T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R

Ankara düşmanlığı

Kötü bir şey olduğunda, gündeme hep Ankara'yı getirenler, sportif alandaki bu kentimizin başarılarını nedense "es" geçiyorlar.

Ankara düşmanlarının, gözlerinin önündeki güzellikleri görmezlikten gelip, ne zaman bir kötü durum ortaya çıksa, hemen Başkent'imizi kötüleme kampanyasına girdiklerine defalarca şahit oldum.

Bunun son örneğini, açıklanan (A) Milli Takım aday kadrosuna, Ankaragücü'nden hiçbir futbolcu davet edilmemesi ile gördük.

Oysa, Ankaragücü geçen sezon yakaladığı başarı grafiğini bu sezon da sürdürmek için didinip, duruyor. Son örneği, deplasmanda Antalyaspor'u 8-1 yenmeleri ve zirveye kurulmaları şeklinde gösterebilirim.

Demek ki Ankaragücü, takım ve ferdi olarak da başarılı. Bu başarının geçen sezondan geldiğini herkes görüyor ve öğreniyor.

Ancak...

Ankaragücü futbolcularına (A) Milli Takım kapılarının sıkı sıkıya kapatıldığına şahit oluyoruz.

Baksanıza, iki sezondur futbolun en güzelini oynayan Ankaragüçlü Yılmaz ve İsmet, nedense (A) Milli Takım aday kadrosuna dahi davet edilmiyorlar. Bu iki futbolcu, üç büyükler diye tanıtılmaya çalışan kulüplerimize gittiklerinin ertesi gün (A) Milli Takım'ın kapıları, önlerine serilen kırmızı halılarla, ardına kadar açılır. Ondan sonra da kalkıp, milli takımlara büyük bir hassasiyetle seçildiğinin palavralarını okuruz.

Bu konudaki sorumluların seçimlerini ve tercihlerini yanlış bir şekilde kullandıklarını, artık "sağır sultan" bile duydu. Ankara'yı yok farz edenler, en kısa sürede, gaflet uykusundan uyanmalıdırlar. Ankara düşmanlığı, bu kişileri bir yerlere götürmez. Götürse götürse, uçurumun dibine götürür.

Ankara düşmanlığı sadece bununla da bitmiyor.

Dikkat ederseniz, yıllardır (A) Milli Takımımızın, resmisi şöyle dursun, özel maçı dahi Ankara'da oynatılmaz.

Yanılmıyorsam 15 yıldan bu yana Ankaralıları (A) Milli Takım maçına hasret bırakanlara karşı, başta Ankara'nın milletvekilleri ile diğer sorumlularından doğru dürüst bir tepki gösterilmiyor.

Yani, Ankara düşmanları ile uğraşalım derken, içimizdeki yanlış adamlara hâlâ kucağımızı açıyoruz.

İşte, insanı asıl kahreden taraf da bu.


15 Ağustos 2001
Çarşamba
 
GÜRAY SOYSAL


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | İzlenim | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED