Röportaj: Yılmaz YILDIZ, Fahri SARRAFOĞLU

Türkiye 6 ayda düze çıkar diyorsunuz, bu biraz siyasi bir söylem değil mi?

- Hayır, tam tersi bir siyasetçi olarak değil 120 ülkeye ihracat yapmış bir işadamının görüşüdür bu. Bir defa maliye, kambiyo, hazine bürokrasinin hepsini kaldırırım. Bir tek beyanname verilmesi sureti ile ihracatı özendiririm. İlk önce 6 milyon müteşebbise çağrıda bulunurum. Alacağınızı ertesi günü alacaksınız, her türlü bürokrasi kaldırılmış desem. Ayrıca ihracat yapana yüzde 10 da prim vereceğim desem, 6 ayda 100 milyar dolar, yılda 200 milyar dolar hedef koyacağım. 6 milyon müteşebbisin yarısı dış ticarete yönelir. 200 milyar gelirse 20 milyarını geri veririm. O zaman elektriği de suyu da ucuzlatırım. O zaman işsizlik azalacak, iç dış borç kalmayacaktır..

Türkiye'nin kurtuluşu için sizce neye ihtiyaç var?

- Türkiye'nin siyasal ve ekonomik kurtuluşa ihtiyacı var. Türkiye'yi dünyaya taşıyacak insanların siyasete girmesi lazım. Bu insanlarla Türkiye'yi biryere getiremezsiniz. Türkiye'nin dışa açılması lazım. Bazı arpalıkların elden gitmesini istemeyen gruplar yüzünden Türkiye ilerlemiyor. Dr. Yalçın Küçük'ün araştırmasına göre Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri Türkiye'yi 850 aile idare etmiştir. Türkiye'nin rantı da, bankası da, herşeyi bu ailelerin elinde.

Türkiye'yi yöneten bu 850 aile mi acaba Sayın Başbakan'ın gitmesini istemiyor?

- Evet efendim, Ecevit iradesini kaybetmiş, hala zorla tutmaya çalışıyorlar.. Ayıptır, dışarıdan gülüyorlar. Çekilin demek lazım. Parlâmentonun demesi lazım. Sivil toplum örgütlerinin demesi lazım...

TÜSİAD'ın gazetelerdeki ilanı hakkında ne düşünüyorsunuz?

- Yıllar önce hatırlarsınız TÜSİAD yine ilan vermişti gazetelere ve hükümet istifa etmişti. Başbakan'ın durumundan dolayı dünya bize gülüyor. 70 milyonluk ülkede başka kimse yok mu diye? TÜSİAD'ın, şimdi devreye girmesi lazım. 'Uluslararası kamoyunda rencide oluyoruz' demesi lazım. TÜSİAD'ın ilanı var şimdi yine ama bu sefer hükümetten gayet memnun, AB ile ilgili ilanı var.

Türk müteşebbisinin bu şartlar altında ayakta kalması mucize mi?

- Evet, hem de nasıl mucize! Dünya da bir kilovat elektrik 1,5 sent civarında Türkiye de 14 sent. Alt yapı hizmeti eksik; telekominikasyon, ulaştırma sıfır. 28-30 bin dolar milli geliri olan ülkelerden bile 7-8 misli daha pahalı telefona para ödüyor Türk müteşebbisi. Gelişmiş ülkelerde su parası yok. Türkiye'de ise 10 milyar 20 milyar su parası geliyor. Dünyanın diğer gelişmiş ülkelerinde kazandığının vergisini veriyor, o da kazanırsa... Türkiye'de ise 102 çeşit vergi ve fon bulunmakta, zaten katma değerli bunu korkunç şekilde ödüyor. Almanya'da 1 tane gelir vergisi ödüyor.

Siz 1987 yılında İngiltere'de Dünya Ekonomistler Ödülü'nü aldınız. Bu ödülün konusu olan Yaygın Ekonomik Model hakkında da bilgi alabilir miyiz?

- Bu modeli İtalya, Portekiz, İspanya uyguladı. İtalya'nın 25 yıl önce ithalat ve ihracat rakamı 25 milyar dolardı. İhracatçı sayısı ise 20 bin civarındaydı. İtalya'da şu anda 2,5 milyon ihracatçı var ve İtalya'nın ihracatı şu anda 285 milyar dolar. Türkiye'de 6 milyon civarında müteşebbis var ama dış ticaret yapan yalnızca 5-10 bin kişi var. Neden 100 bin veya 1 milyon değil? Çünkü bu sektörün önünde birçok cezai müeyyide ve bürokratik engeller var.

AB'ine girebilir miyiz? Yoksa bekleme salonunda daha bekleyecek miyiz?

- Dünyada kişi başına düşen ihracat rakamı 1480 dolardır. Türkiye'de ise 310 dolardır. Kısaca Türkiye yanlış bir sistemle yanlış idare edilmiştir. Türkiye'de ekonomi ile ilgili 30 milyon civarında dava dosyaları vardır. 90 milyon nüfuslu Almanya'da belki 2 bin dava ancak bulabilirsiniz.

Peki İtalya'nın başarısının arkasında yatan en önemli sebep neydi?

- Bugün KOBİ dediğimiz hatta daha küçük işletmeleri destekledi. Evinin bir odasını işletme yapanlara destek verdi. AB, 50 milyon doları aşan sermayeleri kredilendirmiyor. Bugün Türkiye'nin ekonomisin can damarı olan yatırımcılar komşu ülkelere kaçıyor.

Kaçıyor derken, bu konuda bir rakam verebilir misiniz?

- Bir yılda dışa giden iç sermaye miktarı 13,5 milyar dolar. Dış sermaye ile birlikte toplam 34 milyar dolar. İstikrar olmadığı için bu ülkeye yatırım gelmez. Sermaye güvence ister. Türkiye'de de akşam zengin yatarken sabahleyin fakir olabiliyor veya bir takım entrikalarla tam tersi de oluyor.

Altun'un gözüyle ekonomik tablo

- 1950'de dünya ülkeleri arasında 27'nci iken, dünyanın en kıymetli parasına sahip iken, bu gün dünyanın en düşük parasına sahibiz, dünya sıralamasında 156'ncıyız.
- Gizli ve açık işsizlik 18 milyon. Yoksulluk sınırı altında kalan nüfus 54 milyon.
- Gayri safi milli hasılamız 130 milyar dolar iken harcanan para miktarı 250 milyar dolar.
- 3 milyon kişinin ortalama gelir 37 bin dolar iken 44 milyon kişinin ortalama geliri yalnızca 850 dolardır.
- Türkiye'nin, 300 milyar dolarlık dış yatırım sermayesinden aldığı pay yüzde 1'in altında.
- Dünyada kişi başına düşen ihracat rakamı 1480 dolar. Türkiye'de ise 310 dolar.

Artık seçime gidilmesi lazım

- Türkiye'de iyi giden işler de var mı? Enflasyon düşüyor mu gerçekten? Seçime gitmesek de olur mu?

- Şimdi enflasyonun iki şekilde düşmesi söz konusu ekonomik kriterler de canlanma olur. İhracat artar işsizliği giderirsiniz. Gerçek manada düşer. Ama diğeri ise halkın alım gücü kalmadığı için iflaslar başlıyor. Tabii ki enflasyon düşer halk satın alamıyor ki. İnşaat sektörü durmuş. Mermere zam yapılmıyor ama elektriğe yüzde 100 zam yapılıyor bunun ortalaması ise yüzde 50 çıkıyor. Türkiye son bir yılda 35- 36 milyar dolar borç yapmış, son bir yıl içinde bütçenin yüzde 80 faize ödenmiş, 70 katrilyon faize gitmiş, iç borcun 109 katrilyona çıkmış. Milli gelirin 200 katrilyondan inmiş 135 katrilyona. Bankalar batmış müesseseler batmış, prestijimiz yok olmuş üretim bitmiş bunun iyi tarafı neresi.. Artık seçime gidilmesi lazım.