|
|
HAMİT CAN
"Muhalif Tebessüm" duyarlılık bağlamında tam bir "Doğulu". Onda Mesnevi'den, Mantıka't-Tayr'dan, Kelile ve Dimne'den izler görmek mümkün. Beydaba'da olduğu gibi hayvanlar arasında geçen konuşmalara tanık oluyoruz (deve, tilki, kedi vs.) En sıradan bir konunun doğrudan medeniyetimizle irtibatlandırılması, kültürümüzün ölçüleriyle ortaya konulması ve başarılı bir teknikle dile getirilmesi, edebiyatımızla neredeyse unutulmuş bir alanın yeniden filizlenmesine ait ipuçlarını veriyor. Öyle ki, başkalarının heba ettiği konular, Mehmet Şeker'in sanatçı elinde, ölçülü-biçili ve bir bütünü oluşturan, birbirini tamamlayan öğelere dönüşüyor. Kitabın genel havasında tekdüzelik yok. Nükteler sanki tekrarı olmayan müzikteki "nühüft makamı" gibidir. Gündemdeki herhangi bir olay, bir başka bölümde karşımıza perspektif aynı olsa da, değişik bir tasvirle çıkar. Bu durumu, yazarın geniş bir vizyona sahip olduğu gerçeğiyle anlatabiliriz ancak. Bazen ele alınan konu, gündemde bulunmaktan çok, gündem oluşturmaya yöneliktir. Metinlerin arasına serpiştirilmiş hikmetli sözler, deyimler ve çizgiler, kitaba hoş bir renk katıyor. En karmaşık meseleler çok sade, en sadeleri kafayı allak-bullak edecek bir tarzda anlatılıyor. Nükteler önce, kalb tellerine bir mızrap gibi iniyor, kulağa hoş bir musıki gibi geliyor. Muhatabını güldürmekten kırıyor. Arkasından bütün hücreleriyle okuyanın zihnini düşünmeye zorluyor. Sadelikle basitliği, espri ile laubaliliği, 'mizah'la 'komik'liği asla birbirine karıştırmıyor. Muhalif Tebessüm'ün diliyle birkaç cümlenin altını çizerek, yazımıza son verelim. Evet, bu kitabı yediden yetmişe herkes zorlanmadan okuyabilir. Rahatlıkla anlayabilir. Strese ve can sıkıntısına karşı etkisini hemen gösterir. Kaliteli nükteler içeriyor. İster başka kitaplara başlamadan, isterse başka kitapları bitirdikten sonra (başta veya sonda farketmez) her ortamda okunabilir. Yan etkileri: Elbette vardır. İnsanın içini alt-üst eder, sinirleri inceltir. Ama en dikkat çeken özelliği: Kabzolmuş zihinlere 'bast'lık verir. Kimsenin 'ulaşamayacağı bir yerde muhafaza' etmek mi? Asla öyle bir şey yapmayın. Tersine, canınız ne zaman isterse tatlı bir şerbet gibi içebileceğiniz, aramadan bulabileceğiniz, el altında, gözönünde bir yere bırakın. Mesela, masanıza! Hatta yaprakları açık olarak! Bilgi tel: 0 212 520 05 57
MUHALİF VE MÜTEBESSİM
Mehmet Şeker'in "Muhalif Tebessüm" adlı kitabında yaptığım yolculuğun bende bıraktığı izlenimleri anlatmaya nereden başlasam? Doğrusu karar veremiyorum. Bir nefeste okudum desem, bu kez bu "nefes"in iniş-çıkışları, gel-gitleri, standardın dışına taşan nüansları sorulacak. Kendimi cins bir "mizah" ustasının karşısında hissettim, öyle içten konuşuyor ki, insan bütün dikkatini O'nun "gür sesine" teksif etmek zorunda kalıyor diye düşüncelerimi dile getirmeye çalışsam, bu sefer de belki bu ustanın portresine ve "ses rengine" dair açıklamalarda bulunmam gerekecek. Sınırlı bir alanda tüm bunları izah etmek mümkün mü? İyisi mi, Sevgili Şeker'in zaman zaman yaptığı gibi, yaprakları sayfaya, bölümleri paragrafa, cümleleri kelimeye yüklemeye çalışayım. Sonsuz gibi görünen coğrafyaların ölçeğini küçülterek, kanaatlerimin minyatürünü sunmakla yetineyim...
|
|
|