T Ü R K İ Y E ' N İ N B İ R İ K İ M İ |
||
Y A Z A R L A R | 9 HAZİRAN 2006 CUMA | ||
|
Bundan önceki yazımda fahiş bir hata oldu, TÜSİAD yerine MÜSİAD yazıldı. Gerçi okuyucularımızın irfanı maksadı anlamak için yeterli olmuştur, ama yine de bu yanlışa üzüldüm ve o paragrafı düzeltilmiş olarak tekrarlıyorum: "TÜSİAD sözcülerini dinlerken, bunca okumuş yazmış insanların nasıl bu hale geldiklerini düşünmeden edemiyor insan. "Ülkenin kalkınmasından başka hiçbir şey konuşulmamalı, tartışılmamalı, problem edinilmemeli" imiş. Tabii kalkınmadan maksatları da ekonomik; yani maddî. Peki insan yalnızca maddeden mi ibaret; insanın yeme, içme, giyinme ve çiftleşmeden başka bir ihtiyacı yok mu? Ahlak, san'at, din yalnızca insanlara ait değil mi ve insanların bu alanlarla ilgili ihtiyaçları, talepleri, problemleri olmaz mı? Eğer insanlar farklı din, ahlak, san'at anlayışları içinde bir arada yaşayacaklar ve buna rağmen huzur ve istikrar olacaksa bunun da bazı kuralları olması gerekmez mi? Bu kuralları yalnızca bir taraf (kesim, görüş, yaşayış ve inanış sahipleri) belirler, diğerlerini susturmak ve bastırmak isterse bunun sonu neye varır?" Yazının başlığı hem suçlu, hem güçlü. Bir yandan TÜSİAD sözcüleri her fırsatta laiklik tartışmalarını ve dindarlaşma konusundaki gelişmeleri tehlikeli gelişmeler olarak kaydedip tedbir istiyorlar, aynı zamanda kendileri bu konuları gündeme taşıyorlar. Sabancı'nın sözlerine bakalım: "... Laiklik ekseninde cepheleşmelere yol açacağı ayan beyan belli olan konularla Türkiye'nin gündemi dolduruldu. Örneğin, eğitimde çağdaş Türkiye'nin ihtiyacı olan reformların içeriğini tartışmak yerine, dini referanslı konular gündeme taşındı. Ya da laiklik tanımı üzerine tartışmalar açıldı." Bu şikayetin baş muhatabı iktidar olsa gerek; halbuki iktidar hem din eksenli konularda hem de laiklik konusunda en az konuşan cephe. Bu konuları en fazla gündeme taşıyanlar Cumhurbaşkanı, YÖK, yüksek yargı organlarının başkanları, muhalefet ve TÜSİAD gibi sivil toplum kuruluşlarıdır. Bunlar hem vuruyorlar hem de acı çekenin susmasını istiyorlar. Üstelik TÜSİAD bunu ilk defa da yapmıyor; daha 1990 yılında Zekai Baloğlu'na hazırlattığı "Türkiye'de Eğitim" isimli raporda İmam Hatip Okullarını ele almış, ortaokula dayalı, yalnızca mesleğe eleman yetiştiren, sayıları ve öğrencileri de bu amaca göre azaltılacak olan İmam Hatip Okulları istemişlerdi. Bu görüş ve talepleri hiç değişmedi, gerçek gerekçeleri de ideolojiktir, çarpık laiklik anlayışıdır, dinin toplum hayatı üzerindeki etkisini asgariye indirme kararıdır. İmam Hatip Liseleri ve İlahiyat Fakültelerinin din dersi öğretmeni yetiştirme yetkisinin alınması konularına gelecek yazıda temas edeceğim. Bu yazıyı yeni bir yardım talebini aktararak tamamlamak istiyorum:
"YERYÜZÜ DOKTORLARI TÜRKİYE" BAĞIŞ KAMPANYASI
Yakından tanıdığınız, hayra hizmette hep desteklediğiniz Yeryüzü Doktorları, son dönemde Filistinli çocukların kronik böbrek yetmezliği ve lösemi gibi hastalıklarına ilaç bulamadıkları için ölmeleri; ayrıca Endonezya'yı sarsan son depremde evsiz kalan insanların acıları karşısında duyarsız kalamazdı. Bu iki ülke için yardım kampanyaları başlattık. Çevrenizi harekete geçirerek vesile olacağınız maddi bağışlar, inanın ki birçok can kurtaracak. Ayrıntılı bilgileri web sitemizde görebilirsiniz: www.yeryuzudoktorlari.org Bilindiği gibi, siyasi ve ekonomik ambargo sebebiyle Filistin'de kronik hastalıkları olan ve sürekli tedaviye muhtaç çocuklara gerekli tıbbi malzeme ve ilaçlar ulaşmıyor. Son günlerde, özellikle kronik böbrek yetmezliği ve kan kanseri olan çocukların ölüm haberleri gelmeye başladı. Parasızlık da, bu tür ilaç ve malzemelerin teminindeki diğer bir zorluk. İşte bu ihtiyaca biraz olsun merhem olmak, hiç değilse üç-beş çocuk canı kurtarmak maksadıyla Yeryüzü Doktorları Derneğimiz, Filistin için yardım kampanyası başlattı. Yapılacak bağışlar, emin vasıtalarla ve sağlık hizmetinde kullanılmak üzere doğrudan Filistin'e gönderilecek. Endonezya depreminde de, en az 6000 ölü, 30.000 sakat ve yaralı, 100.000 den fazla evsiz insan olduğunu biliyoruz. Salgın hastalıklar ve sürekli yağışların da eklenmesiyle trajedinin boyutları daha da arttı. Yeryüzü Doktorları Türkiye, deprem bölgesine doktor göndermek yanında, depremzedelere yardım için bağış hesabı açtı. Doğrudan temaslarımız yoluyla, toplanan bağışları yerine ulaştıracağız. Hayırseverlerin himmetini bekliyoruz. Her iki kampanya için hesap numaraları:
BANKASYA Üsküdar Şubesi
Doç.Dr.M.İhsan Karaman
|
|
Ana Sayfa |
Gündem |
Politika |
Ekonomi |
Dünya |
Aktüel |
Spor |
Yazarlar Televizyon | Sağlık | Bilişim | Diziler | Künye | Arşiv | Bize Yazın |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin her hakkı mahfuzdur. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © Yeni Şafak Tasarım ve içerik yönetimi: Yeni Şafak İnternet Servisi |