|
|
Damar tıkanıklığına 'kansız çözüm'
Çukurova Üniversitesi (Ç.Ü) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde, damar tıkanıklığı bulunan bir hastanın sorunu ameliyata gerek kalmaksızın giderildi. Ç.Ü Tıp Fakültesi, anjiyografiye gerek duymadan damar içini ultrasonla görüntüleyip gerçekleştirdiği tedaviyle başarılarına bir yenisini daha ekledi. Ç.Ü. Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Şah, kalp-damar hastalıklarının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de yaygın olarak görülmesinin alternatif tedavi yöntemlerini gündeme getirdiğini söyledi. Kalp-damar hastalıklarında uygulanan yöntemlerden birinin cerrahi, diğerinin ise balon tabir edilen stend (damarın yeniden tıkanmasını önlemek için damar içine yerleştirilen tel) yöntemi olduğunu belirten Prof. Dr. Şah, şöyle konuştu:
İlk kez uygulandı
"Hastanemizde kansız tedavi yöntemini ilk kez Saadettin Zorlu'ya uyguladık. Hastamızda kalp-damar hastaları için çok büyük risk faktörü olan şişmanlık, hipertansiyon, diabet ve hareketsizlik problemleri vardı. Bu olumsuzlukların giderilmemesi hastalığın tekrarı olasılığını artırıyordu. Nitekim, damar tıkanıklığı balon yöntemi ile giderilen hastamız, birkaç ay sonra yine gögüs ağrısı şikayetiyle bize başvurdu. Çünkü, uyarılarımızı dikkate almamış, kilo atamamıştı. Tüm dezavantajları üzerinde taşıyordu. Hasta daha önce bir operasyon geçirmiş olduğu için bu kez cerrahi yöntem gündeme geldi."
DÜNYADA YENİ BİR YÖNTEM
Hastadaki risk durumlarını dikkate alarak, cerrahi uygulamadan vazgeçilerek, dünyada yeni uygulanmaya başlanan "damar içinin görüntülenmesi" olarak bilinen "Ivus İntravascular ultrasound" yöntemine karar verdiklerini belirten Prof. Dr. Şah, şunları kaydetti: "Özel cihazla, hastanın damarlarını izledik. Daha önce balon yaptığımız damarda kısmi bir tıkanma, sonraki bölümde ise ciddi bir lezyon gördük. Bu bölümü balon uygulayarak açtık. Anjiyografiye gerek duymadan damar içini ultrasound ile görüntüleyip gerçekleştirdiğimiz tedavide başarı sağladık."
Prof. Dr. Şah, bıçaksız ve kansız operasyon sonrası hastanın sağlığına kavuştuğunu ve yapılan takipte hiçbir sorun yaşamadığının saptandığını kaydetti. Prof. Dr. Şah, ailesinde kalp-damar hastası olanlarla şişmanlık, hipertansiyon, diyabet gibi risk yaratan faktörleri bulunanları dikkatli olmaya çağırarak, şunları kaydetti: "Bu rahatsızlık kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülüyor. Erkekler kadınlara oranla 8 kat daha fazla risk altındalar. Ancak, bu oran kadınların menopoza girdikleri yaştan sonraki dönemlerde erkeklerle eşitleniyor. Bu nedenle ailesinde kalp-damar hastalığı bulunan erkekler 40, kadınlar ise 45 yaşından sonra rahatsızlık duysun duymasın mutlaka doktor kontrolünden geçmelidir."
|
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv Bilişim| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz. © ALL RIGHTS RESERVED |