Çeyrek yüzyıllık iktisadî süreç içerisinde yaşadığımız yüksek enflasyon gerçeği, her alanda olumsuz etkileriyle ortaya çıkıyor. Gelir dağılımını düzeltici önlemlere geçebilmese, geçinilebilir asgarî ücret düzeylerine ulaşabilmek için, makroiktisadî dengelerin oluşturulması gerekiyor, elbette. IMF desteği ve gözetiminde sürdürülen iktisadî politikaların "Asgarî Ücret Tespit Komisyonu"nu etkilememesi düşünülemez. Yeni yılın -iktisadi kararlarında- önemli göstergelerinden biri olan "Asgarî Ücret", mevcut iktisadî politikalar doğrultusunda, Komisyonca belirlenmiş bulunuyor.

Basında yer alan haberlere göre, 2003 yılı için belirlenen asgarî ücretlerin -özet olarak- rakamları şöyle (Yeni Şafak, 27.12.2002, s. 7):

a) 16 yaşından büyükler için:

Aylık asgarî ücret (Brüt) : 306.000.000.-TL.
Aylık asgari ücret (Net) : 223.749.000.-TL.
Asgarî ücretin işverene maliyeti : 379.667.901.-TL.
Kapıcıların net asgarî ücreti : 258.264.000.-TL.

b) 16 yaşını doldurmayanlar için:

Aylık asgarî ücret (brüt) : 256.500.000.-TL.
Aylık asgarî ücret (net) : 188.282.000.-TL.
Asgarî ücretin işverene maliyeti : 337.592.901.-TL.

Bu hesaplamalarda özel indirim tutarı, 30.000.000.-TL. aylık olarak dikkate alınmıştır. Halbuki Bakanlar Kurulu'nca her yıl yapılan tespitlerde, genellikle özel indirim tutarı yükseltilmektedir. 2003 yılı için özel indirim tutarının 45-50 milyon lira arasında belirleneceği, muhtemelen bu tutarın 45 milyon lirada kalacağı öngörülmektedir. Bu durumda aylık ücrette net olarak 2-3 milyon lira civarında artış olacaktır.

Acil Eylem Planı'nda, özel indirim tutarının aşamalı olarak asgarî ücret seviyesine çıkarılacağı benimsendiğine göre, yılın 2. yarısında asgarî ücretin yeniden tespiti gereğini ortadan kaldırabilmek için, özel indirim tutarının Bakanlar Kurulu tarafından 100 milyon liraya çıkarılması yöntemi tercih edilebilir. Kayıtdışı istihdamı önlemek için, bu tür maliyet düşürücü esasların yürürlüğe sokulması, isabetli olacaktır.

İktisadî krizin etkilerinden sıyrılarak, yeniden büyüme süreci içine girebilme özlemi içerisindeki işyeri ve işletmelerin düşürülen istihdam maliyetlerinden her yönde olumlu etkilenecekleri söylenebilir. Bu uygulamayla verginin yaygınlaştırılması -tabana yayılması- da daha kolay gerçekleşebilecektir. Ve asgarî ücretin reel tutarı, yükselecektir.

Özel indirim tutarının yükseltilmesinin yol açacağı vergi kaybının uygun araçlar kullanılarak ve bu yöntemle sağlanacak kaydî ekonomi şartlarıyla telafî edilebileceğini düşünüyorum. Böylece asgarî ücretin satınalma gücü de artış gösterecektir, özel indirim tutarının yükseltilmesiyle.. Yıllardır savunduğum özel indirim tutarının asgari ücret tutarına yükseltilmesi hususunda da önemli bir mesafe katedilmiş olacaktır.

Gelişmiş ülkelerin asgarî ücretlerini hayal bile edemeyen işçilerimizin de bu yapıyı irdeleme güçleri yok.. Çünkü verimliliğin ve katma değerin artması yolunda bilinçlenme gereği henüz anlaşılabilmiş değil. Vasıfsız işçinin işlev kazanması için yoğun meslekî eğitime tabi tutulması gerekiyor. Sayın Çetin Altan'ın sıklıkla yazdığı gibi mesleksizlik ve köylülük, yoksullukla özdeşleşmektedir. Türkiye İş Kurumu'nun bu yapıyı yokedecek bir örgütlenmeye ve düzeneğe kavuşturulması gerekmektedir. Böylece bireyin vasfı geliştirilip verimliliği artırılabilecek; sendikaların olumlu katkılarıyla bu süreç hızlanabilecek; asgarî ücret düzeyi de bu yapıdan olumlu etkilenecektir.

TAHSİN SINAV

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu