CUMA
  Ana Sayfa
  Gündem
  Politika
  Ekonomi
  Dünya
  Aktüel
  Spor
  Yazarlar
  Televizyon
  Sağlık
  Yurt Haberler
  Son Dakika
 
 
 
  657'liler Ailesi
  Ankara'da Şafak
  Bilişim
  Çalışanın Sesi
  Diziler
  Düşünce Gündemi
  İzdüşüm
  Kültür-Sanat
  Röportaj
  Sinema
  Yemek
  Zamanda Yolculuk
 
  Bize Yazın
  Abone Formu
  Temsilcilikler
  Reklam
  Künye
 
  Arşiv

  Yeni Şafak'ta Ara
 

Yasin DOĞAN

Sol ve İslamcılık

Türkiye'de sol akım, solun uluslararası karakteristiğine uymayan, "kendine özgü" bir yapıdadır. Türkiye'de "sol" olarak tanımlanan özelliklerin ne derece "sol" olduğunun tartışmalı olması bir yana, dünyanın diğer bölgelerindeki sol ile ortak bir özelliği olup olmadığı da çok su götürür bir meseledir.

Bizde sınıf mücadelesi ve burjuvazi gibi kavramların batılı anlamda varlık alanına çıkmaması, doğal olarak solun da farklı özelliklerle şekillenmesine sebep olmuştur.

Resmi ideolojinin rahminde gelişen ve devletçi-milliyetçi eğilimlerle şekillenen sol'un dine, topluma ve piyasaya bakışı da çarpıklıklarla doludur.

Böyle olunca ezilenlerin, kent yoksullarının, emekçi kitlelerin söylemlerinin makes bulduğu siyasal zeminler de farklılık göstermiştir. Sağ partilerin sık sık kendilerini aynı zamanda sosyal demokrat olarak niteleyebilmesi, Türkiye'deki solun hem "sosyal", hem de "demokrat" niteliğinin çok tartışmalı olmasından, sağın ise aslında solun faaliyet göstermesi gereken kitle üzerinde etkili olabilmesindendir.

Zaman zaman gündeme getirilen bir konu da İslamcılık ile sol ilişkisidir. İdeolojik İslami eğilimdeki hareketlerin sol hareketlerle örtüşen yönlerinin olduğu çok sık vurgulanır. Bu konuya biraz eğilirsek şunları söyleyebiliriz:

İslamcılık'ın "anti-emperyalist" özelliği, 19. yüzyılda ortaya çıktığı dönemden beri temel karakteristiğidir. Osmanlı'nın dağılış döneminde işgale karşı Türk devletinin bağımsızlığı savunan birçok hareket "anti-emperyalist" özellik taşımıştır. Bu yüzden bu durum, İslamcılığın Irak Savaşı sonrası soldan esinlenerek kazandığı bir özellik değildir. Ama genel anlamda bakıldığında İslamcılık şekilsel olarak sol ile benzeşen kimi özelliklere de sahiptir.

- Solun bir dönemler "devlet" aygıtını aşırı önemsemesi gibi, İslamcılık da uzun zaman devlet endeksli bir hareket olmuştur. Ancak 90'lı yıllardan sonra İslamcılık devletten topluma doğru bir anlayış değişikliğine uğramaya, yukarıdan değil aşağıdan dönüşümü esas almaya, toplumsal dinamikleri daha fazla önemsemeye başlamıştır.

- Solun toplumsallığa önem vermesi gibi, İslamcılık da toplumsallığa önem vermektedir. İki hareketin de büyük şehirlerin varoşlarında güç kazanması bu "halkçı" ve "protest" karakterle izah edilebilir.

- Yine iki hareket de bir dönemler "tercüme eserler"in ve "yerli olmayan" düşüncelerin etkisi altında şekillenmiştir. İslamcılığın fikri gelişiminde Mevdudi'den Seyyip Kutup'a ve el-Benna'ya kadar birçok İslam mütefekkirinin etkisi vardır. Her iki hareketin de "yerlileşmesi" kendi düşünce ekollerini geliştirmesiyle mümkün olmuştur.

İslamcılığın muhafazakarlığa doğru kayışı, daha merkezde ve daha kitlesel siyasi eğilimler ortaya çıkarmıştır. Muhafazakarlık sosyal niteliği var olsa da siyasi yelpazenin sağında konumlanmıştır.

Bugün Türkiye'de hâlâ, muhafazakar eğilimli hareketler sol hareketlerin kimi olumlu özelliklerini taşıyabilmektedir.

Ancak sağlıklı bir siyasi sistemde olması gereken sağ ve solun evrensel anlamlarıyla pozisyonlarını alabilmesidir.

Geri dön   Mesaj gönder   Yazdır   Yukarı


ALPORT Trabzon Liman İşletmeciliği

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Aktüel | Spor | Yazarlar
Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak
Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi