T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
AKP'ye önerilen çözümler kimin işine yarıyor acaba?

Başta BDDK olmak üzere, "özerk üst kurulları" yeniden yapılandırma niyetini açıklayan AKP'ye ve özellikle Recep Tayyip Erdoğan'a çeşitli "çözüm" önerileri yapılıyor. Bazen bu öneriler "aba altından sopa gösterir" gibi de algılanabiliyor. Zaten bunun için de AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan, batık bankaların Fon'a devri ile "hayırsız bir iş yapıldığını" açıklayıp, "BDDK konusunda beni eleştirenler hayatlarında iki tane koyun gütmemiş olanlardır" deme gereğini duydu.

Gerçekten de hayatında "elini taşın altına koymayan ve Türkiye'yi, Türk insanını bilgisayar ekranlarındaki rakamlar olarak görenlerin" Türkiye'yi getirdikleri nokta ortadadır. Şimdi yaptıkları "hayırsız" işlerin üzerine gidilirken, kendi "yandaşları" ile "kendilerine uygun çözümler" önermeye başladılar.

Bu önerilerle ilgili, ders alınacak güzel bir hikaye var. Buyurun okuyun.

Bir ülkede, ortasında büyük bir havuzu olan çok güzel ağaçlar ve bitkilerle bezenmiş büyük bir bahçe varmış. Ama bahçe de, havuz da bakımsızlıktan içler acısı durumdaymış.

Havuzun çevresi kurbağalarla doluymuş. Bu yaratıklar bütün gün bağırdıkları, ciyakladıkları için bahçede gürültüden durulmazmış. Kurbağalar ise bu bahçeyi çok severlermiş, çünkü onları kimse rahatsız etmez, onlar da canları ne isterse yaparlarmış.

Yalnız kurbağaların tek sıkıntısı varmış. O da leyleklermiş. Leylekler zaman zaman gelip, havuza dalarlar ve onlardan birini kapıp götürürlermiş.

Kurbağalar ne önlem aldılarsa, aklına esen leyleğin gelip aralarından birini kapıp götürmesini engelleyememişler.

Sürekli bağırdıkları için de nereye saklansalar leyleklere yakalanıyorlarmış.

Sonunda çaresiz kalmışlar ve havuza yakın bir kenarda sessiz sedasız yaşayan gün görmüş bir kaplumbağaya gitmişler.

- Aman bize bir akıl ver, demişler. Bu leyleklerden bıktık. Gelip uzun gagalarıyla içimizden birini kapıp götürüyorlar. Bir türlü engel olamıyoruz.

Kaplumbağa uzun uzun düşünmüş, sonra su nasihatte bulunmuş:

- El ele tutuşun. O zaman leylekler içinizden birini kapıp götüremez.

Kurbağalar bu aklı çok beğenmişler, hemen aralarında toplanarak bunu uygulamaya karar vermişler.

Artık hiçbir kurbağa kendi başına hareket etmiyormuş. Hep el ele tutuşmuş halde duruyorlarmış. Ama daha ilk gün iri bir leylek havuza dalmış ve kurbağanın bir tanesini kaptığı gibi havalanmış. El ele tutuştukları için, leyleğin peşi sıra kurbağaların hepsi birden uçmaya başlamışlar.

Korku içinde, bu manzarayı aşağıdan seyreden kaplumbağaya seslenmişler,

- Dediğini yaptık ama bak hepimizi birden kaptı götürüyor. Ne yapacağız şimdi?

Kaplumbağa hiç umursamadan bağırmış:

- -Defolun gidin be. Bana ne... Ne yaparsanız yapın. İyi oldu, senelerden beri kafamı ütüleyip duruyordunuz zaten.

Bu hikayeden alınacak dersler:

1- Birlikten doğan kuvvet her zaman yeterli olmayabilir.

2- Size önerilen çözüm, sizden çok, çözümü önerenin işine yarayabilir.


14 Kasım 2002
Perşembe
 
CAN AKSIN


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Ramazan| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED