Bugünkü Yeni Şafak |
|
|
Kasırgaya silahla
karşı konulmaz
Amerika, dünyada her alanın ilk sırada yer alan ülkesidir. Ürün, hizmet ve doğal kaynak tüketiminde, bilim ve teknoloji geliştirmede, kişi başına düşen araba ve bilgisayar sayısında ve hepsinden önemlisi de yağlamalada Amerika dünyada birinciliği kimseye kaptırmaz. Amerika dünya nüfusunun küçük bir oranını oluşturduğu halde, dünyanın en büyük tüketici gücüdür. Her Amerikalı bütün ürün ve hizmetleri bir Asyalı ve Afrikalı'dan yüzlerce kat daha fazla tüketir. Dünyada hiçbir ülke Amerika kadar doğal kaynak ve enerji tüketmiyor. Amerika ulaştığı bu tüketim seviyesini sürdürebilmek için, Venezüella'dan Afganistan'a kadar bütün dünyada savaşıyor. Amerika'nın deniz ve karalarıyla dünyayı kontrol eden ordusuna karşı koyacak başka bir ordu olmadığı için, Amerikan yönetimi, ortaya çıkan her sorunu silahla çözmeye çalışır. Orduların karşısına ordularla çıkıyor. Ancak kasırga ve sel baskınlarına silahla karşı koymak mümkün değildir. Amerika'nın güneyinde Meksika körfezindeki New Orleans şehri ve çevresini su altında bırakan Katrina kasırgası, doğal afetlerin güçlü ordularla önlenemeyeceğini bütün dünyaya bir kere daha gösterdi. Bütünüyle suların altında kalan New Orleans şehrinde silahlı çetelerin başlattığı yağmalamaları durdurmak için, askerlere "ateş etme ve öldürme" yetkisinin verildiği "olağanüstü hal" ilan edildi. Yağmacıların silahlı saldırıları yüzünden güvenlik görevlileri ve yardım ekiplerinin çalışmaları aksadığı için, her geçen gün hayatlarını kaybedenlerinin sayılarının katlanarak arttığı söyleniyor. Hırsızlık, soygun ve silahlı saldırıların doruk noktasına ulaştığı bir ortamda, güvenlik görevlisinin de kendileriyle birlikte ailelerini de korumayacakları endişesiyle, işlerinden istifa etmek zorunda kaldıkları açıklanıyor. Kasırgadan sağ kurtulanlar da, yardımlar zamanında yetişmediği için açlık ve susuzluktan ölüyor. Katrina kasırgasının yol açtığı doğal felekatte açıkça görüldüğü gibi, toplumları yıkan dış saldırılardan daha çok zor zamanlarda kendini gösteren ahlaki bozulmadır. Dünyanın "Yeni Roma" imparatorluğu olan Amerika da kendisinden öncekiler gibi, "ekonomik bunalımlardan" değil, "ahlaki bunalımlardan" büyük yaralar alacaktır. Benzeri yağmalamalarla Amerika'nın kısa tarihinde ilk defa karşılaşmıyor. New Orleans'ta kasırgayla kendini gösteren şiddet, aslında, Irak'ta, Filistin'de, Çeçenistan'da, Keşmir'de ve Afganistan'da bütün dehşetiyle yaşanıyor. Her gün binlerce suçsuz insanın ölümüne yol açan Batı ülkelerinin, hiçbir ülkede baskı ve şiddetten uzak, bütün kaynakların, kimseye haksızlık yapılmadan paylaşıldığı bir yönetim oluşturması mümkün değildir. Çünkü bir insanı suçsuz yere öldürenler, hem iç, hem de dış savaşların önüne geçemedikleri gibi, kendileriyle birlikte bütün dünyayı da ateşe vermekten çekinmezler. Kutsal değerlerin yerine seküler değerleri ikame etmeye çalışanlar, bütün dünyada Katrina kasırgaları estiriyorlar. Dünyada baskı ve şiddetle birlikte bütün savaşların önüne geçecek değerler, kutsal kültürün temel kaynaklarına dayanmadan varlıklarını koruyamazlar. Çünkü kutsal kültürde herkes iki dünyada da 'Cennet'e giden yolları genişletmeye çalışırken, metafizik dünyaya bütünüyle kapalı seküler kültür egemenlik alanını genişletmek için, bütün dünyayı Cehennem'e çevirmekten kaçınmaz. Ahlaksızlığa, hırsızlığa, yolsuzluğa, haksızlığa, ilkesizliğe, kayıtsızlığa ve yağlamalaya, kutsal kültürün rengiyle boyanmış insandan başka direnecek güç ve kaynak yoktur.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Sağlık | Arşiv Bilişim | Dizi | Çocuk |
© ALL RIGHTS RESERVED |