"Büyük şiir" meselesi ve Ahmet Ada

00:0026/03/2007, Pazartesi
G: 28/08/2019, Çarşamba
İhsan Deniz

"Yeni bir biçem, yeni bir imge düzeni, yeni bir şiirsel zihniyet, izleksel genişlik ve bütünlük, insani derinlik ve boyut, felsefi derinlik ve boyut, yeni bir biçimsellik, çağdaş bir zihniyet dünyasının içinden üretilme vb. özellikleri barındıran yapıtlar "büyük yapıtlar"dır. "Büyük şiir"de de aranması gereken bu ölçütler nesneldir."Yukarıdaki alıntıda yer alan bir takım ''ayırıcı nitelikler'', Kitap-lık dergisinin Mart 2007 tarihini taşıyan 103. sayısında, şair Ahmet Ada''nın "Büyük şiir üzerine"

"Yeni bir biçem, yeni bir imge düzeni, yeni bir şiirsel zihniyet, izleksel genişlik ve bütünlük, insani derinlik ve boyut, felsefi derinlik ve boyut, yeni bir biçimsellik, çağdaş bir zihniyet dünyasının içinden üretilme vb. özellikleri barındıran yapıtlar "büyük yapıtlar"dır. "Büyük şiir"de de aranması gereken bu ölçütler nesneldir."

Yukarıdaki alıntıda yer alan bir takım ''ayırıcı nitelikler'', Kitap-lık dergisinin Mart 2007 tarihini taşıyan 103. sayısında, şair Ahmet Ada''nın "Büyük şiir üzerine" başlıklı değerlendirmesinden.

Ada''nın dile getirdiği ayırıcı nitelikler, bunlarla sınırlı değil: Örneğin, "Büyük şiirler dünya şiirinin gövdesinde gedikler açar ve beslenme havzası oluştururlar. "Kurucu" bir özellik barındırırlar." veya "Bu başyapıtlar, kendilerinden sonrasını büyük ölçüde etkileme gücüne sahiptirler." ya da "Büyük şiirler, salt bir öğeleriyle değil, bütün öğeleriyle bir "bütün"dürler." gibi açımlayıcı tespitler de, söz konusu yazının ana eksenini oluşturuyor.

Yazının ilerleyen bölümlerinde, ''büyük şiir'' bağlamında dünya şiirinden verilen örnekler arasında Rilke''nin "Duine Ağıtları", Eliot''ın "Çorak Ülke"si ve Pound''un "Kantolar"ı sıralanmış. Ayrıca Lorka, Perse, Apollinaire, Pessoa, Ritsos, Neruda, Seferis gibi şairlerin kimi eserlerine vurgular mevcut.

Doğrusu, Ahmet Ada''nın, ''büyük şiir'' kavramlaştırmasını hak eden şiirleri/eserleri sayarken Türk şiiri adına dikkat çektiği isimlerden bazıları hayli ilginç. Sıralanan isimler içinde Nâzım Hikmet''le Dağlarca''yı ve Necatigil''i bir kenara koyalım; dahası, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday, Ece Ayhan gibi şairlerin anılan eserleri için de, ''büyük şiir'' hususundaki mevcut rezervimizi askıya alalım; ama, örneğin Enis Batur''un "Opera", Özdemir İnce''nin "Evren Ağacı" ve "Ot Hızı" (Ahmet Kekeç''in kulakları çınlar mı?) ve Ahmed Arif''in "Karanfil Sokağı" başlıklı eserlerinin de ''büyük şiir'' içinde mütalâa edilmeleri, bana göre, Ahmet Ada''nın yazısını ''sorunlu'' kılıyor.

Bu kadarla kalsa yine iyi!

Hadi, bütün bunları görmezden geldik diyelim ve Ada''nın sevdiği veya yakınlık duyduğunu sandığımız bu isimlerin şiirleriyle ilgili yaklaşımını, onun iyi niyetli/engin/kuşatıcı şair tabiatına verdik. Ancak, öyle görünüyor ki; bu ''tabiat'' ne ölçü, ne hiza ve ne de nesnellik tanıyor.. Zira, bir başka ''yakıştırma'' daha var ki; açıkçası, insan ne diyeceğini bilemiyor: Ahmet Ada, kendi ifadesiyle "Alçakgönüllülüğü bir kenara bırakarak" ''kendi şiiri'' "Kantolar"ı da ciddî ciddî ''büyük şiir'' sınıfına sokuyor ve değerlendirmesi iyiden iyiye ''çaptan düşüyor''.

Oysa, elbette her şairin ''kendi şiiri''yle ilgili bir kanaati, bir görüşü vardır, olmalıdır. Kendi şiirine ''dışardan biri'' gibi bakmasını bilen bir şair, yazdığı şiirinin ''iyi'' olup olmadığı hususunda bir fikre sahiptir zaten. Ahmet Ada''nın, kendi yazdıklarını ''iyi şiir'' -bence de ''iyi şiir''dir onunki- sınıfına soktuğu açık da, hani hazır yeri gelmişken, fırsat bu fırsattır diyerek, "dünya şiirinin gövdesinde gedikler açan, ''kurucu'' özellik barındıran" vs. bir ''büyük şiir'' ortaya koyduğunu söylemesi, yok yere beni gülümsetti..

Kaldı ki; Türk şiiri söz konusu olduğunda ve Ada''nın ''şiir terazisi'' ölçek alındığında, Ahmet Ada''ya ve listesindeki kimi şairlere gelinceye kadar dünya kadar isimden bahis açılabilir pek alâ: Bir Necip Fazıl, bir Yahya Kemal, bir Ahmet Haşim, A. Muhip Dıranas, A. Hâlet Çelebi, Sezai Karakoç, İlhan Berk, Cahit Zarifoğlu ve eserleri.. Örneğin Özdemir İnce, bu isimlerden hangisinin eline su dökebilir? Enis Batur''un ve hatta Ahmet Ada''nın bile isminin geçtiği bir yerde, örneğin Ebubekir Eroğlu''nun, Mehmet Taner''in, K. Eşfak Berki''nin, Turan Koç''un esamesi okunmayacak, öyle mi? El-insaf!..

Bir de hatırlatmam olacak değerli şair Ahmat Ada''ya: ''Büyük şiir'' bağlamında kaydettiği kimi niteliklerin yanında ve aslında en başında, dahası üstünde bir başka esaslı ölçüt vardır ki; ''büyük şiir'' söz konusu edildiğinde ve o has değeri/ölçütü göz önünde bulundurduğumuzda, Ada''nın saydığı pek çok ismin sınıfta çaktığı ortaya çıkar: "Metafizik yöneliş"tir o; eşyanın ardını-ötesini kurcalayan "fizikötesi algı"dır.. (Dip not: "İnsani/felsefi derinlik ve boyut" ifadesi, "Metafizik"i karşılamaktan uzaktır!)

Et-tekraru ahsen, velev ki yüz seksen: Metafiziği olmayan bir şairin şiiri, ''büyük şiir'' nitelemesini hak etmez!..