T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Bir haberin başına gelenler

"İsrail uğursuz saldırılardan haberdar mıydı?" sorusu her ortaya atıldığında, birileri, "İşte size bir komplocu" suçlamasını yapıştırıyor, sanki o soru "11 Eylül'ü İsrail planladı ve yaptı" anlamına gelirmiş gibi... Oysa, bir 'güvenlik devleti' olan İsrail'in her şeyi bilip rapor etmeye yeminli istihbarat örgütleri var... Bölük pörçük bulgular da, İsrail'in 11 Eylül eylemlerinden belki kısa süre önce, ama haberdar olduğuna işaret ediyor...

1973 Arap-İsrail Savaşı'nda neden habersiz yakalanıldığı İsrail'de hâlâ tartışılan bir konu... 'İstihbarat analisti' kökenli Hayfa Üniversitesi'nden Uri Bar-Joseph, geçen ay yayımlanan 'Hatzofeh Şenirdam' (Bekçi uyuyordu) adlı araştırmasında, 1973'te yaşanan istihbarat yüzkarasının sebebini bir cümlede özetliyor: "Bir avuç parlak adam hatalı olabileceklerini bir türlü kabullenemediler..." Bar-Joseph'in "İsrail benzer bir sürprizle karşılaşabilir mi?" sorusunun cevabı bizi ilgilendiriyor: "O tür bir durumla karşılaşmayacağız. Bırakın dağı görmemeyi, dağın gölgesini bile dağ olarak göreceğiz."

Hastalık derecesinde istihbarat saplantısı, İsrail'i, içli-dışlı olduğu, belge değiş-tokuşu yaptığı, sürekli bilgi paylaştığı ülkelerde bile 'casusluk' yapmaya sevkediyor. İki istihbarat örgütü ancak CIA ile Mossad kadar yakın olabilir; buna rağmen, Mossad, ABD deniz kuvvetlerinde çalışan Jonathan Pollard'tan 'casus' olarak yararlandı.

İstihbarata böylesine önem veren, hata yapmamaya kararlı bir ülkenin 11 Eylül uğursuz eylemlerinden habersiz olması düşünülemez. Nitekim, İngiliz Daily Telegraph gazetesi, iki İsrailli istihbaratçının Ağustos ayı içerisinde Washington'a gelerek ABD'li yetkilileri uyardıklarını yazdı. Odigo adlı bir İsrail iletişim şirketinin iki çalışanına, eylemlerin iki saat öncesinden bildirildiğini ise daha önce burada yazmıştım..

Bu bilgilerle mücehhez olduğum için, Amerikan Fox-Tv'de yayınlanan ve kanalın web-sitesine tam metni konulan dört bölümlük bir dizi haber beni hiç şaşırtmadı. Deneyimli muhabir Carl Cameron'un hazırladığı dizi-haber, İsrail'in, Amerika'da ve başka ülkelerde telefon dinlediğini ileri sürüyor. Bu mârifeti sağlayan iki İsrailli hizmet firmasıymış... Amdocs ve Comverse adlı bu firmalar telefon ücreti faturalama alanında çalışıyorlar ve hizmet verdikleri telefon şirketlerine bağlı hatları dinleyebiliyorlarmış... Fox-Tv, "Beyaz Saray'ın telefonlarını bile dinleyebilecek durumdalar" kanaatini dört gün boyunca izleyicilerine duyurmaktan kendini alamadı.

Böyle bir haberin Fox-Tv'de yayınlanması en az haber kadar ilginç. 11 Eylül'le birlikte başlayan habercilik yarışmasında öne geçen kanal Fox; bunu da olağanüstü 'milliyetçi bir söylem' benimseyerek başardı. "Amerika Amerikalılar içindir" veya, "Amerikalı'nın Amerikalı'dan başka dostu yoktur" biçiminde özetlenebilecek bir yaklaşım Fox'un bütün haberlerine sinmiş durumda. Haberde İsrail adının böyle uluorta geçebilmesi, biraz da, kanalın 11 Eylül sonrası kazandığı itibarla ilgili...

Fox-Tv'nin "Beyaz Saray'ın telefonları bile dinleniyor olabilir" tespiti, zihnimi, Bill Clinton-Monica Lewinsky olayında karşıma çıkan bir cümleye götürdü. ABD başkanını ABD devleti adına sorgulayan özel savcı Kenn Starr'ın "Bu yüzyılın en porno eseri" adıyla anılan raporundaki bir cümleye... Raporun bir yerinde, Starr, başkanla Beyaz Saray stajyeri arasındaki görüşmeyi özetliyor: "Bn. Lewinsky o gün Başkan ile uzunca bir süre sohbet ettiğini söyledi. Başkan, (hangisi olduğunu belirtmediği) bir yabancı sefaretin telefonlarını dinlediğinden duyduğu kuşkuyu dile getirdi." Başkan'ın telefonlarını dinlediğinden kuşkulandığı 'yabancı sefaret' hangisi olabilir acaba?

Fox-Tv'nin dört gün üst üste verdiği bilgileri birarada mütalaa eden hiç kimse cevapta zorlanmaz. Şu sıralarda çok daha fazla izlenmeye başlamış 24 saat haber yayınlayan bir kanalda yapılan ve gazeteler tarafından da işlenen "İsrailli iki firmanın sahip oldukları teknolojiyi ve işleri sebebiyle kendilerine sağlanan kolaylığı kullanarak telefon konuşmalarını izledikleri" haberi en fazla İsrail Hükümeti'ni kızdırdı. "11 Eylül sonrası tutuklanan 60 İsrailli arasından bazısı, yalan makinasına bağlandığında, ABD içinde gözetleme işi mi yaptıkları sorusu karşısında bocaladı" iddiasını istihbarat kaynaklarına dayanarak veren Fox-Tv şu iddiayı ekrana taşımaktan da çekinmedi: "Daha fazla bilgi istediğimizde, kaynaklar, 'Bunlar mahrem bilgi' diyorlar; oysa derlediğimiz bilgilere göre, 11 Eylül'den önce bile tam 140 İsrailli ülkeleri adına ABD'de casusluk yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınmış bulunuyor." Kuzey Karolina'da yerleşik bir grup İsrailli'nin, Kaliforniya'da bir daireleri olduğu ve oradan bazı Araplar'ın telefon görüşmelerini izledikleri ayrıntısı da yer alıyor Fox-Tv haberinde.

Washington'daki İsrail Büyükelçiliği, bu haberler üzerine, "Hepsi yalan, aslı astarı yok" biçiminde bir açıklama yaptı. Daha da ilginci şu: Özenle hazırlandığı her bakımdan belli olan bu dört günlük dizi-haberini, Fox-Tv internet sitesinden hemen çıkardı. Haberin yer aldığı sayfaya şimdi girenler, "Bu haber artık yok" uyarısıyla karşılaşıyorlar.

Konunun bize bakan yüzleri de var. Yarına.


24 Aralık 2001
Pazartesi
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED