ABD ve İngiltere, tüm savaş tellallığına rağmen dünya kamuoyu ve birçok müttefik ülkenin gözünde inanırlıklarını kaybediyor. Savaşın ilk günlerinde ABD'nin ve İngiltere'nin ortaya koyduğu kanıtların yeterli olmadığını ve Afganistan'a karşı başlattığı savaşın adaletsiz olduğunu Noam Chomsky, Robert Fisk, Michael Albert, Edward Said, Edward S. Herman ve David Peterson gibi gazetecilerden okurken şimdilerde Batı medyasının savaşa bakışı ve yorumlarında çok ciddi farklılıkların olduğu gözleniyor.

11 Eylül faciasının şokunu üzerinden atan sağduyu sahibi Batılı gazeteciler, kanıtları ve savaşın gerekçelerini sorgulamaya ve sivil katliamlarından dolayı ABD'yi ciddi şekilde eleştirmeye başladılar.

ABD ile Arap dünyası yol ayrımında

Daha düne kadar ABD ile çok sıkı bir işbirliği içinde bulunan bazı ülkeler, artık birbirlerine daha mesafeli davranıyor. New York ve Washington'daki saldırıların ardından ABD ile Arap dünyasındaki müttefikleri arasındaki ilişkiler de eskisi kadar sıcak düzeyde seyretmiyor. Şu sıralarda Amerika ile Arap alemi arasındaki havanın pek de yumuşak olmadığı belirtiliyor.

Özellikle de Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerle Washington arasındaki mesafenin, gün geçtikçe daha da açıldığı söyleniyor. ABD ile Suudi Arabistan yaklaşık 70 yıldır gayet sıcak ve dostane bir ilişkiler içindeydi. Ancak son birkaç hafta içinde karşılıklı yapılan suçlamalar ve kullanılan sert ifadeler, soğuk rüzgarların esmesine neden oldu. Beyaz Saray, en çok ihtiyaç duyulan anda Kahire'den ve Riyad'dan gerekli deseteği bulamamaktan şikayet ediyor. Amerikan medyasına yansıyan açıklamalara bakılırsa, ABD hükümeti, Mısır'a yönelik "Bizi yarı yolda bıraktılar" şeklinde bir suçlamada bulunuyor. Arap dünyasıyla ile Amerika arasında esen bu sert rüzgarların en önemli nedeni, Washington ve Batılı müttefiklerinin teröre karış yürüttüğü mücadelenin, "İslama karşı bir savaş" gibi algılanması. ABD ile Arap dünyası arasında esen soğuk rüzgarların Ramazan ayında daha da sertleşeceği belirtiliyor.