Adalet ve Kalkınma Partisi'nin doğum toplantısında, Genel Başkan Tayyip Erdoğan'ın sözleri, gerekli yerlerde mutlaka yankılanmıştır..

-Bugünden sonra, Türkiye'de artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak!..

Evet.. Düşünebiliyor musunuz?

Türkiye'de hiçbirşeyin, eskisi gibi olmayacağını, hayal edebiliyor musunuz?

Hırsızlıkların üzerine gidildiği, kanunlar karşısında herkesin eşit olduğu, şeffaf bir yönetimde, harcanılan her kuruş kamu parasının nereye gittiğinin görüldüğü bir Türkiye..

Neden olmasın?..

İnsanlar siyasete, böyle bir ortamı gerçekleştirmek için girmez mi?

Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, inanılmaz yıpratma ve karalama kampanyaları arasında, nihayet partilerini kurdular..

Bu süreç öylesine akıl-dışı bir noktaya ulaştı ki, sonunda iktidar ortağı Anavatan Partisi'ni "muhalefet partisi" ve herşeyin içindeki Mesut Yılmaz'ı "muhalefet lideri" olarak sunma çabalarına bile, tanık olmadık mı?

Düşünebiliyor musunuz?

Yönetimde, kokuşmuşluğun zirveye çıktığı, her soruşturma dosyasında kendisinin veya adamlarının adının geçtiği, banka hortumlamalarının ekonomiyi çöktürdüğü dönemlerin başbakanı veya başbakan yardımcısı Mesut Yılmaz'ı, sadece "iktidar"ın değil, "rejim"in de muhalifi olarak sunmak oyunu oynandı Türkiye'de..

28 Şubat'ın atanmış başbakanı Mesut Yılmaz'a, "sivil demokrasinin savaşçısı" rolü oynatılmak istenildi..

Gümrük Birliği'ne karşı aleyhte kampanya açan Mesut Yılmaz, "Avrupa Birliği için kendini feda etmeye hazır insan" gibi gösterildi..

Post-modern darbenin "kağıttan silah"ı olan medya, post-modern demokrasinin de, "afyon"u işlevini üstlendi..

Ama bitti bu oyun..

Mesut Yılmaz, muhalefette değil iktidarda..

Muhalefet mi arıyorsunuz?..

DYP var.. Saadet Partisi var.. HADEP var.. Liberal Demokrat Parti var.. B.B.P. var..

Ve şimdi de, siyaset sahnemizde, "Adalet ve Kalkınma Partisi" var!..

-Bugünden sonra Türkiye'de artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak!..

Bir yerde, ekonomik krizlerin, kötü yönetimin, kokuşmuşluk görüntüsünün ve hem kendileri ile, hem devletle ettikleri kavgaların sorumlusu olan "3'lü Koalisyon" var..

Ecevit ne kadar sorumlu ise, Mesut Yılmaz da, Devlet Bahçeli de o kadar sorumlu herşeyden..

Yılın başında 650 bin lira olan dolar, dün 1 milyon 465 bin lira ise, bundan "ulusal güvenlik" kavramı değil, Mesut Yılmaz sorumludur, Bülent Ecevit sorumludur. Devlet Bahçeli sorumludur..

Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kuruluşu ile, "muhalefet cephesi" daha da güçlendi..

Hadi bakalım Mesut Yılmaz ve yağdanlıkları!.. Hepiniz yerlerinize geçin.. Siz iktidardasınız.. Siz hesap soramazsınız.. Siz hesap vereceksiniz..

Komedi bitti artık..

ŞAKA

Demokrasi Cephesi!..

Artık, Recai Kutan'a veya Recep Tayyip Erdoğan'a, "bunlar şeriatçı" ya da "bunlar takiyyeci" demek ayıp.

Hele MGK'ya mesaj gönderip, "demokrasiyi bunlardan kurtarın" demek daha ayıp..

Çünkü Mesut Yılmaz, artık sivil demokrasiye MGK'nın müdahalesine karşı çıkıyor..

Ama bakalım, bu mum, hangi yatsıya kadar yanacak?

SONUN BAŞLANGICI

"Sandık korkusu" dağları sardı!..

Geçmiş aylarda Anadolu'yu da dolaştım.. İstanbul'un esnafından büyük işadamlarına kadar her kesimini dinledim..

Sizler de biliyorsunuz..

Millet burnundan soluyor..

Şirketlerinin piyasa değeri 8-10 milyar dolar olan büyük patronlar, varlıklarının dörtte bire indiğini görmekte..

Sabit gelirliler, emekçiler ve emekleri sermayelerinden daha ağırlıklı olan esnaf ve zanaatkarlar, perişan..

Bir genel seçim yapıldığı zaman, göreceksiniz..

Ne ANAP var, ne DSP var, ne MHP var müstakbel seçim sandıklarında..

Muhalefete muhalefet ederek günlerini geçiren medyaların yayınları, halk arasında sivrisinek vızıltısı kadar etkili..

Kokuşmuşluğun kaynaklarına inmek yerine, bazan Tantan'a, bazan Recep Tayyip Erdoğan'a yıpratma kampanyaları açanlar, mezarlıkta ıslık çalıyor..

Koalisyoncular, Bülent Ecevit kadar sağlıklı, Mesut Yılmaz kadar şeffaf ve Devlet Bahçeli kadar açık sözlü..

Halk bunu görüyor, bunu söylüyor..

MEHMET BARLAS

Künye

Temsilcilikler

ReklamTarifesi

AboneFormu

MesajFormu