|
|
AB Komisyonu, Karen Fogg ve Türkiye'deki diğer personelinin güvenliğinin sağlanmasını istedi. Komisyon, "Gerekirse biz önlem alırız" mesajını iletti.
Avrupa Birliği Komisyonu sözcüleri, günlük olağan basın toplantısında bir açıklama yaparak, Türkiye'deki AB Temsilciliği'nin "fiziki ve iletişim güvenliğinin sağlamasını istediklerini" söylediler. AB Komisyonu Sözcüsü Jonathan Faull, hiçbir soru olmadan yaptığı açıklamaya, "Türkiye'deki görevlilerimizin çevresinde olup bitenleri yorumlamak istiyorum" diyerek başladı. AB Temsilcisi Karen Fogg'un elektronik posta mesajlarının ele geçirilmesini eleştiren sözcü, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in dün sabah, Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Nihat Akyol ile biraraya geldiğini bildirdi. Prodi, Ecevit'i arayacak "Bu, Türk yetkililere iletilen 4 sözlü not ile Komisyon ve AB Dönem Başkanlığı'nın Ankara nezdindeki daha önceki girişimlerinin devamıdır" diyen Faull, Verheugen'in bu konuyu Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile de görüştüğünü, "gereğinde, AB Komisyonu Başkanı Romano Prodi'nin Başbakan Bülent Ecevit ile konuşacağını" söyledi. "Türkiye'den, bu ülkedeki personelimizin fiziki güvenliğini sağlamasını istiyoruz. Görevlilerimizin haberleşme güvenliğinin sağlanmasını istiyoruz" diyen sözcü, "Gerektiği takdirde, delegasyonumuzun ve Türkiye'de çalışan personelimizin güvenliğini bizzat sağlamak için her türlü önlemi alacağız" diye konuştu. Yayınları durdurun Verheugen'in sözcüsü Jean-Christophe Flori de, "Türk makamlarından sadece delegasyonumuzun güvenliğinin sağlanmasını istemekle kalmıyoruz, korsan yollarla ele geçirilen elektronik posta mesajlarının yayımlanmasını adli yollardan önlemesini de istiyoruz" dedi. Flori, Türkiye'ye, Viyana Sözleşmesi'nin, diplomatik temsilciliklerin haberleşmesini koruma altına aldığının belirtildiğini söyledi. AB Komisyonu sözcüleri, Fogg'un mesajlarının içeriği hakkında bir yorum yapmayı reddediyorlar, ancak bu mesajlarının içeriğinin kamuoyuna yansıtılmasının sürmesinden duydukları "büyük rahatsızlığı ve endişeyi" saklamıyorlar. Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Nihat Akyol, AB Komisyonu'nun bu açıklamasından sonra basına ayrıntılı bilgi vermedi. Verheugen ile dün sabah görüştüğünü doğrulayan Akyol, "Söylediklerini Ankara'ya intikal ettirdim. Bu aşamada yapacak başka bir açıklama yok" dedi. AB Komisyonu kulislerinde, dün sabahki görüşmede Türk Büyükelçi'nin Verheugen'e, "Karen Fogg'un bir an önce geri çekilmesinin yararlı olacağı mesajı verdiği" iddia ediliyor. Büyükelçi Akyol, kendisine iletilen bu iddiaları doğrulamak veya yalanlamak istemeyerek, "Verheugen'in söylediklerini Ankara'ya intikal ettirdiğini, yapacak başka bir açıklama olmadığını" tekrarlamakla yetindi. Yılmaz: Türk devletinin ayıbı Diplomatik kaynaklar, bu konuda değerlendirmelerin ve Ankara'nın tavrının ne olacağına ilişkin açıklamaların başkentten gelebileceğini ifade ediyorlar. Öte yandan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg'un e-maillerinin "iddia edildiği gibi devletin bir biriminden sızması durumunda", bunun Türk devletinin bir ayıbı olduğunu söyledi. Yılmaz, CNN-Türk'te yayımlanan Manşet programında konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bu yazışmaları kimin çaldığını bilmediğini ifade eden Yılmaz, bu yazışmaların kendisine iddiaların sahibi Aydınlık dergisi tarafından gönderildiğini, bunun dışında kendisine bir şey gelmediğini bildirdi. Yılmaz, "Eğer iddia edildiği gibi bu yazışmalar devletin bir biriminden intikal ettiyse, bu Türk devletinin bir ayıbıdır ve bir suçtur. Bu suçun devamının bir an önce önlenmesi devletin görevidir. AB de tepkisinde son derece haklıdır" diye konuştu. İP'DEN, CEM İÇİN SUÇ DUYURUSU İşçi Partisi, Dışişleri Bakanı İsmail Cem hakkında, AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg ile gizli bilgi alışverişinde bulundukları iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde, Fogg'un 24 Ağustos 2000'de Özden Engin aracılığıyla AB merkezinden Alain Servantie'ye gönderdiği elektronik postada, AB merkezinden Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Kuneralp'e teamül dışı notlar gönderildiği ifade edildi. Bu eylemlerin "Askeri ve Siyasi Casusluk" başlığını taşıyan Türk Ceza Kanunu'nun 133. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği savunuldu. Yalçın, Bakan Cem hakkında, 22 Ocak 2002'de katıldığı bir programda eski ABD Dışişleri Bakanı Madeline Albright ile Ortadoğu ve Kafkaslar'da imzaya dayanmayan, sözlü stratejik işbirliği anlaşması yaptığını belirtmesinin TCK'nın 127 ve 128. maddelerinin ihlali olduğunu iddia ederek, hakkında ayrı bir suç duyurusu dilekçesi daha sundu.
|
|