Yeni PPK kararları geçtiğimiz salı günü açıklandı. Yayımlanan metnin öne çıkan bölümlerine öncelikle bir kulak verelim. Kurulun metninden tespitlerimiz kısaca şu şekildedir; Temmuz Enflasyon: Malumunuz ay başında gerçekleşen Temmuz ayı kamu zamları ile enflasyonda kamu zamları ve gıdada arz koşulları kaynaklı yükselişin olacağı, ancak bunun bahse konu sebeplerden ötürü sınırlı olacağı vurgulanıyor. Talep : Yurtiçi talebin yavaşlamakla birlikte halen istenilen yere varmadığı ve enflasyonist olduğu
Yeni PPK kararları geçtiğimiz salı günü açıklandı. Yayımlanan metnin öne çıkan bölümlerine öncelikle bir kulak verelim.
Kurulun metninden tespitlerimiz kısaca şu şekildedir;
Metnin bütünü ele alındığımızda rahatlamadan fazla teyakkuzda olunduğu ifade edilmiş. Alınan mesafenin ve kazanımların korunacağı ve temkinli olunacağı yine genel okumalarda göze çarpıyor.
Bu noktada 2024 yılına dair tahminlerimi yazdığım 29 Aralık 2023 makalemizde ifade ettiğimiz gibi Eylül ayında faiz indirimi konuşulmaya başlanıp Ekim ve Kasım aylarında fiiliyata dökülür tahminimin halen arkasındayım. Ancak indirimin boyutunu büyük beklememek lazım zira bu yıl toplamda en fazla 500 baz puanlık bir indirim olacağını tahmin ediyorum.
TCMB Başkanı Fatih Karahan geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda “Yurt içi bankalarla swaplarımızı büyük ölçüde azalttık ve şimdi uluslararası muadillerimizle mevduat anlaşmalarımızı gözden geçiriyoruz” demişti.
Geçmiş dönemde döviz rezervlerini arttırmak ve kur riskini daha rahat yönetmek adına alınan swapların azaltılarak daha net bir yapıya kavuşmayı hedefleyen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) rezervlerdeki üçüncü ülkelerin varlıklarını da iade ediyor.
Buna mukabil edindiğimiz bilgilere göre 2023 yılında Saudi Fund for Development ile gerçekleştirilen 5 milyar dolar tutarındaki depo alım işleminin karşılıklı mutabakat ile sonlandırılmış.
TCMB’den yapılan açıklamaya göre, son dönemde depo bakiyelerinin azaltılması yoluyla dış yükümlülüklerde yaklaşık 7 milyar dolar karşılığı iyileşme sağlandı.
Finansal yapı bir yıl evveline göre çok ciddi şekilde güçlendiği bir dönemden geçiyoruz. Bundan sonra temel konulara eğilme zamanıdır. Bunun temelinde toplam verimliliği ve yatırımları arttıracak alanlara dair gelişmeler sağlamak olmalıdır.
Ayrıca Türkiye’nin enerjide aldığı yol gibi, finans ve ticarette de yol alabilmesi, bir dağıtım merkezi (hub) olabilmesi için gerekli adımlar atılması reform düzeyinde adımlarla gerçekleşmelidir.
İhracatçının kurdan dolayı zorlaşan elini ise uygun fiyatlı ihracat kredileri ile desteklemeliyiz. Son bir yılda ihracat için ayrılan kaynakların limitleri arttı ancak, enflasyonun bu limitleri törpülediğini de unutmayalım.