AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Yargıtay kararı

HADEP'in dört yöneticisiyle ilgili daha önce verilmiş 'sahtecilik' kararını Yargıtay'ın onaması elbette sürpriz değil. Ancak, bu karar üzerine sürdürülen tartışmalarda bazılarının savundukları türden 3 Kasım seçiminin sonuçlarını değiştirecek bir yola girilmesi tam bir sürpriz olacaktır. Ancak, bir çok kişi ve kesim, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) böyle bir karar almasını bekliyor.

Bu beklentinin altında, seçimlere girmemesi gereken bir partinin aldığı oyların durumu yatıyor. HADEP seçime girmemiş olsaydı ona verilen oyların başka partilere gideceği varsayımına dayalı bir beklenti bu. YSK, Yargıtay kararı üzerine durumu görüşüp "Herhangi bir işlem yapmak gerekmiyor" sonucuna varabileceği gibi, hukukîliği önemsemezse seçimleri bütünüyle iptal de edebilir. Akla gelen bir ihtimal de, DEHAP oylarının geçersiz sayılarak seçimlere katılan diğer partilere oran ölçüsünde yansıtılmasıdır; bu yolla DYP'nin Meclis'e kalabalık bir grupla girmesini sağlayabilir YSK... Herkes, eğilimine göre, bu üç seçenekten birini öne çıkartan yorumlar yapıyor.

Oysa, ne kadar siyasî olsa ve siyasî sonuçlar ortaya çıkarsa da, konu bütünüyle hukukîdir. Anayasal bir kurum olan YSK, görevini anayasa ve yasalar çerçevesinde yerine getirmekle yükümlü. Mevcut mevzuat, YSK'nın hareket alanını kısıtlıyor. Bir kere, YSK'nın seçimleri iptal yetkisi bulunmuyor. Dahası, HADEP seçime katılmak için 'sahtecilik' yoluna sapmış olsa bile, seçimde aldığı oyların 'sahte' olduğunu iddia eden yok. DEHAP'a verilmiş oyları bir başka partiye verilmiş saymak ve Meclis tablosunu değiştirmek hakkını nereden alacak YSK?

Yargıtay onamasıyla ortaya çıkan hukukî durumun yok sayılamayacağı görüşünü ne yapacağız? Bu ciddi bir görüş. Ancak, bir ceza dâvâsı, seçimin üzerinden bir yıla yakın bir süre geçtikten sonra siyasî sonuç doğuracak biçimde kullanılırsa, bu durum, bundan böyle yapılacak bütün seçimleri gölgeleyecektir. Her seçim sonrasında ortaya atılacak şimdikine benzer iddialar yüzünden, Meclis, görevini ifa edemez hale gelmez mi?

Bütünüyle hukukî olan bir konudan siyasî sonuçlar çıkmasını bekleyenlerin kimliği önemli. Seçimlerin yenilenmesi veya Meclis kompozisyonunun değişmesini isteyenler, Ak Parti'den veya şimdiki sayısal gücünden rahatsızlık duyduğu bilinenler... Onlar açısından, YSK'nın hukuk sınırları içerisinde kalması da fazla önemli değil. YSK, seçimin bütünüyle yenilenmesi olmasa bile, Ak Parti'nin anayasa değiştirecek çoğunluğunu yitirmesi yönünde o kesimler tarafından baskı altında tutulacaktır.

Sorun da burada: Yargıtay'ın verdiği karar bir partinin seçim öncesinde 'sahtecilik' yaptığını gösterdi; YSK'nın hukukîlikten çok siyasîliği sırıtan bir karar vermesi DEHAP'ın yaptığından daha vahim sonuçlar doğuracaktır... Yargıçlardan oluşan bir heyetin hem kendilerini hem kurumlarını zedeleyecek, bu arada sadece 3 Kasım'ı değil bundan sonra yapılacak seçimleri de gölgeleyecek bir karar alması beklenmemeli. Türkiye'de bazı kurumların itibarlı kalması gerekiyor. YSK üyeleri YSK'nın itibarını zedeleyecek bir sürece herhalde izin vermeyeceklerdir.

Peki, bir partinin aslında katılamayacağı bir seçime katılma izni almasının hiçbir sonucu olmayacak mı? Soru, görüldüğü gibi, "Mutlaka bir sonucu olmalı" varsayımına dayanıyor. Oysa, kurallara uygun yapılmış, seçmenlerin özgürce oylarını kullanabildiği, sandığa şâibe düşmemiş bir seçimin, aradan bunca zaman geçtikten sonra yenilenmesinin bir dayanağı bulunmuyor. Dayanağı bulunmadığı için de, geçersiz varsayımlar yüzünden kimsenin alınganlık göstermesi gerekmiyor.

Seçim yenilense sandıktan bugünkünü kökten değiştirecek bir tablo çıkması da mümkün değil zaten. Hükümetin iç ve dış dev sorunlarla boğuştuğu, ekonomide dengelerin yeniden oluştuğu, AB yolunda son dönemece girilen ve Irak'ta kesin bir tavır alınması beklenen şu sırada, seçim ortamına girilmesinin, emin olun, Türkiye'nin hayrını istemeyenler dışında kimseye yararı yok.

Altı ay sonra yapılacak yerel seçimde bugünkünden farklı bir tablo ortaya çıkarsa, yeni bir seçim zorlamasını kamuoyu kendiliğinden yerine getirecektir.


30 Eylül 2003
Salı
 
FEHMİ KORU


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED