IMF programının uygulandığı Ecevit Başbakanlığı'ndaki DSP-MHP-ANAP'lı koalisyon döneminde, ekonomi, tarihinin en kötü yıllarını yaşadı. Bu 3 yılın büyüme ortalaması yüzde 1'de kalırken, 2. Dünya Savaşı yıllarını içeren "karne dönemi"ni bile geride bıraktı.

Yıllardır borçlanmayla sürdürülen ekonomik büyümenin bedeli her tür hizmetten, yatırımdan kesip faiz şeklinde ödendi. Son koalisyon iktidarı süresince 100 milyar dolar faiz ödedi.

Faizin en büyük payı aldığı bütçede, yatırımlar, sosyal güvenlik destekleri faizin dörtte biri kadar olamadı. 1980'lerin ortalarından itibaren katlanarak büyüyen iç borç stoku milli gelirin yüzde 70'ine yaklaşırken ekonomik gelişmeyi de bloke etti.

Kamunun iç borç toplamı 85 milyar dolara, dış borçları da 55 milyar dolara çıktı. Reel faizin bu yıl yüzde 10 olması gerekiyor. Oysa şu anda yüzde 30. IMF-DB dışında dışarıdan borç bulamayan Türkiye'nin dış borç stoku 126 milyar doları aştı.

Önümüzdeki hafta piyasaya çıkacak olan ekonomist-yazar Mustafa Sönmez'in araştırmasına göre krizden en büyük darbeyi tarım yedi. 2000'de yüzde 4 büyüyen tarım, 2001'de yüzde 6 küçüldü.

TL'nin değer kaybı yüzde 115

22 Şubat 2001'de krizle birlikte TL yabancı paralar karşısında dalgalanmaya bırakıldı ve ilk aylarda döviz kuru hızla yükselerek ekonomiyi altüst etti. TL, dalgalı kura geçişle hızla değer kaybetti ve 2001 sonundaki değer kaybı dolarda yüzde 115'i buldu.

Türkiye, krizin yol açtığı , tarihin en derin yoksullaşmasının hesaplaşmasını seçim sandığı başında yapacak.

EKONOMİ SERVİSİ