T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

H A Y A T

Migrenle savaş

Migren, yeni doğan bebekte de, 60 yaşındaki yetişkinde de görülebiliyor. Migrenle başa çıkmak için uzmanlar, "düzenli uyku, düzenli öğün, sessiz ortam" tavsiye ediyorlar.

Yaş, meslek, cinsiyet ayrımı yapmayan hastalıklardan migren... Bazı kişilerde öyle sinsice ilerliyor ki, doktorların migren teşhisi koymaları zorlaştığı gibi, yanlış tedaviler uygulanmasına bile neden olabiliyor. Yetişkinlerde kendini iyiden iyiye hissettiren migren, henüz yaşını bile doldurmayan çocuklarda bulantı, karın ağrısı gibi şikayetlerle beliriyor. Pfizer'in düzenlediği Medya Bilgi Paylaşım Günleri'nde bu ay ele alınan migren hakkındaki bilgileri İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Baş Ağrısı Polikliniği yöneticilerinden Prof. Dr. Mustafa Ertaş verdi. Ertaş, bir beyin hastalığı olarak tanımladığı migren tedavisi için, hastaların yüzde 60íının, ìağrılarla yaşamaya alıştıkları içinî doktora başvurmamasından şikayetçi.

Hipertansiyonla karıştırılıyor

Prof. Dr. Ertaş, migren tedavisindeki diğer sıkıntıları ise şöyle sıralıyor: "Migren, sinüzit, boyun kireçlenmesi ve hipertansiyon ile karıştırılıyor. Hastaların ancak yüzde 33.6ísı doktor, yüzde 11.4íü eczacı, yüzde 32.7ísi diğer bir hasta tavsiyesine göre, yüzde 29.6ísı ise kendi kendine ilaç tedavisi uyguluyor"

Beş kadından biri migrenli

Ertaş, Türkiye'de her 5 kadından 1'inin, her 10 erkekten 1'inin migren olduğunu belirterek, migren ataklarının çocuklarda "sebep bulunamayan kusmalar" olarak görülebildiğine dikkat çekiyor. Bazı hastaların başağrılarından şikayetçi olmayabileceklerini kaydeden Ertaş, migren ağrılarının geleceğini haber veren öncü belirtileri de, "isteksizlik, tedirginlik, iştah artışı" olarak sıralıyor. Ertaş, bazı yiyeceklerin migreni tetiklediğini fakat bu yiyecek listesinin de yine kişiye göre değişebileceğini anlatıyor. Ertaş, migrenle ilgili olarak şunları söylüyor; "Migren krizlerini önlemek için, günümüzde 'atak' ve 'önleyici' tedaviler uygulanıyor. Önleyici tedavi, hastaya daha ağrı gelmeden, her gün ilaç verilerek uygulanıyor."

HERKES İÇİN ÖNEMLİ TAVSİYELER

  • Öğün atlamayın: Özellikle çalışan kişiler, öğle yemeğinden vazgeçip, açığı akşam yemeğinde kapatacaklarını düşünmemeli.

  • Uykuyu düzene sokun: Hafta sonları, "geç kalkma" alışkanlığı zararlı olabilir. Uyku düzeni, tatillerde bile olsa bozulmamalı.

  • Stresten kaçının: Günümüzde zor olsa da, stresli durumlardan uzak kalmaya çalışılmalı.

    MİGREN KENDİNİ BELLİ EDER

  • Başağrıları 4-72 saat sürüyorsa,

  • Ataklar halinde ağrılar geliyorsa,

  • Ağrılar sıklıkla beynin tek tarafında ise,

  • Ağrılar zonklayıcı ise

  • Bulantı ve/veya kusma varsa

  • Işığa, sese aşırı duyarlılık varsa

  • Ağrılar hareketle artıyorsa

  • Kadınlar migrene daha çok yakalanıyor. Önleyici tedavi sırasında alınan ilaçlar iştah açıyor ve bu da, daha çok 30-40 yaşlarındaki hanımların kilo lmalarına sebep olabiliyor.

  • ÜMMÜHAN ATAK / İSTANBUL

  •  
    Sessiz katil: HİPERTANSİYON
    Hipertansiyonun yaygın bir hastalık olduğu, tedavi edilmediği zaman hayati sonuçlara yolaçtığı belirtildi.
    Kanserde erken teşhis için yeni bir ufuk: PET
    Görüntüleme teknolojisinde dünya standardı olan PET (Positron Emisyon Tomografisi), İnternational Hospital'da tıbbın hizmetine sunuluyor. Nükleer Tıp Uzmanı Prof. Dr. Kerim Sönmezoğlu, PET'ten kadın, erkek, çocuk herkesin tereddütsüz yararlanabileceğini belirtti. Onkolog Prof. Dr. Faruk Aydın ise, modern tıpta vazgeçilemeyecek bir tanı cihazı olan PET'in kanser tedavisinin izlenmesinde mükemmel sonuçlar verdiğini belirtti. Aydın, "PET'in kalp ve beyin hastalıklarının bir bölümünün teşhisinde yararlı olduğu kanıtlanmıştır" dedi. PET, tüm kanser hastalıkları tanısında, kalp kası canlılığının araştırılmasında, By-Pass ameliyatından yarar görecek hastaların belirlenmesinde, Epilepsi (sara) odağının saptanmasında, Alzheimer hastalığının erken tanısında ve beyin tümörlerinin takibinde kullanılıyor.
    145 yıllık pilavcı aile
    Trabzon'da, yaklaşık 150 yıldır pilav pişiren Kalkanoğlu Pilavcısı Taner Kalkanoğlu, 1856 yılında büyük dedesinin pilav lokantası açtığını ve ailece bugüne kadar bu işi sürdürdüklerini belirtti. Kalkanoğlu, "Yıllar önce dedesi tarafından elinden tutulup pilav yedirilmeye getirilen çocuklar, şimdi kendi torunlarıyla buraya gelip pilav yiyor. Bazen 3-4 kuşak el ele gelip, pilav yedikleri de oluyor. Pilavımızın özel bir tarifi var, ben annemin yanında 5 yıl durarak pilavın nasıl yapıldığını öğrendim. 145 yıl boyunca dükkanımızda aşçı çalıştırmadık. Hep aile bireyleri çalıştı" diye konuştu.
    2 Haziran 2002
    Pazar
     
    Künye
    Temsilcilikler
    Reklam Tarifesi
    Abone Formu
    Mesaj Formu
    Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
    Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
    Bilişim
    | Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür

    Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
    © ALL RIGHTS RESERVED