HIV taşıyıcısı Y.O., Şerif Remzi İlköğretim Okulu'nda sınıfındaki 8 arkadaşıyla eğitime başladı. Annesi Neşe O. ve ulusal TV kanallarının canlı yayın ekipleriyle okula gelen Y.O., okul arkadaşlarıyla ant içerek sınıfına girdi. Y.O.'nun sınıfında 39 öğrenci daha olmasına rağmen sadece 8 öğrenci derse katıldı.

Anne Neşe O., çocuğunu diğer öğrencilerin alkışlarla karşıladığını belirterek, "Tepkilerin bugün daha az olduğunu görüyorum. Zaman içinde tamamen bitecek. Umutluyum" dedi.

Doktor ve hemşire gelmedi

Daha önce Y.O.'nun, çocuğu ile aynı sınıfta olmasına karşı çıkan veli Erhan Yıldız, "Sınıfta doktor, hemşire ve rehber öğretmenin bulunacağı söylenmişti. Doktor ve hemşire gelmedi. Çocuklarımızın bu psikolojik ortamda eğitim görmesi mümkün değil. Bugün bıraktım. Hâlâ ne olacağını bilemiyorum" dedi.

'Bu sınıfta okumalı'

Velilerden Uğur Dayıoğlu ise "İlk günden beri endişem yok. Bu çocuk bu sınıfta okumalı. Bir tek Y.O. ve çocuğum sınıfta devam etse bile sonuna kadar destekleyeceğim" dedi. HIV taşıyıcısı Y.O.'nun okuldaki eğitiminin ilk gününde, gergin ortam ve olaylardan etkilenen sınıf öğretmeni Belgin Hüsenoğlu rahatsızlanınca, 2 ders rehber öğretmen Gözde Yenisey tarafında sürdürüldü. Hüsenoğlu, revirde doktor ve hemşire gözetiminde dinlendikten sonra sınıfa geri döndü.

Diğer sınıflardaki veliler ise kendilerine de AIDS ile ilgili bilgi verilmesini, endişelerinin giderilmesini istediler. Okul bahçesinde toplanan diğer sınıfların velileri, kendileriyle ilgilenilmediğini iddia ettiler.

Y.O.'nun yan sınıfında çocuğunun okuduğunu belirten Sabiha Arslan ve Hülya Ergenakon "1-B'deki öğrenci ve velilerle ilgileniyorlar. 1-A ve diğerleri ne olacak? Sorularımıza kim yanıt verecek?" dediler.

Arkadaşlarıyla oynadı

Y.O.'nun sınıf arkadaşlarından Süleyman Emre Kurt, girdiği 2 dersten sonra ateşlenince, babaannesince dersten alındı. Babaanne Gülümser Kurt, "Endişelerimiz giderilmedi. Devam edip etmeyeceğine, babası karar versin" dedi. Diğer sınıflar ders yaptığı sırada, Y.O'unun sınıfı, rehber öğretmen Gözde Yenisey tarafından arka bahçede teneffüse çıkarıldı. Y.O ve sınıfında kalan 6 öğrenci, beraber oyun oynadı. Öte yandan polis okul bahçesinde geniş güvenlik önlemi alırken, gazetecilerin okula girişini engellemeye başladı.

Anne destek istedi

Y.O'nun Annesi Neşe O., "Çocuğum bugün çok mutlu. Özenle hazırlandı ve heyecanla geldi. Okul bahçesinde arkadaşları ile birarada iken çok mutluydu. Tüm isteğim bu. Çocuğumun diğer çocuklarla birlikte ve mutlu olması" dedi.

Y.O'nun virüs bulaştırma riskinin olmadığını söyleyen Neşe O., "Bir riski taşısa gerçekten ben kendim, çocuğun karantinaya alınmasını isterim. Ben yanmışken, başkalarının yanmasını nasıl razı olurum" dedi. Diğer velilere de seslenen Neşe O., kendilerine destek veren iki aileye teşekkür etti ve çocuğunu okula gönderdiği halde desteğini açıklamayan 4 aileye de destek vermeleri çağrısında bulundu.

Y.O.'nun çocuk hakkı ihlal edildi

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Tatlıdil, Y.O. konusunda, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri, medya ve ailesinin yeterince duyarlı davranmadığını söyledi. Medyanın, genelde kamuoyunda popüler kültür değerlerini tartışır hale geldiğini kaydeden Prof. Dr. Tatlıdil, "Anne ve babayla da anlaşarak çocuğun bireysel hakları ihlal edildi. Her çocuğun korunma hakkı, insan hakları bağlamında kamuya bırakılmıştır. Çocuğun bu kadar deşifresi edilmesi, çocuk hakkı ihlalidir. Çocuğun günlük yaşamını medyatik meta olarak kullanmakla bundan sonraki yaşamında omuzlarına ağır yük bırakılıyor" dedi.

'Deşifre edilmemeliydi'

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Köksal Alptekin de bu durumda olan kişilerin "damgalanmaması" gerektiğini belirterek, "Y.O.'nun bu kadar deşifre edilmesi doğru değil" dedi. EÜ Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eyüp Sabri Ercan da "Y.O.'nun başında doktor, hemşire ve rehber öğretmen bulundurarak eğitime dahil edilmesi diğer öğrencilere de yarar sağlayacak" diye konuştu.

VELİLERİN KAFASI KARIŞIK

Y.O.'nun sınıf arkadaşları Doğa Dayıoğlu ve Tayga Vural'ın velileri ise çocuklarının Y.O ile aynı sınıfta olmasını desteklediklerini bildirdiler. Buket ve Uğur Dayıoğlu, "Eğer bu aşamadan sonra Y.O. bu okulda eğitim göremezse kesinlikle çocuğumuzu alırız. Artık herkes bilinçlenmeli. Bir çocuğu tecrit ederek, hastalıktan korunmak mümkün değil ki... Her an böyle bir hastalık karşımıza çıkabilir'' dedi. Hülya Vural ise, "Çocuğu başka sınıflarda olanlar tavır alıyor, diğer velileri de etkiliyorlar. Biz risk olmadığına inanıyoruz. Bunca uzman böyle bir risk olmadığını açıklıyor, inat ile bir çocuğun hayatını karartmayalım'' diye konuştu. Y.O.'nun birebir eğitimini isteyen bazı veliler ise Milli Eğitim Bakanlığı'nın "eğitimin sınıfta olması'' yolundaki kararını "dayatma'' olarak nitelendirdi. Şerif Remzi İlköğretim Okulu'nun bahçesi canlı yayın yapan ulusal TV'lerin kameraları ile dolarken, bazı veliler, "Medya olayı fazla büyüttü. Bizi kendi halimize bıraksalar sorunu daha kolay çözebilirdik. Film setine dönen bir okulda ne eğitim kaldı ne de psikoloji'' dediler.

'Sınıf ortamında AIDS bulaşmaz'

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, AIDS virüsünün, aynı sınıf ortamında bulunma, aynı havayı teneffüs etme, sinek ısırması, aynı tabak-çataldan yemek yeme, aynı diş fırçasını kullanmakla bulaşmadığını bildirdi. TTB Merkez Konseyi'nden yapılan açıklamada, tıptaki gelişmelerin, bugün AIDS'i ölümcül bir hastalık olmaktan çıkardığı, erken tanı ve düzenli tedaviyle virüs sayısının kontrol altıda tutulabildiği kaydedildi. Y.O'nun içinde bulunduğu durumun, toplumun yeterince bilgilendirilmemesinden kaynaklandığı ifade edilen açıklamada, "Y.O.'nun insan hakları, hasta hakları unutulmamalı, mutlaka eğitimine devam etmesinin yolu sağlanmalıdır" denildi.