AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ

Y A Z A R L A R
Kılavuz-Babaoğlu-Beşiktaş

Şair Eren Safi Ankara'da şık bir dergi çıkardı: Kılavuz (Tlf: 0312 430 17 08. E-mail: bilgi@buyuk-harf.com). Renkli, kuşe kağıda basılmış, büyük boy 72 sayfa. Aylık kültür dergisi Kılavuz bizim çevreler için belki de bir ilk. Şimdilik kitap tanıtma ağırlıklı görünse de içinde edebiyat, sinema, müzik, spor, her şey var. Hatta bir de "Cemil Meriç okuma kılavuzu" var.

Eren Safi "çıkış yazısı"nda özetle "kıpırdamak lazım" diyor. "Düşünce bir günde kurulmaz" diyor.

Peki nereden başlamalı, diye soruyor. Sonra cevap veriyor: "Aslında nereden başlamak sorusu bile kendi başına bir kıpırdanma hissi uyandırıyor.... Kıpırdamamak kireçlenmeyi azdırır. Bu iktisadi alanda da, sosyal alanda da, kültürel alanda da böyle. Krizler, savaşlar, sıkıntılar dün de vardı, yarın da olacak. Bahanelere sığınıp herşeyi erteleme rahatlığından vazgeçerek bir an evvel ne olduğumuzla kim olduğumuzla ilgili sorulara cevap aramaya olduğumuz yerden, neredeysek oradan başlamalı diyoruz."

"Kıpırdayacağız" diye ekliyor Eren Safi. Biz de "Kolay gelsin" diyoruz. Pahalı bir iş bu, umarız hesap-kitap yapılmıştır. Aksi halde kıpırdama "yerinde saymaya" dönüşür.

Bu ilk sayıda Haşmet Babaoğlu ile yapılmış bir röportaj var. Babaoğlu futbol dışında edebiyat ve felsefe ile ilgisi bulunduğunu belirtiyor. Beşiktaş üzerine konuşuyorlar. Haşmet Babaoğlu'nun Beşiktaş yanında ülkemiz futbol atmosferi -medyası ve taraftarı üzerine söyledikleri ilgi çekici. Beşiktaş'ın Fener ve Galatasaray'a kıyasen üç büyüklerden biri değil de üçüncüsü gibi durmasını "Baba Hakkı zamanından beri başarının, şampiyonlukların, kupaların yıldızların üzerinde çığlık çığlığa tepinmemişler" o yüzden diye açıklıyor. Bir başka sebep olarak Fener-Galatasaray karşıtlığının çok uç noktalara taşındığını ilave ediyor. Bu karşıtlık o kadar baskın ki, Beşiktaş'tan bahsetseniz de kimse farkında olmuyor. Babaoğlu maçların gazete tirajlarına yansımasını da gayet net dile getiriyor: "Pazar günü Fenerbahçe kazandı diyelim. Pazartesi gazete çıkıyor, o gün 35 ile 50 bin arasında fazladan tiraj alırsın. Bu tiraj diğer takımlar için geçerli değildir." Futbol yorumlarının, analizlerin geçmişe kıyasen seviye kazandığını vurgularken, bunun medyanın futbol haberi yapışındaki düzeysizliğiyle aynı kefeye konmamasını istiyor.

Taraftarlığın eskiden olduğu gibi renk aşkına, sevgiye bağlı olmadığını, bilakis nefretle beslendiğini ileri sürüyor. Futbol artık bir endüstri olmuştur. Maçlar stadyumdaki seyircinin binlerce fazlası ile evlerde, kahvelerde televizyondan izlenmektedir. Vahşi kapitalizm bu endüstriyi de hizmetine sokmuştur. Futbol fanatizmi seyirciyi evcilleştirerek gerçekleşemez, işi merkezde çözmek lazım. FİFA dünyanın en kirli örgütlerinden biri sayılıyor ve futbolun geliri milyar dolarlarla ölçülüyor.

Beşiktaşlılık nedir, sorusuna cevabı şöyle: "Bu bir yaşam tarzıdır. Sanki Beşiktaşlılık ruhu şöyle der insana: Takımı ve maçı unut, bana hayatı anlat. Beşkitaşlılıkta bu yüzden yönetime kim gelirse gelsin değişmeyen bir insani gelenek var. Sakin, başarıyı putlaştırmayan bir çizgi."

Kılavuz'a başarılar diliyoruz.


16 Nisan 2003
Çarşamba
 
MUSTAFA KUTLU


Künye
Temsilcilikler
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED