Geçtiğimiz haftaki yazımla ilgili olarak Bağ-Kur İl Müdürü İ. Haluk Caner ve bazı kurum çalışanlarından tepki aldım. Caner ve bazı memurlar, yoruma açık ifadelerimden dolayı kendilerinin zan altında kaldıklarını söylediler. Bunun üzerine Haluk Caner'le makamında görüştüm.

Şunu en başta belirteyim; benim, hiç kimseyi yargılamak, suçlamak, hele hele bir kurumun bütün çalışanlarını aynı kefeye koymak gibi bir niyetim asla olmadı ve olamaz da...

İl Müdürü Haluk Caner, 3 kez başka illere atandığını doğruladı ancak kendisiyle ilgili herhangi bir rüşvet iddiasının ve soruşturmanın kesinlikle olmadığını söyledi.

Caner, haklı olarak, iddia da olsa rüşvet kelimesi ile birlikte anılmak istemiyor. Bana kurumda cereyan eden bu tür olaylardan ve yapılan işlemlerden örnekler gösterdi.

Esnafın Nabzı köşesi tam 1.5 yıldır esnafın sorunlarını dinliyor ve kamuoyu ile paylaşıyor. Köşemizi takip edenler hatırlayacaklardır; Bağ-Kur'daki sorunlar ve bu sorunlar hakkındaki görüşlerimi daha önce de yazmıştım. Arşivde dosyası kaybolanlar, borcu olmadığı, primleri ödemeye devam ettiği halde sağlık karnesi alamayanlar, emeklilik müracatı yapıp, aradan bir yıl geçmesine rağmen emekli olamadığı gibi, elindeki sağlık karnesinden olup hastanelerde çaresiz kalanlar...

Öte yanda ise, eleman sayısının, şube sayısının yetersizliği, Bağ-Kur memurlarının diğer sosyal güvenlik kurumlarında çalışanlardan çok düşük maaş alması, gerekli mevzuatın yeterli olmaması, vergi affı ve yaşam belgesi gibi kararların oluşturduğu ekstra yükler...

Bu kurum 10 milyonluk İstanbul'a 300 kişi ile hizmet veriyor. Böyle bir kurumda bu tür olayların yaşanması kaçınılmaz. Şu günlerde yaşam belgesi komedisi yine sahnede. Yine uzun kuyruklar oluşacak Bağ-Kur müdürlükleri önlerinde. Hangimiz uzun kuyruklarda saatlerce beklemek isteriz.

Rüşvet olayının diğer bir boyutu da vatandaşların tutumları.

İl Müdürü anlattı; bir vatandaşın şikayeti üzerine rüşvet alan iki memuru kendisi suç üstü yakalatmış. "Vatandaş şikayet etse, kesinlikle üzerine gidilir" diyor.

Kesin olan şu ki, aylık 40 trilyon liranın döndüğü bir yerde maalesef bu tür olaylarla karşılaşılıyor. Bu kurumların sağlıklı bir yapıya kavuşturulması, kimlerin haklı, kimlerin haksız olduğunun ortaya çıkması için iyi bir denetim, gerekli iyileştirme ve mükelleflerin bilinçlendirilmesi gerekiyor.

2003 yılının, başta esnaf ve sanatkârlarımız olmak üzere ülkemize ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini dilerim.

YILMAZ YILDIZ

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu