|
|
Sıcak ve soğuk savaşta silahla değil ruhla savaşılır
Bir Yunan bilgesi "Bir yolcu gideceği yolun bir gün yarısını, ertesi gün de öncekinin yarısını yürüyerek ulaşmaya çalışırsa, gitmesi gereken yere hiçbir zaman ulaşamaz" diyor. Çünkü her akşam daha gideceği bir yarım yol olduğunu görecektir. Benzer şekilde insanlar ne kadar bilgili olurlarsa olsunlar, mevcut bilgi birikiminin tamamına kesinlikle ulaşamazlar. Çünkü bilgi geometrik bir dizi gibi büyüyen bir özelliğe sahiptir. Silahlı gücün bir ölçüsü ve sınırı vardır. Hiç zarar vermeden bir yeri silahla korumak ya da ele geçirmek mümkün değildir. Aynı şey sermaye için de geçerlidir. Para herşeyi satın alamadığı gibi, bir sınırdan sonra da tükenmeye mahkumdur. Buna karşılık, bilgi silah ya da sermaye gibi sınırlı değildir. Bilgi hacmini her gün biraz daha genişleterek sınırsızca büyütmek mümkündür. Çünkü bilgi kullanıldıkça zenginleşir. Bilgi, tecrübe ve iş sahibi dostlarla işbirliği ustası Emin Üstün'ün yer sahipliğinde ve yorulma bilmez Gürcan Onat'ın yönetiminde "Üsküdar Girişim Grubu"nu oluşturduk. Amaç akademisyen, işadamı ve yönetici dostları onbeş günde bir ortak bir düşünce platformunda buluşturarak, "ortak aklı" oluşturmada bilgi ve birikim paylaşımına hız ve yoğunluk kazandırmak. Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri sağlıklı bir biçimde değerlendirmede herkes için bilgi paylaşımı ortamlarının vazgeçilmez bir yeri ve önemi vardır. Benim yönettiğim bir toplantıda, otuza yakın seçkin davetliyle Prof. Nevzat Tarhan ile emekli general Adnan Tanrıverdi'nin sunduğu "Psikolojik Savaşın Teknik ve Stratejik Boyutları"nı tartıştık. Türk toplumu özellikle "28 Şubat" sürecinde, psikolojik savaşın ne olduğunu, hangi araçlarla yapıldığını, sonuç almak için ne gibi yollara başvurulabileceğini, çok acı bir biçimde yaşayarak gördü. Üç saate yakın konuşulan toplantıda "Psikolojik Savaş" isimli bir kitabı da olan Prof. Tarhan mücadelenin propaganda, jeopolitik konusunda geniş bilgi sahibi Tanrıverdi Paşa da stratejik yanını ele aldı. Davetlilerin de soru ve katkılarıyla tartışılmadan konuşuldu ve gerçek bir bilgi ve birikim paylaşım toplantısı oldu. Dost ve düşmanını tanımayan toplumların, uzun dönemde varlıklarını koruyamadıkları, örneklerle gözler önüne serildi. Tarih boyunca ister ateşli, ister psikolojik silahlarla olsun, her savaşın kaynağında, güç kazanma, denetim altına alma ve son sözü söyleme tutkusu vardır. İnsanlık tarihinde Habil ve Kabil'den bu yana ilkesiz dayatmacı güçlerle ilkel özgürlükçü güçler değişik silahlarla savaşıyor. Bu savaş gelecekte de büyük bir hız ve yoğunluk kazanarak devam edecektir. Savaşın birinci adımı olumlu ve olumsuz yanlarıyla karşıt güçleri tanımak, ikinci adımı da değişik propaganda ve baskı yöntemleriyle karşı tarafı çöküntüye uğratmaktır. Politikanın olduğu gibi, psikolojik savaşın da odak noktasında değişik propaganda, baskı ve ikna yöntemleriyle etkilenmeye çalışılan kamuoyu vardır. Kontrollü gerilim stratejisiyle siyasi ve ekonomik istikrar ustaca dinamitlenir. Hayali iç ve dış düşmanlar üretilerek, kamuoyu tedirgin edilir ve huzursuzluklar körüklenir. Değişik güç odakları tarafından yalan ve yanlış bilgiler, brifing, kokteyl ve basın toplantılarıyla akredite olan gazete ve televizyon kanallarına aktarılır. Onlar da sinek vızıltısını gök gürültüsüne çevirerek kamuoyunu yanıltırlar. Lenin "Önemli olan toplumun bütün kesimlerinde kargaşa çıkarmak ve propaganda yapmaktır", Hitler "Propaganda iktidarı elde tutmamızı sağladı, dünyayı fethetme imkanını da bize yine o verecektir" derken kamuoyunu yönlendirmede psikolojik savaşın gücünü nereden, nasıl aldığını açıkça ortaya koyuyorlar. Ancak kim ne derse desin, kamuoyu yanlışta birleşmediği gibi, hiçbir güç de kamuoyuna savaş açamaz." Çünkü kamuoyunu sürekli olarak yanıltmak mümkün değildir. Hem sıcak, hem de soğuk savaşta silahla değil, ruhla savaşılır. Ruh da seküler bilgiden daha çok kutsal bilgiyle beslenir.
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |