T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bunca gürültü arasında…

Mehmet Akif, Meşrutiyet ilân edildikten sonra döndüğü değişmiş İstanbul'u şöyle anlatır: "Bir de İstanbul'a geldim ki / Bütün çarşı, pazar / Nârâdan çalkalanıyor / Öyle ya, hürriyet var." Ben de, 11 Eylül sonrası geldiğim New York'ta ABD'yi müthiş değişmiş buldum. Öyle ya, teröre karşı savaş var…

Laurie Mylroie ile aynı üniversitenin aynı bölümünde eğitim gördük. Ben bir an önce bitirmek derdindeydim. Birleşik Arap Emirlikleri, yeni açılan el-Ayn Üniversitesi'nde, bizim bölüm öğrencilerine bir aylık burs imkânı tanımıştı. Tâlip olduğumda, bölüm başkanı, "Deli misin?" diye uyardı beni; "Dünya kadar ders yükün var, sen tutmuş bir aylığına dışarıya gitmeyi düşünüyorsun…" Vize de aldığım halde bursa tâlip olmadım, el-Ayn Üniversitesi'ne Laurie gitti.

Bu olayı hatırlamamın sebebi, Laurie Mylroie'nin şu sıralarda, hem Beyaz Saray'ı, hem de Amerikan kamuoyunu etkileyen en önemli Ortadoğu uzmanlarından biri sayılması. Gün geçmiyor ki, bir televizyon onu ekranlara taşımasın, ya da bir haberin içinde ondan alınan bir görüş bulunmasın… Şu sıralar, ABD'nin dikkatini Afganistan'dan Irak'a kaydırmaya çalışan lobinin önemli unsurlarından biri yine o…

Körfez'deki bir aylık kurstan döndüğünde izlenimlerini dinlemiştim. Musevi kökenli olduğu için başlarda epey endişeliymiş, sonra endişesini bütünüyle gideren olaylarla karşılaşmış. Harvard'tan gelen Musevi bir 'bilim kadını' namzeti olduğunu öğrenen Körfez Arapları, kendisine daha da itibar etmişler… Kuveyt'in işgali üzerine Judith Miller'le ortak yazdıkları "Saddam Hussein and the Crises in the Gulf" (Saddam Hüseyin ve Körfez'de kriz) kitabını, o bir aylık olağanüstü verimli geçen Körfez günlerine bağlamıştım…

Laurie Mylroie'nin geçen yıl "Study of Revenge" (İntikam araştırması) adıyla çıkan kitabı, daha çok insan okusun diye, üzerinde hafif oynanarak şu günlerde yeniden piyasaya sürüldü: "The War Against America: Saddam Hussein and the World Trade Center Attacs" (Amerika'ya karşı savaş: Saddam Hüseyin ve Dünya Ticaret Merkezi saldırıları). Adından da anlaşılacağı üzere, kitap, ilk (1993) ve son (11 Eylül 2001) saldırıların Saddam Hüseyin tarafından azmettirildiği tezini işliyor. Şu sıralarda, başkan yardımcısı Cheney, savunma bakanı Rumsfeld, bakan yardımcısı Wolfowitz ve Perle çizgisini temsilen dünya başkentlerini ziyaret edip, "Esas hedef Irak olmalı" tezine destek arayan CIA eski başkanı James Woolsey, Laurie'nin kitabına önsöz yazmış…

"11 Eylül sonrasında yazdıklarınızı kitaplaştıralım" teklifini ileten bir dost yayıncıya, "Bu henüz devam eden bir süreç, gelişmeler iyice belli olmadan kitaplaştırmaya cesaret edemem" itirazını iletmiştim. New York'ta, "Ne zaman yazıldı, ne kadar sürede baskıya hazırlandı ve basıldı?" diye hayret ettiğim '11 Eylül kitapları' ile dolu vitrinlerle karşılaşmak beni dehşetli şaşırttı. Kapitalizm gerçekten dur durak bilmiyor.

Bu kitaplardan biri olan "Holy War, Inc." (Kutsal Savaş AŞ) özellikle ilgi çekiyor. İlgi çekmesinin sebebi, yazarı Peter L. Bergen'in, CNN muhabiri olarak, bir kaç yıl önce (1997) Üsame bin Laden'le bir mülâkat gerçekleştirmesi ve Washington çevrelerinin kulak verdiği bir akademisyen olarak tanınması. Amerikan kanalları bir tarafa, BBC gibi İngiltere odaklı bir kuruluş bile, 11 Eylül sonrasında neredeyse abone oldu Bergen'e… Eser son haftaların en çok satan kitabı…

Bir başka 'uzman' da, 11 Eylül sonrası kitapçı vitrinlerini işgal etmeye başlayan 'Üsame' kitaplarına derhal katkıda bulunanlardan Yonah Alexander. O da, çalışmasını, "Usama bin Laden's al-Qaida: Profile of a Terrorist Network" (Üsame bin Laden'in el-Kaide örgütü: Bir terörist örgütün profili) adıyla derhal kitaplaştırdı. Ayrıca, konunun bir gün patlayacağını hesap edebilen az sayıda insanın iltifat ettiği Pakistanlı gazeteci Ahmad Rashid'in "Taliban: Militant Islam, oil & fundamentalism in Central Asia" (Taliban: Militan İslam, petrol ve Orta Asya'da irtica) adlı kitabı şimdilerde rağbet görmeye başladı. M. J. Gohari'nin "The Taliban: Ascent to Power" (Tâlibân: İktidara yükseliş) ve William Malley'in "Fundamentalism Reborn? Afghanistan and Taliban" (Yeniden doğan irtica: Afganistan ve Tâlibân) kitapları da vitrinleri süslüyor…

Böyle ortamlarda gürültücü tipler ortalarda dolaşır, görüş açıklar, kitap yazar, danışmanlık yapar ve gelişmeleri kendi gizli gündemine uygun yönlendirmeye çalışır. Afganistan'a Amerikan bombaları yağıyor, ama şu anda Amerikalılar da başka tür bir bombardımana mâruz: Enformasyon bombardımanı… Haberler, makaleler, kitaplar, raporlar, tv programları, parasal değerleri bir yana, hep Amerikalılar'ın akıllarına yanlış şeyler üşüşmesin diye… Etraf, gerçekten, "Nârâdan çalkalanıyor…"

Bereket, bu yönlendirme çabalarına rağmen sağduyuyu elden bırakmayan sağlam bir entelejansiyası var Amerika'nın. Popüler Harper's dergisinin yönetmeni Lewis H. Lapham, kapakta "Tahrip proagandası" başlığıyla duyurulan "Potomac nehri boyunca çalan tamtamlar" yazısıyla, "Nereye gidiyoruz, beyler?" diye sormakta. Yazısının girişine koyduğu Abraham Lincoln'e ait şu sözler önemli: "Bu durum yeni olduğu için, yeni şeyler düşünmemiz, yeni şeyler yapmamız lâzım."

New York'a ayak bastıktan sonra beni en çok umutlandıran, bu kadar gürültü arasında sağduyunun bütünüyle kaybolmaması oldu…


12 Kasım 2001
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED