|
|
'Naziler'in çocukları' arsızca geviş getirirken...
Geçtiğimiz bir yıl boyunca hemen bütün Pazar yazılarımda biraz hüzünlü, zaman zaman da şiirin geniş coğrafyasında gezinerek şiir tadında bir sıcaklığı yakalamaya çalıştım. Bunlar birer "iç" yolculuklarıydı, kendimi aramanın ya da kaybetmenin denemeleriydi bir bakıma. Kendimi buldum mu, kaybettim mi bilmiyorum, ama bir şey kesin ki artık hüzünleri ve acıları yazmaktan yoruldum. Bu yüzden 2003'ü öylesine sabırsızlıkla bekledim ki, hayallerin geniş coğrafyasında keyfimce dolaşıp şiirin ve müziğin atlasında yeni sesler, farklı tatlarla buluşmayı çok özledim. Mesela yeni yılın ilk pazarında yani bugün, Elvis Presley'den Miles Davis'e, Bob Dylan'dan John Lennon'a, Pink Floyd'dan Boy George'a, U2'dan Dire Straits'e, Jim Morrison'dan Jimi Hendrix'e kadar geniş bir yelpazede adeta uçarak delikanlılık çağlarımın efsaneleriyle buluşacaktım. Ama olmadı, hüzün ve acı bir türlü yakamı bırakmadı. Çünkü Filistin'de, Irak'ta ve dünyanın kenar mahallelerinde çocuklar ölmeye devam ediyor... İnsan kanıyla beslenen "Naziler'in çocukları" arsızca geviş getirirken sessiz kalamazdım. Henüz ütopyalarımızın solmadığı, düşlerimizin üzerinde gençlik rüzgarlarının delicesine estiği yıllarda John Lennon'un "İmagine" şarkısıyla kol kola yeni hayallere uçardık.
/Bana hayalperest diyebilirsin
İşte bunlar bizim şarkılarımızdı ve henüz ütopyalarımız ölmemişti. Zalimlere ve dünyanın efendilerine rağmen, biz hep ayaktaydık ve saçlarımızı tarayan muhteşem şarkılarımız vardı. Oysa şimdi şarkıların da, çocukların da gözü yaşlı... Artık bizi "kem gözler"den koruyacak ütopyalarımız da yok, barışsa öylesine uzak ki... Yani sizin anlayacağınız, hayallerimizin geniş bahçesinde uçarak günlük güneşlik bir Pazar yazısı yazmak sadece bir hayal. Evet, savaş ve vahşet geliyor, yaşasın nefret... Tıpkı Bob Dylan'ın, "Masters Of War" şarkısında Savaşın Babaları'na seslendiği gibi: Umarım ölürsünüz/ Yakındır ölümünüz/ Soğuk bir öğleden sonra/ Tabutunuzun ardından gideceğim/ Ve ölüm yatağına indirilirken/ Seyredeceğim sizi/ Ve bekleyeceğim mezarınızın başında/ Gerçekten öldüğünüzden emin olana dek./
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat| Arşiv Bilişim | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |