|
|
Yargıtay'ın kararından sonra gözler YSK'ya çevrildi. Hukukçulara göre karar seçimi etkilemez.
Ordinaryüs Prof. Dr. Sulhi Dönmezer, "Yüksek Seçim Kurulu, Türkiye'nin yararlarını göz önüne alarak karar vermeli. Herhalde hukuk, toplumu perişan edecek şekilde yorumlanmaz" dedi. Ord. Prof. Dönmezer, Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin DEHAP eski yöneticilerinin mahkumiyetini onamasına ilişkin kararını değerlendirirken, sözlerine "Seçimler inşallah iptal edilmez" diyerek başladı. Yeni bir seçim sürecinin en az 6 ayı bulacağını vurgulayan Ord. Prof. Dönmezer, siyasi olarak dünyada pek çok sorun yaşandığı dönemde ülkenin düzenli bir hükümete ihtiyacı bulunduğunu, ayrıca Türkiye'nin ekonomisinin düzeldiği bir aşamada tekrar seçim sürecine girilmesi durumunda bundan ekonominin de kötü etkileneceğini bildirdi. Ord. Prof. Dönmezer, şöyle devam etti: "Seçimlerin iptali durumunda Türkiye ne hale gelir? Temenni ediyorum ki, YSK Türkiye'nin yararlarını göz önüne alarak gerekli kararı verir. Herhalde hukuk, bir toplumu perişan edecek şekilde yorumlanmaz. Hukuku yorumlarken, toplumun temel menfaatleri, hele siyasi konularda nazarı itibara alınarak karar verilmelidir." Seçmen iradesine aykırı Yeditepe Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel İnceoğlu da, hukuka amaçsal olarak bakıldığında, seçimlerin iptali gibi bir talebin reddedilmesi gerektiğini vurguladı. Doç. İnceoğlu, "Meclis kurulmuştur. Kurulması o günkü hukuki düzen içinde doğrudur. Dolayısıyla, YSK'nın bu konuda meclisin feshi anlamına gelebilecek bir yetkisi yoktur. 'Milletvekillerinin dağılımı DEHAP oyları çıkarıldıktan sonra yapılsın' deniyor. Bu da, seçmenin iradesine uygun değil" dedi. YSK, başvuruyu reddetmeli A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Sabuncu, YSK'nın olası bir başvuruyu reddetmesi gerektiğini belirtti. Sabuncu, "Çünkü YSK'nın, 3 Kasım seçimleri ile ilgili oyların yeniden sayımını veya oylarını iptal etme yetkisi yoktur. Seçimin iptal edilebilmesi için, itiraz süresinin geçmemiş olması gerekiyor. Oysa itiraz süresi çoktan geçti. İptal söz konusu olmuş olsaydı, bu durumda yapılacak tek şey DEHAP milletvekillerinin mazbatalarını iptal etmekti. DEHAP'tan da kimse seçilmediğine göre, böyle bir şey söz konusu değil" diye konuştu. Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Ali Efendioğlu da, "Adli yargının verdiği bu karar, doğrudan seçim sonuçlarını etkilemez. YSK, yapılacak yeni bir başvuruyu, 'zamanı geçmiştir' diyerek reddebilir" dedi. Galasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu da, olası bir başvurunun YSK tarafından reddedileceğini bildirdi. YSK'nın önünde 3 ihtimal var DEHAP'la ilgili kararın onanmasının ardından, DYP'nin "seçim barajının yeniden düzenlenmesi için YSK'ya başvuracaklarını" açıklaması üzerine gözler Yüksek Seçim Kurulu'na çevrildi. YSK'dan yapılan ilk açıklamada, kendilerine herhangi bir başvuru olmadığı, olduğu taktidre gereken değerlendirmenin yapılacağı bildirildi. YSK'nın önünde üç alternatif bulunuyor. YSK, 3 Kasım seçimi ile ilgili sürecin tamamlandığını belirterek, seçimlerle ilgili yapılan itirazı reddedebilir. YSK, DEHAP oylarını iptal ederek ülke barajını yeniden belirleyerek, milletvekili dağılımını yeniden tesbit edebilir. Bu durumda AK Parti'den 44, CHP'den 22 milletvekillinin milletvekilliği düşürülerek DYP 66 milletvekili ile Meclis'e sokulabilir. YSK, 3 Kasım seçimlerinin tümüylü iptali gerektiğine karar verebilir. Bu durumda TBMM'nin erken seçim kararı alması gerekiyor.
|
|