Rasim Özdenören, geçen hafta perşembe günkü “Cumhurbaşkanı Erdoğan olmalı” başlıklı yazısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan''ın Cumhurbaşkanı olup olmaması hususundaki farklı görüşlerden hareketle, önce, “olmamalı” diyenlerin geçersiz bulduğu yaklaşımlarını ele aldı, daha sonra da Sayın Erdoğan''ın Cumhurbaşkanı seçilmesini gerektiren nedenleri sıraladı.
Rasim Bey''in meseleye bakışı daha ziyade hukukî, siyasal, politik ve toplumsal bir veçhe taşıyor ve kısaca, yaşanan şartlar ve ahvâl muvacehesinde oraya en lâyık kişinin Sayın Başbakan olduğu noktasında neticeleniyordu.
Ben de Sayın Erdoğan''ın Cumhurbaşkanı olmasını istiyorum. Adaylığını koyduğu takdirde seçilmesine kesin gözüyle bakılan Başbakan, evet, Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamalı ve Türkiye''nin yeni Cumhurbaşkanı olmalıdır.
Rasim Özdenören''in söz konusu yazısında dile getirdiği görüşleri paylaşmakla birlikte, esasen, benim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan''ın Cumhurbaşkanı olmasını istememdeki saik çok farklı.
Bendeniz, Sayın Erdoğan''ın Cumhurbaşkanı olması bağlamında sayılabilecek tüm gerekçeler bir an için paranteze alınsa da, tek bir gerekçenin/sebebin bile kendisini o makama taşıması gerektiğini düşünüyorum.
Benim gerekçem politik değil; poetik!
Bilindiği gibi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, okuduğu bir şiir yüzünden yargıyla başı derde girmiş ve hapse mahkûm edilip siyasî yasaklı hâle getirilmişti Tayyip Bey.
Hatırlayın; bir şiir okumanın bile ''yasaklı'' konuma düşmek için yeterli görüldüğü ya da şöyle söyleyelim, ''yasaklı'' hâle getirilmenin gerekçelerinden birinin de ''şiir'' okumak olduğu o günlerin Türkiye ikliminde, bugün çeşitli nedenlerle bildiri imzalayıp yayınlayan, gösteri yapan, “ağıt” yakan çevrelerin gıkı çıkmamıştı.
Parlak geleceği o günlerde sezilen Recep Tayyip Erdoğan''a ''yasak'' getirilsin de, bunun gerekçesi ister şiir olsun, ister miir; ne fark ederdi..
Şiirin onurunu ve şiiri sevmenin, şiir okumanın anlamını, yüceliğini hiçbir zaman dillerinden düşürmeyen bu çevreler, olayın vahâmetine seyirci kalıp hiçbir tepki göstermez, dahası zımnen bu kararı onaylarken; içlerinde benim de bulunduğum bir grup şair ve yazar, İstanbul Büyükşehir Belediye binasında Tayyip Bey''i ziyaret etmiş, kendisini desteklediğimizi ve kararı kınadığımızı belirtmiştik.
Tayyip Erdoğan, şiir okumanın ''cezası''nı çekti, siyasi yasağı kaldırıldı, milletvekili seçildi ve Başbakan oldu.
Şimdi önünde, bir zamanlar sadece şiir okuduğu için cezaevine giren ve yasak getirilen bir T.C. vatandaşı olarak, Cumhurbaşkanı olma şansı/imkânı var.
Tayyip Bey, bu olguyu en iyi şekilde değerlendirmeli, malûm çevrelerin baskı ve şantajlarına boyun eğmeden, hakkı olan Çankaya''ya çıkmalı, Cumhurbaşkanlığı makamına oturmalıdır.
O gün, ''şiir adına'' kendisine verdiğimiz desteğin boşa gitmediğini görmeyi istemek, bunu beklemek, çok mu pahalı bir taleptir?
Sanmıyorum..
Esasen bütün gerekçeler, bütün sebepler bir yana.. O şiiri sevdiği, şiir okuduğu ve bu yüzden cezaevine girmeyi, siyasi yasaklı hâle gelmeyi göze aldığı için Cumhurbaşkanı olmalıdır..
Evet, her şey bir yana.. Türkiye''nin şiiri seven, şiir okuyan, şiire sahip çıkan, hayatında şiire yer ayıran, ''şair dostu'' olan bir Cumhurbaşkanı''na ihtiyacı var..
“''Şiir okuyan'' bir Cumhurbaşkanı”: Geleceğin parlak Türkiye''si için ne büyük bir pâye, onur.. Düşünebiliyor musunuz?
“''Şiir okuyan'' bir Cumhurbaşkanı”: Sadece hayâl etmekle yetinmemek, bir şair olarak bunu bizatihî yaşamak ve böyle bir Cumhurbaşkanı''na sahiplenecek Türkiye''yle gurur duymak istiyorum…
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.