Ana Sayfa
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Aktüel
Spor
Yazarlar
Televizyon
Sağlık
Bugünkü Yeni Şafak
657'liler Ailesi
Bilişim
Çalışanın Sesi
Diziler
Düşünce Gündemi
Hayat
Kültür-Sanat
Nar-ı Beyza
Okur Sözcüsü
Röportaj
Sinema
Yemek
Zamanda Yolculuk
Bize Yazın
Abone Formu
Temsilcilikler
Reklam
Künye
Arşiv

Yeni Şafak'ta Ara

	Vecdi AKYÜZ vecdiakyuz@yenisafak.com.tr

Özür Sahiplerinin Abdest Vakti

Öncelikle bizi aydınlattığınız için Allah razı olsun diyorum, bir soru sormak istiyorum: Sevgili hocam yakın zamanda abdest özürleri ile ilgili ayrıntılı bilgi verdiniz. Ancak abdest özürlü kişi, abdestini girecek vaktin içinde mi almak zorunda? Yani abdestini ezan okunurken mi? veya vaktin girdiğinden emin olduktan sonra mı almak zorunda? Yoksa camiye yetişmek için 3-5 dakika önce girecek vakit için niyet ederek abdest alabilir mi? Şimdiden teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim. (Ahmet Acar/Jeoloji Mühendisi)

Abdest tutma özürlülerin namaz kılmalarıyla ilgili kolaylıklardan birisi, özür kabul edilen durumun bir namaz vakti için abdesti bozmamasıdır. Böylece abdest tutma özürlüler, "namaz vakti" ölçüt yapılarak, "her namaz vakti için ayrı abdest" alır. Dolayısıyla abdest tutma özürlü, ancak günlük beş vakit namazdan kılmak üzere olduğunun vaktinin girmesiyle abdest alabilir. Ezanın okunması değil, takvimlerdeki ezan vakitleri önemlidir. Vaktin girdiğinden emin olunca, artık abdest alabilir.

Camide kılmak isteyen abdest tutma özürlüler, önceden hazırlığını yapmak suretiyle ezan okunmaya başlar başlamaz abdest almaya başlamalıdır ki sünnete ve cemaate rahatlıkla yetişebilsin. Camiye yetişmek üzere, girecek vaktin 3-5 dakika öncesinden abdest alması geçerli olmaz. Abdestini ezan başlayınca veya okunurken almalıdır. Çünkü, abdest tutma özürlülere verilen izin, namaz vaktiyle sınırlıdır.

Nafile Namazlarda Kıraat

4 rekat nafile namaz kılarken 2 rekatı kıldıktan sonra tahiyyâta oturunca salli-barik okuyacak mıyız? 3.rekatın başında subhâneke okumak gerekli mi, değil mi? (Mehmet Bitirgen)

Beş vakit namaza bağlı olarak kılınan dört rekatli nafile (sünnet) namazlardan öğle namazının ilk sünneti ile ikindi ve yatsı namazlarının ilk sünneti, hüküm yönünden farklı olduklarından, okuyuş yönünden de küçük bazı farkları vardır.

Öğle Namazının İlk Sünnet: İki rekatı sabah namazı gibi kılnır, oturulur.Yalnız et-tehıyyâtu okunur, üçüncü rekate kalkılır. Üç ve dördüncü rekatlerde de Fâtiha'dan sonra sûre veya âyet okunur. Dördüncü rekatin sonunda oturulur, et-tehıyyâtü, salavât ve duaları okuyup selâm verilir.

İkindinin Süüneti ve Yatsı Namazının İlk Sünneti: İkindinin sünneti ile yatsının ilk sünneti, gayri müekked (bir takım mazeretlerle arada bir kılınmayabilen) sünnet namazlar olarak aynı özelliklere sahiptir. Her ikisi de, temelde öğlenin ilk sünneti gibi kılınır. Yalnız ikindinin ve yatsının sünnetinde birinci oturuşta et-tehıyyâtu'dan sonra salli-bârikler okunur, üçüncü rekatin başında da subhâneke okunur, eûzü-besmele çekilir. Şunu unutmamalı: Dört rekatli namazlarda birinci oturuştan sonra salli-bârikler okunuyorsa, üçüncü rekatin başında da subhâneke okunur, eûzü-besmele çekilir.

Zekatın Ramazan Dışında Ödenebilmesi

Sayın Akyüz, Zekât'ın sadece Ramazan ayında verilmesi daha uygundur diyorsunuz? Bütün zamanlarda verilmesi sosyal adaleti sağlamaz mı sizce? (Sönmez Aras)

Hayır ve dayanışma duygularının yoğunluğu dolayısıyla zekâtın Ramazan'da ödenmesinin kolay ve bu açıdan daha uygun olduğunu sonuç cümlesi olarak belirttim. Bunun öncesinde sizinle uygun düşen bir anlayışla yıla dağıtılarak da ödenebileceğini belirttim. Zaten temelde zekât, geniş vakit içinde ödenmesi gerekli bir farz olduğundan, bütün zamanlarda verilmesi mümkündür. Bu ödeme, hem ödeyecek mükellefin kendi yıl başı açısından kolaylık olarak, hem de fakirlerin lehine olarak senenin çeşitli aylarına da dağıtılabilir.

Geri dön

Yazdır

Yukarı