Başörtüsü iki partinin kapanmasına yol açtı. Anayasa Mahkememiz oturdu, sayfalar dolusu gerekçe yazdı başörtüsünü kamu alanından kovmak için. (FP ile ilgili kapatma kararının gerekçesinde de yine başörtüsü var.) Bir ara öyle oldu ki, kimi yazarlarımız "Türkiye'nin dünyaya verdiği imajı düzeltmek için sokaklarda bile başörtüsünü yasaklamak lazım, çünkü sokaklar bile kamu alanıdır" diye yazdı. Ne kadar kız çocuğunun eğitim hakkını elinden aldık başörtüsünde ısrar ettikleri için.

Ve iş geldi dayandı "Mezdeke'nin peçesi"ne... Soru şu: Acaba Mezdeke peçeyi çıkarmalı mı, çıkarmamalı mı? Acaba Mezdeke'nin peçesi Türkiye'nin imajını zedeler mi zedelemez mi?

Mezdeke kim mi, ne mi?

Ne hikaye, ne hikaye!

Meğer Mezdeke bir oryantal dans grubu imiş. Dansözler bilindiği gibi giyiniyor, bilinen işlerini yapıyorlar. Buradaki fark, Mezdeke dansözlerinin, bir de malum kıyafetleri üzerine peçe takmaları... Altı kaval üstü Şişhane! Sorun da tam burada ortaya çıkıyor. Şöyle ki:

Mezdeke dansözleri, 70 ülkeye tv'den naklen verileceği bildirilen Tarkan'lı Antalya programında sahneye çıkacaklar, oryantal yapacaklar ve yüzleri peçeli olacak! Acaba peçeli olsunlar mı olmasınlar mı? Bu peçe "bu ülkede kadınlar hala peçe takıyorlar" gibi bir kanaate yol açıp, Türkiye'nin imajını zedeler mi zedelemez mi?

Ne dersiniz büyük dert değil mi?

Düşünün bir kere, işin içine Turizm Bakanlığı giriyor, valiler, genel müdürler giriyor, gazete manşetleri giriyor.

Bakan Bey buyurmuş: "Bakanlığım ahlak masası değildir." Bunu, "Biz kimsenin kılık kıyafetine karışmayız, isteyen peçe takar istemeyen takmaz" anlamında söylüyor Bakan. Söz konusu, dansözlerin kıyafeti olunca yiğitçe, erkekçe! Bu ülkede dansözlerin kıyafetine karışmak hangi babayiğidin işi! Klüp yöneticileri "Bu onların imajı, bilmem ki imajlarından fedakarlık yaparlar mı?" demiş. Dansözler "Türkiye için feda olsun" demişler...

Aslında dansözler peçeyi, Doğu-Batı sentezi gibi çok felsefi bir denklem içinde devreye sokmuşlar ama, gel de anlat sen bunu bizim Batı pimpirikli çevrelere!!!

Turizm Bakanlığı bilmem ne genel müdür vekili adam, "Olmaz, demiş tutturmuş, 70 ülkeye rezil oluruz." Üstelik bir de Bakan adına "Bakan Bey peçeyi istemiyor" diye demeç uydurmuş.

Şükür ki Bakan Bey'in tez haberi olmuş da "dansözlerin peçe imajları"nı kurtarmış. "Bundan Türkiye'nin imajına zarar gelmez" diye düşünmüş olmalı. Türkiye'nin imajına başörtülü öğrencilerin görüntüsü zarar verir, değil mi? Amerikalı, dansözün peçesinden neden rahatsız olsun? Hem onlar da Türkiye'ye geldiklerinde gece klüplerinde başlarında fes, Osmanlı kıyafetleri içinde sarhoş olup, karılarla al takke ver külah olmuyorlar mı? Onların giydiği fesler ve Osmanlı kıyafetleri imajlarına zarar veriyor mu?

Vermez efendim vermez.

Eğer tüm dünyada, kültürü, medeniyeti ciddiye alan, bu konulara çok daha derinlikli olarak, insani mirasın parçaları olarak bakan insanlar varsa, onlar da buruk bir üzüntü ile seyrederler olan biteni. Osmanlı'nın çocukları ne hale geldi diye? Mevlana aşığı bir Anna Marie Şimmel'in bu görüntüyü izlediğini düşünün. Ne hisseder Türkiye için? Eminim ki bizim için ağlayacaktır. Üstelik bizim kurumuş göz yaşlarımız için!

Peçe ve dansözlük...

Dansözlüğe neden zarar versin peçe?

Verse verse peçeye zarar verir, o da zaten aranan bir şey. Çarşaf içinden çıkan bikinili görüntü, mankenlerin mankenliğine ya da teşhir ettikleri mayoya zarar veriyor mu? Çarşafı ve çarşaflı kadını ayaklar altına alıyor o kadar. Onların haysiyeti de zaten önem taşımıyor.

Haaa, Türkiye'nin imajı mı?

Geç onu!

Bu tartışmalar "Türkiye'nin imaj kaygısı" çerçevesinde yürütülebilir mi?

Bu sıfırın altında bir imaj kaygısının göstergesi...

Türkiye ve imaj!

Ne ile sunacaksınız Türkiye'yi dünyaya, kaç zamandır bunu tartışıyor Türkiye. Güneşi, plajları ile mi, "Türk lokumu" diye tanıtılan dansözleri ile mi, kültür-medeniyet eserleri ile mi, kültür-medeniyet eserlerinin hangi rengi ile, İslam eserleri ile mi, Hristiyanlık kalıntıları ile mi, antik kalıntılarla mı? Acaba hangisi Türkiye'yi verir? Acaba kim neyini satın alır Türkiye'nin?

Gele gele geldik dansözlerin peçesine!

Düşünüyoruz ki hedef kitlemiz, Dansöz-Peçe karışımı kimliği palyaço savrukluğunda bir ülkeden hoşlanır! Dansöz verelim imaj olarak, kadınların beden kıvraklığını yansıtsın ülkemiz. Ama bunu peçe ile tamamlayalım, peçeden beden teşhirine geldiğimizi düşünsün dünya alem. "Tesettür"ün bir dansöz hüviyetinde nasıl bir aksesuar haline dönüştüğünü görsün... "Türkler ne hale gelmiş, nasıl evrim geçirmişler!" diye düşünsün! Evet böyle düşünsün dünya diye dansöz-peçe buluşması olur!

Türkiye, zihni değerleri allak-bullak olmuş bir süreci yaşıyor. Yeni değil bu süreç evet, ama geldiğimiz nokta, gerçekten dramatik.

O kıta nasıldı:

"Eskiyi unut - Yeni yolu tut - Türklüğe umut - Budur çocuğum!"

Dansöz ve peçe...

Yeni yolunuz size yakışıyor sayın Taşar! Aman imajınız yaralanmasın. Hem siz ahlak masası değilsiniz! Turizm politikası dediğin de böyle olur zaten! Çağdaş, modern ve daha neler neler!

AHMET TAŞGETİREN

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu