|
|
Ayranı yok içmeye...
Gazetede manşet: "Kaymakama ince ayar!" Sonunda ünlemi bile var. Eski Ecevit olsaydı "Gardrob devrimciliği hortladı" derdi. Şimdi biz de "Ayranı yok içmeye, fötrle gider halkı selamlamaya..." demeliyiz. Olayı şöyle anlatıyor gazete: "İrticayla mücadele kapsamında kaymakamlık eğitimi değişti. 2000'lerin kaymakamları artık vals ve tango yapacak. Atatürk gibi smokin giyip halkı fötr şapkayla selamlayacak İrticayla mücadele kapsamında kaymakamlık eğitimini yeniden düzenleyen İçişleri Bakanlığı, Atatürk'ün Cumhuriyet'in ilk yıllarında halka modern yaşamı aşılamak için sıkça giydiği "fötr şapka" ve "smokin" ile özel gecelerde başvurduğu "dansı" kaymakamlık eğitiminin birer önemli parçası haline getirdi..... Yeni eğitim uygulamasından ilk kez, iki hafta önce kurslarını başarıyla tamamlayan ve atama kararnameleri Çankaya Köşkü'nde bekleyen 56 kaymakam geçti. Görev yerlerine gitmeden önce vals, tango gibi dans dersleri gören, smokin satın alan kaymakamlar, önümüzdeki yıldan itibaren kendilerine demirbaş olarak verilecek fötr şapkayla halkı selamlayacak. "İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Muzaffer Ecemiş, "Cumhuriyet'in kaymakamları Cumhuriyet'e layık bir şekilde yetiştirilecek" dedi. "Ecemiş, Atatürk'ün uygarlık hedefine ulaşmak için bu tür düzenlemelerin şart olduğunu ve Cumhuriyetin ilk yıllarında başlatılan bu reformların şimdi de sürdürülmesi gerektiğini anlatırken, ilham kaynağı olarak Atatürk'ü gördüklerini söyledi. "Muzaffer Ecemiş, "fötr" uygulamasını neden getirdiklerini de şöyle açıkladı: "Nasıl ki, Harp Okulu mezunlarına ilk gün kılıç, tabanca, hakimlere cüppe veriliyorsa biz de kaymakamlarımıza demirbaş olarak fötr şapka, smokin, beyaz gömlek ve siyah ayakkabı vermeyi düşünüyoruz. Ekonomik kriz nedeniyle bu dönem yapamadık, ama önümüzdeki yıl mutlaka yapacağız, parasını bütçeye koyduracağız." "Kadın eli sıkmayan irticacı kaymakamlar bu yeni uygulamayı ateşledi. Artık kursta hangi yemekle hangi şarabın içileceği öğretiliyor... "Kaymakam adayları 36 ay sürecek 9 aşamalı uzun bir staja ve kursa tabi tutulduktan sonra göreve getiriliyor. Bu uzun kurs döneminde yurt dışı eğitimden vali ve kaymakam yardımcılığına kadar birçok görev üstleniyorlar. Son dönemde bu görevlere bir de bilgi ve görgü kuralları eklendi. "Kültür Bakanlığı'nın görevlendirdiği dans öğretmenleri, kaymakam adaylarına, vals ve tango gibi çağdaş dans örneklerini öğretiyor. Kurs programı tamamlanınca, tüm adaylar, baloda bir araya gelerek dans ediyorlar. Dansa yanaşmayan adaylar eleniyor. Ancak ilk uygulamadaki 3'ü kadın 56 kaymakam arasında dansa karşı çıkan olmadı. Böylece, kadınlarla tokalaşmak istemeyen kaymakamlar dönemi sona erdirildi. Dans dersleri sırasında adaylar karşı cinsten partnerlerle çalıştı." (Sabah, 3 mart 2002) Özet: Kaymakamlara çağdaş eğitim. Vals, tango, smokin, ve "demirbaş fötr şapka"yla halkı selamlama ve şarap-yemek ahengi konusunda tecrübe... Tam da bu, değil mi, 2002 Türkiye'sinin ihtiyaç duyduğu kamu yöneticisi... Yiyecek ekmek bulamayan, işsizlikten canı çıkmış, kuyruklarda ömür tüketen halkı bayramlarda fötr şapkayla selamlamazsanız halkın gönlü kalır. Hele sizi smokinsiz görürse, "Vay benim memleketim, kaymakamlarım smokinsiz kalmış" diye feryad eder. Vals ve tango bilmezseniz, medeni ülkeler sizi kabul etmez, Avrupalı sayılmazsınız, ağzınızla kuş tutsanız AB'ye kabul edilmezsiniz. Hele şarabı onunla uyum sağlayacak bir yemekle, rakıyı hiç sevmeyeceği bir mezeyle yudumlamazsanız, kafayı yanlış bulur, dolayısıyla görevli bulunduğunuz ilçeyi asla yönetemezsiniz. O zaman ilçenizde ekonomi gelişmez, kültürel bir atılım yapamazsınız, halkla iletişim sağlayamazsınız, eğitim çağındaki çocuklar sizi örnek alıp gelişemezler... İyi içecek, iyi dans edecek, demirbaş fötr şapkalı gezecek ve bütün bunları mutlaka ama mutlaka karşı cinsle birlikte yapacaksınız... Ben de bu başörtülü çocuklara karşı bu devlet tavrı neden, diye soruyorum kendi kendime... Böyle olacak oysa Türkiye'nin çağdaşlaşması... Kaymakam fötr şapkalı, kadınlar başörtüsüz! Eski Cumhurbaşkanı fötr şapkalı (ama demirbaş değil) Demirel, kalkmış, "70 sente değil, bir sente bile muhtacız" demiş. Türkiye'nin borçlarını IMF'den aldığınız borçlarla ödüyormuşsunuz. Milli geliriniz, kaç yıldır aşağı düşmeye devam ediyormuş. Türkiye'nin "reel ekonomi"yi oluşturdukları söylenen en baba sanayicileri "Bıçak kemiğe dayandı" diye feryad ediyorlarmış! İşsizlik milletin canına tak etmiş. Tarım, hayvancılık bitmiş, köylü can derdine düşmüş... Ekonomi ile ilgilenen herkes, kaç vakitte Arjantin olacağımızla meşgulmüş... İnsan hakları alanında müfettiş üstüne müfettiş geliyormuş Avrupalardan... Ne gam! Asıl mesele nasıl çağdaş bir ülke olacağımız meselesi... O da kamu yöneticilerinin halkı fötr şapkayla selamlamasıyla olur... Bir de valsi, tangoyu, ve şarap-yemek ahengini bilirlerse... Tabii kadınlar da başörtüsüz! Bir Halkevi'nde balo düzenlenir ve her şey dışarda kalır... İşsizlik, açlık, iflaslar her şey dışarda kalır... Şarap-yemek ahengi içinde her şey iyi gider... Başörtülü çocukları okula sokmazsınız, tüm dertler biter! Haa, bir de ünlü tiyatrocu Semih Sergen'in nezareti altında "dudak eksersizi" eğitimi almış kaymakam adayları... Sergen'e göre "dudak tembelliği"ni gidermek için köylülerin hayvan güderken söylediği "Bürrt" sözcüğünü söylemek gerekirmiş sık sık... Demek ki kaymakam adaylarımız "Bürrt" demeyi öğrenmişler... Dilerim kaymakam adayları, sadece dudak eksersizi için öğrendikleri "bürrt" sözcüğünü insanları güderken söylemezler... Smokinli bir kaymakam ve ekmek kuyruğunda bir halk, fötr şapkalı bir kaymakam ve ayağında ayakkabısı bulunmayan çocuklar, vals yapan bir kaymakam ve açlıktan dizlerinin bağı çözülmüş bir halk... Nasıl yönetilir bu halk? Bu görüntü, Şeflik dönemi Türkiyesi'nin fotoğraflarını andırıyor... Çıplak çocuklar ve potinli parti adamları... O fotoğraflar hâlâ unutulmadı... Ah Sayın Ecevit, şu eski günleri de unutmasaydı... "Gardrob devrimciliği"ne veryansın ettiği günleri...
|
|
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv Bilişim | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür |
© ALL RIGHTS RESERVED |