Orman arazilerinin halka satışına imkan tanıyan Anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in onayına sunulması, yeni düzenlemeden faydalanacak binlerce insanı heyecanlı bir bekleyişe soktu. Bu heyecanın en fazla hissedildiği yerlerden biri olan Çavuşbaşı'nda da, birçok insan tapusuz olduğu için kapatılan işyerlerine yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte yeniden kavuşacak.

Marmara depreminin ardından zemininin sağlamlığı dolayısıyla yerleşim yeri için cazibe merkezi haline gelen 9 bin konut ve yaklaşık 20 bin nüfuslu belde, İstanbul'un orman vasfını kaybetmiş toplam 15 bin 282 hektarlık alanı içerisinde bin 400 hektarlık alan ile yaklaşık yüzde 10'luk bir paya sahip.

Çavuşbaşı Belediye Başkanı Osman Şimşek, yasanın büyük bir hukuksuzluğu ortadan kaldıracağını ve binlerce kişiyi sevindireceğini söyledi. Yeni Şafak'a belde halkının beklentilerini anlatan Şimşek, değişikliğin bir an önce yürürlüğe girmesini beklediklerini söyledi. Şimşek, devletin orman arazileri üzerinde yerleşime göz yumduğunu, kendilerinin tapu dağıtamamaları nedeniyle zor durumda kaldıklarını kaydetti.

Araziler işgal edenlere satılacak

Yasaların hızlı şehirleşme, ekonomik gelişme ve köyden kente hızlı göç olgusu karşısında yetersiz kaldığına vurgu yapan Şimşek, "Orman arazileri üzerinde gerçekleşen sosyal yapılaşmalara ilişkin düzenlemeler, bugüne kadar söz konusu Anayasa değişikliğinin gerçekleştirilememesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal ediliyordu. Bunun sonucu beldemiz esnafı da dahil, birçok işyeri kapanmakla karşı karşıya kaldı" dedi. Şimşek, "Bu arazilerin tekrar orman statüsüne kavuşması fiilen mümkün değildir. Bu araziler üzerinde 5 milyona yakın nüfus ikamet ediyor. Bu insanların buralardan kovulması diye bir şey söz konusu olamaz" diye konuştu.

'Devlet gelir kaybediyor'

Şimşek, orman arazilerinin alınıp satıldığının da altını çizerek "Araziler tapusuz olduğu için yalnızca, ilgili köy muhtarları tarafından verilen ve hiçbir geçerliliği olmayan, sadece alım satımın yapıldığını belgeleyen şahitlik belgesiyle alınıp satılıyor. Devlet, hiçbir resmi kaydı bulunmayan bu satışlardan elde edilecek gelirlerden mahrum kalıyor" şeklinde konuştu.

'İşçilerim kahvede oturuyor'

Petrol istasyonu işleten Piribey Bektaş "İstasyonum tapusuz olduğu gerekçesiyle 7 aydır mühürlü. 10 işçim kahvehanede oturuyor. Başbakan Erdoğan'ın söylediği 'ülkemiz işadamları ile kalkınacak' sözüne inanıyorum. Bu tapu engelinin kaldırılması gerekiyor"dedi. Aynı işi yapan Naci Şanlıer de, istasyonunun 7 aydır kapalı olduğunu söyledi.

'İnsanlar ekmeksiz kalıyor'

Yaşar Uzlaş (Ekmek fırını sahibi): "Dükkanım 4 aydır kapalı, milyarlarca lira zarardayım. 5 işçim vardı, 2 işçimi göndermek zorunda kaldım. Umudumuz bu yasanın çıkması. Yoksa diğer işçileri de göndereceğim. Milletvekillerine sesleniyorum. Bu yasayı çıkartın, yoksa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağız."