|
|
Aşağı tükürse sakal,
yukarı tükürse bıyık
Güneyimizde vukuu kuvvetle muhtemel Irak operasyonu dünyanın ve ülkemizin gündeminde birinci sırada yer almaktadır. Ortada henüz uluslararası meşruiyeti bulunmayan bu harekatın içine ülkemizin de çekilmeye çalışılması millet olarak duyarlılığımızı daha da artırmaktadır. Bu duyarlılık sivil toplum örgütlerimiz tarafından her gün farklı bir boyutta kamuoyuna yansıtılmaktadır. Sadece bizim insanlarımız değil dünya halkları da bu savaşa hayır demektedir. Başta savaşa taraf ülke olan ABD'de ve İngiltere'de ve dünyanın öteki ülkelerinde sivil toplum örgütleri savaşa hayır kampanyasını aralıksız sürdürmekteler. Çünkü askeri müdahaleye gerekçe olarak gösterilen kitle imha silahlarının bir bahane olduğundan kimse kuşku duymuyor. Çünkü bütün dünya biliyor ki, kitle imha silahlarının bulunduğu ülkeler arasında beşinci sırada bulunan bir diğer Ortadoğu ülkesinin adı bile anılmazken artık kendisini savunacak silahtan bile yoksun olan Irak hedefe konmuştur. Bu savaşın bir hegemonya/kaynak savaşı olduğunu; ABD'nin global hedeflerini gerçekleştirme operasyonunun bir parçasını oluşturduğunu artık sağır sultan bile duydu.. Durum böyleyken ve ayrıca uluslararası meşruiyeti haiz değilken bu savaşa bizim ne millet olarak ne de devlet olarak girmemiz ya da destek vermemiz akıl ve mantık işi değildir. Nasıl destek veririz ki binlerce insan hayatını kaybedecek, binlerce çocuk öksüz, binlerce kadın dul kalacaktır. Sakat kalanlar, kaybolanlar, esir düşenler ise facianın bir başka insanî boyutu. Her şey bir tarafa, olayın sadece insanî boyutu bu savaşa hayır demek için yeterli bir boyuttur. Birilerine kaynak oluşturmak ve egemenliklerini genişletmek için bölgeye müdahale edilmesine destek vermek insan hayatına değer vermemek olur. Kendi kardeşimizin veya babamızın yahut evladımızın ölmesini, yaralanmasını, sakat kalmasını ya da esir düşmesini ister miyiz, hoşumuza gider mi? Elbette ki istemeyiz. Öyleyse bu savaşta ölecek, sakat kalacak ve esir düşecek insanların da birilerinin kardeşi, evladı ya da babası olduğunu unutmamak lazımdır. Bu savaşın insanî boyutunun ötesinde, kalıcı çevre kirliliği gibi, komşularımızla ilişkilerimizin bozulması gibi, ülkemize vereceği büyük ekonomik zarar gibi ve bölgede birilerinin isteği doğrultusunda haritaların değişmesi gibi vahim sonuçlar doğuracak sonuçları da sözkonusudur. TBMM ve AK Parti hükümeti bu olumsuz sonuçların bilincindedir. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bu savaşa açıktan tavır koymuş ve bir bakıma bütün milletvekillerinin iradesine tercüman olmuştur. Hükümet de sorunu barışçı yollarla çözmek amacıyla aktif bir dış politika takip ederek yıllar sonra bölgede inisiyatifi ele almış ve Türkiye'nin güçlü ve etkin olduğunu bütün dünyaya ispat etmiştir. Ortadoğu'da Türkiye rüzgarlarının estiğini söylemeye bile gerek yok. Ancak burada Türkiye'nin ABD ile müttefik olmak gibi bir dezavantajı vardır. Bir yanda komşusu Irak ve savaşın doğuracağı olumsuz sonuçlar, öte yanda hem müttefikimiz olan hem de dünyanın efendisi konumunda bulunan ABD. İşte Türkiye'nin sorunu burada. Amiyane tabirle aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık. Ne ABD ile olan ilişkiler ne de ırak ile komşuluk vazgeçilecek şeyler değil. O yüzden bir taraftan Dış Ticaretten sorumlu Devlet Bakanı 350 işadamıyla Bağdat'a giderken öte yandan ABD'li yetkililere üslerde limanlarda inceleme yaptırılması ilk bakışta tenakuz gibi görünse de kanaatimce, her iki tarafı da dengeleyen bir politikadır. Kaldı ki Türkiye bu savaş daha vuku bulmadan bunun ekonomik yükünü çekmeye başlamıştır. 25 dolar olan petrolün varili 33 dolara çıkmış ve varil başı 8 dolar fazla ödeyerek Türkiye zarar görmeye başlamıştır. Akaryakıtı ucuzlatma sözü veren hükümetin bu ortamda indirim yapması da mümkün değildir. Öte yandan bir de savaş lobisi vardır ki, bölgede savaşın faydalarından ve ülkemizin bu savaşta taraf olmasından yana propaganda yapmaktadır. İnşaalah bu lobinin, savaşı teşvik için kamuoyu oluşturmak amacıyla bölgeye gönderilen 200 milyon dolarla ilişkisi yoktur. Etten ve kemikten yaratılan nazenin bedenleri, ateş ve zehir kusan çelikten silahlarla yok etmek isteyenlere ve onlara yardımcı olanlara yazıklar olsun.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |