|
|
'İdam' hukukçuları böldü Hukukçular da Türk Ceza Kanunu'ndan idam cezasının çıkarılmasının Anayasa'ya aykırı olup olmayacağı konusunda ikiye bölündü.
İdam cezasının kaldırılması konusunda Anayasa değişikliği yerine Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yapılmasının gündeme gelmesi tartışmalara neden oldu. Hukukçular, TCK'dan idam cezasının çıkarılmasının Anayasa'ya aykırı olup olmayacağı konusunda ikiye bölündü. Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, idam cezasının Anayasa'dan çıkartılması gerektiğini belirtti. İdam cezasının Anayasa'dan çıkartılmaması durumunda bazı sorunlar yaşanacağına dikkat çeken Prof. Dr. Alacakaptan, "Bu durumda Türk Ceza Kanunu'nda yapılacak düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğu gündeme getirilebilir. Son çare olarak Türk Ceza Kanunu'nun değiştirilmesi ile idam cezası ortadan kaldırılabilir. Ancak ileride gelecek hükümetler Meclis'te savaş ve terör suçlarında idam cezasının yeniden getirebilirler. Sorunu kökten çözmek için Anayasa'nın 38. maddesi değiştirilmelidir" dedi. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise Anyasa'nın 38. maddesindeki değişikliğe işaret ederek, şunları söyledi: "Bu maddede yapılan değişiklik ile idam cezası savaş ve terör suçları ile sınırlandırıldı. Anayasa'da bu suçlarda ille de idam cezası verileceğine dair düzenleme yok. Savaş ve terör suçlarında idam cezasının kaldırılmasına imkan tanındı. Bu konuda yetki TBMM'nindir. Meclis isterse bu suçlarda idam cezasını kaldırır isterse kaldırmaz. TCK'dan idam cezasının kaldırılmasının ardından Anayasa Mahkemesi'ne müracat edilmesi halinde Anayasa Mahkemesi'nin 'Bu konu Meclis'in takdirindedir. Meclis'in takdir yetkisi Anayasa Mahkemesi müdahele edemez' kararı verir." İDAMI KALDIRACAK AİHS FORMÜLÜ PROF Dr. İbrahim Kaboğlu ise idam cezasının kaldırılması konusunda yeni bir formül gündeme getirdi. Kaboğlu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 No'lu Ek Protokolü'nün Türkiye tarafından imzalanmadığına dikkat çekerek, "İdam cezasının tümden kaldırılmasını düzenleyen bu protokolü Türkiye imzalarsa idam cezası tümden ortadan kalkar. Bu protokolün imzalanmasının uluslararası anlaşma olduğu için Anayasa'ya aykırılığı da iddia edilemez. Bu durumda idam cezası da otomatikman kalkmış olur" diye konuştu. 'TCK değişikliği yeterli' İdam cezasının kaldırılmasıyla ilgili tartışmalar, dün İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ve Devlet Bakanı Nejat Arseven'in katıldığı insan hakları eşgüdüm toplantısının da gündemindeydi. Adalet Bakanı Türk ve Arseven, terör suçlarında idam cezasının kaldırılmasının Türk Ceza Kanunu'nda yapılacak bir düzenlemeyle mümkün olabileceğini açıkladılar. Yaklaşık 2 saat süren toplantının ardından Yücelen, Türk ve Arseven ortak bir basın toplantısı düzenlediler. Adalet Bakanı Türk, terör suçlarında idam cezasının kaldırılmasının yasayla mı yoksa Anayasa değişikliğiyle mi mümkün olabileceği tartışmalarına açıklık getirdi. Türk, Anayasa'nın 38'inci maddesinin olumsuz bir yargıyı içerdiğini ve savaş, yakın savaş tehdidi ve terör suçlarında hakimin mutlaka idam cezası vereceği anlamı taşımadığını söyledi. Türk, bu düzenlemeyle Türkiye'nin geniş bir açılım sağladığını savundu. Nejat Arseven de benzer görüşleri ileri sürdü. Arseven, Avrupa Birliği'nin idam cezası nedeniyle PKK ve DHKP-C'yi terör listesine almadığını belirterek, "Düzenlemeyi bir kişiye endekslemek çok yanlış. İdam cezası varoldukça, bütünlüğümüzü ve güvenliğimizi tehdit eden birçok suçluyu sırf bu yüzden alamıyoruz" dedi. YILMAZ: AB SÜRECİNDE İDAMI HALLETMELİYİZ Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, hükümet olarak AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamadan önce, idam cezası meselesini halletmeyi amaçladıklarını kaydetti. Yılmaz, CNN-Türk'te yayımlanan Manşet programında yaptığı açıklamada, AB'nin idam cezasını kesinlikle kalkması gereken bir uygulama olarak kabul ettiğini söyledi. Avrupa'daki bazı gelişmelerin Türkiye'yi bu cezayı uygulayan tek ülke konumunda bıraktığını belirten Yılmaz, bu nedenle hükümet olarak bu konuyu tekrar değerlendirdiklerini ve kısa vadeli bir hedef olmamasına rağmen, tam üyelik müzakerelerine başlamadan önce bu meseleyi halletmeyi amaçladıklarını kaydetti. Yılmaz, Kürtçe eğitim konusunda da şunları söyledi: "Türkiye'de resmi dil Türkçedir. AB bizden, devletin kendi eğitim kurumlarında Türkçe dışında, Kürtçe olsun, Çerkezce olsun, ister Arapça olsun, başka bir dili öğretmesini istemiyor. Böyle bir talep yok. AB bizden, sadece bir bireysel hak olarak herhangi bir dili öğrenmek isteyen kişilerin önündeki engelleri kaldırmamızı istiyor." Türkiye'de bir dilin öğrenilmesi konusunda yasal bir engel bulunmadığını, ancak uygulamada bazı zorlukların çıkartıldığını belirten Yılmaz, AB'nin istediğinin, "hiçbir ayrım yapmadan, hiçbir dili hor görmeden bu engellerin kalkması" olduğunu bildirdi. SP'DEN DE HÜKÜMETE DESTEK ÇIKMADI
SP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, idam cezası konusunda hükümetin yanında yer almayacaklarını bildirdi. Bekaroğlu, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlediği basın toplantısında, 19 Şubat'ın ekonomik krizin patlak verdiği günün yıldönümü olduğunu anımsatarak, "Krizin maliyeti henüz hesaplanamadı. Böyle bir krize sebebiyet veren hükümet ne yazık ki hâlâ iş başındadır ve üzücü olan 'bizim alternatifimiz yoktur' diyor" dedi. Bekaroğlu, son günlerde idam cezasının ülkenin gündemini meşgul ettiğini de belirterek, "Hükümet bu sorunu kendisi çözsün. SP, idam tartışmalarında hükümetin yanında yer almayacak" diye konuştu. Bekaroğlu, Irak'a yönelik tavrı nedeniyle Dışişleri Bakanı Cem'i izlemeye aldıklarını da söyledi.
|
|
|