DYP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Tezmen, seçim barajının yeniden düzenlenmesi için Yüksek Seçim Kurulu'na başvuracaklarını bildirdi. Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin DEHAP kararınının ardından açıklama yapan Tezmen, Yargıtay'ın verdiği kararın yeterli bir delil olduğunu ifade eden Tezmen, seçim barajının yeniden düzenlenmesi için YSK'ya başvuracaklarını belirtti. DYP lideri Ağar da dün kurmaylarıyla biraraya gelerek, konuyu değerlendirdi.

MHP genel başkan adayı Ramiz Ongun, Türkiye'nin taşının ve toprağının hatta çocuklarının kanının pazarlık konusu yapıldığını söyledi. Ongun, The Marathon Hotel'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'deki 70 milyon insanın 8-10 kişinin elinde olduğunu belirterek, Türkiye'nin siyasetten iktisada kadar tepeden gırtlaklanmış durumda olduğunu bildirdi. Ülkenin son 10 yılda 160 milyar dolar zarara uğratıldığını ifade eden Ongun, "8,5 milyar dolar için ülkenin taşı toprağı hatta çocuklarının kanı pazarlık konusu yapılıyor" dedi. Ongun, toplumun siyasete dahil edilmesi için Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu'nun değiştirilmesi gerektiğini de ifade etti.

AB Komisyonu, Yargıtay'ın eski DEHAP yöneticilerine ilişkin kararını "incelemeye aldığını" bildirdi. AB Komisyonu sözcüsü Jean Christophe Filori, günlük olağan basın toplantısında bir soru üzerine, "Yargıtay kararının içeriğini çok ayrıntılı olarak analiz edeceğiz. Bu kararın, Türk siyasi sistemi açısından çok önemli sonuçları olabilir. AB Komisyonu, bu kararın, Türk hükümeti tarafından hassasiyetle sürdürülen AB'ye katılım sürecini olumsuz etkileme-yeceğini ummaktadır" dedi.

DEHAP lideri Tuncer Bakırhan, Yargıtay'ın, 4 DEHAP yöneticisi hakkında verilen mahkumiyet kararını onamasının "hukuki değil siyasi bir karar" olduğunu iddia etti. Bakırhan, DEHAP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, DEHAP'ın, planlanmış ve hazırlanmış bir sonuçla karşı karşıya kaldığını öne sürerek, yapılmak istenenin, barış ve demokrasi mücadelesi yürüten partilerini siyaset dışına itme çabası olduğunu savundu. Bakırhan, "Bu karar, hukuki değil siyasi bir karardır. Türk ve dünya kamuoyunda vicdanları yaralamış, gerçekleri yansıtmayan, siyaset tarafından etkilenen ve verilen bir karardır. Demokratik ve barışçıl ortama katkı sunma yerine, bunu zedeler" dedi.