|
|
SEVDA ALKAN
İşin mutfağı ahır Binicilik dersleri veren Jokey Cemal Kurt, öğrencilerin, önce işin mutfağı sayılan ahır eğitiminden geçirildiğini belirterek, "Burada atlara nasıl yem verileceği, atın temizliği, ahır bakımı öğretilir. Yaklaşık iki ay geçtikten sonra da ata binmeyi öğretiriz" diyor. Öğrencinin öz güvenini kazandıktan sonra atı kontrol etmeye başladığını anlatan Kurt, zaman içinde kazanılan deneyim ile orantılı olarak atın hızını arttırdıklarını söylüyor. "Atların dilini çözdük" Apranti adayı ikinci sınıf öğrencisi Mustafa Sevil, "Western filmlerinin yakışıklı, hırçın bir o kadar zeki kovboylarından biri olmayı hep düşlemişimdir" derken gülümsüyor ve bir kovboy olmanın mümkün olmadığını ama bir jokey olabilme ümidiyle Bursa'dan geldiğini anlatıyor. Eğitim Merkezi'ne seçildiği günden itibaren iyi bir at binicisi olmak için gereken her türlü özveriyi gösterdiğini belirten Sevil'in en büyük destekçisi ise ailesi olmuş. Çok kısa sürede atlarla nasıl iletişim kurulacağını öğrendiğini anlatan Sevil, "Atların piskolojisi de insanlar gibidir. Kimi kıskanç, kimi de huysuz ve hırçın olur. Sinirli olduklarında sizi üzerinden atmaya çalışır. O zaman bir arkadaşınızı sakinleştirir gibi onu da sakinleştirmelisiniz. Atlarla her zaman uyum içinde olmalısınız. Size güvenmesi gerekir. Size güvenmez ise kendinden de emin olamaz" diyor. Kızlar, atlara uzaktan bakıyor... Bu mesleğe gönül vermiş olan 17 yaşındaki Sinem Aydın ise, lise bittikten sonra ailesinin de teşvikiyle jokey olmaya karar vermiş. Aydın'ın, "Dokunmaya korkardım" dediği atlarla iletişimi her kızı kıskandıracak kadar güçlü. Yıllardır jokey adayı gençleri kabul eden eğitim merkezinin üçüncü kız jokey adayı olan Aydın, "Etrafımda hep erkek apranti adayları var. Kızların da bu mesleği yeterince bilmediklerini, bu yüzden uzak kaldıklarını düşünüyorum" diyor. Kendimize manken gibi dikkat ederiz
Bir başka jokey olma tutkunu Akın Sözen, ailesinin de sırf bu sebepten İstanbul'a taşınmasına vesile olmuş. "Apranti okulunda atlar hakkında önceleri hiç bir bilgim olmadığını farkettim. Her gün yeni birşey öğreniyoruz" diyen Sözen, "Buradaki her öğrenci, bir mankenin yediklerine dikkat ettiği gibi kendine dikkat eder. Yağlı yiyeceklerden kaçınır, meyve, sebze gibi vitamini bol ama kalorisi düşük yiyecekler yeriz" diyor.
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |