Bolu Kartalkaya’da 78 vatandaşın yaşamını yitirdiği yangın ülke olarak hüznü iliklerimize kadar hissetmemize ve gözyaşlarına boğulmamıza sebep oldu. Keşkeler havada uçuşuyor. Ama gidenler geri gelmeyecek. Bundan sonrası için kamu yönetiminde yapılması gerekenlere dikkat çekmeye çalışacağız.
Bu köşeyi takip edenler kamu yönetiminde liyakat ilkesinin merkeze alınması gerektiğini anlatmak için nasıl kıvrandığımı hatırlayacaktır.
Tek başına liyakat ise sadece aksesuardır. Bu nedenle liyakatin erdem ve şahsiyetle etle kemiğin bütünleştiği gibi bütünleşmesi gerekiyor. Yoksa liyakat tehlikeli bir aparata döner. Yani istenmeyen işlere kılıf bulma aracına döner.
Yaşanan yangın olayı bize bunları hatırlattı. İşler iyi giderken liyakatli yöneticilerin kıymeti çok fazla bilinmez. Ne zaman ki işler çıkmaza girer ve kriz çıkar bu durumda liyakatli yöneticilerin değeri anlaşılır.
78 can gitmiş biz hala kayıkçı kavgasına tutuşmuş halde yetki tartışmasına odaklandık ve suçlu arıyoruz. Halbuki olay çıkmadan facianın ayak sesleri duyulmuş ama ilgililer değişik saiklerle kör ve sağır olmuşlar.
Mücavir alan sınırlarında kim yetkili tartışması kadar komik bir tartışma olamaz. Her şeyden önce yetki sorunu varsa bu konuda kanuni düzenleme yapmak için kimden hangi talimat bekleniyor. İşte burada liyakat ortaya çıkıyor. İşinin ehli olan yöneticiler her şeyden önce sorun çıkmadan çözüm üretirler ve gelmeden geleceği düşünürler.
Yine nitelikli yöneticiler dünya örneklerini inceleyerek turizm bölgelerinde alınan tedbirleri inceleyerek daha iyilerini uygulamak için harekete geçerler. Aksi durumda ise işi tatile indirgeyerek gezip tozup ülkeye gelirler.
Uçurumun kenarında yıllardır faaliyet yapan bir turizm tesisi bunca denetime rağmen görülmüyor ya da görülmek istenmiyor. Elbette milyonluk tesislere eksik var diye işlem yapmak öyle kolay değil. Nitekim yangın tertibatında tespit edilen eksiklikler bildirildikten sonra ilgili firma talebini geri çekiyor ve belediye de sadece eyvallah nasıl istersen öyle olsun diyerek sessiz kalıyor. Halbuki ciddi eksiklikleri gören belediye yetkilileri nasıl istersen öyle olsun diye elini böğrüne koyarak sessiz kalamaz ve ilgilileri harekete geçirirdi. Daha açık ifadeyle re’sen inceleme yapma yetkisi yoksa inceleme yetkisi olanlara durumu bildirerek harekete geçilmesini sağlamalıydı.
Öncelikle güçlü firmalarla memurların tek başına uğraşması oldukça zordur. Tek geçim kaynağı maaşı olan denetim elemanlarının arkasında durulmadığı sürece tek başlarına ağır sonuçlar doğuracak kararlar almaları oldukça zordur. Tek telefonla istediği her makama ulaşan firma sahipleri karşısında bir denetim elemanının yapacağı çok fazla bir şey yoktur. Bu nedenle mücadelenin organize olması gerekmektedir.
Bazen bildiği doğruları yapan denetim elemanlarının başına gelenler bilindik hikayelerdir. Ben bildiğimi yaparım demenin ağır sonuçları olabilmektedir. İşte bu durum ben ne yapayım işler böyle gelmiş böyle gidiyor mantığını yaygınlaştırıyor. El üstünde tutulan kötüler itibar kazandıkça iyiler maalesef köşesine çekildi.
Bu nedenle yaşanan olaydan ders çıkarılarak mevzuatta eksiklik varsa gerekli değişikliği yapmak için harekete geçilmelidir. Tartışmalar ciddi bir yetki karmaşası olduğunu gösteriyor. Kamuoyu önünde karşılıklı suçlamalar soruna çözüm üretmeyecektir.
Bu minvalde Kültür ve Turizm Bakanı canlı yayına çıkarak konuyu enine boyuna açıkladı. Yapılan açıklamalardan ortaya çıkan sonuç ise muğlak alanların olduğu, yetkilerde belirsizlik olduğu, yetki ve görev bütünlüğünün olmadığı ile koordinasyon bozukluğunun olduğudur. İlk bakışta yangın önlemeye ilişkin denetimin belediye itfaiye teşkilatında olmasına rağmen mücavir alan dışında bu teşkilatın yaptırım yetkisinin olmayışı dikkat çekiyor. Bu nedenle sektörün de görüşü alınarak gerekli mevzuat değişikliğinin acilen ama iyice düşünülerek yapılması gerekiyor.
İşin özeti ise aslında sorun alanları bütün boyutlarıyla biliniyor. Ancak çözüm için bedel ödenmesi ve bazen de birilerinin kötü adam olması gerekiyor. Bazen çözümün önünde siyaset, bazen bürokrasi bazen de hatır gönül engeli ile karşılaşılabilmektedir. Ancak sorunların üzerine güçlü bir şekilde gidilmezse bu tür facialar kaçınılmazdır.
Sonuç olarak bu yangından sonra akılların başa alınarak ülkenin geneline uygulanacak tedbirler zincirinin hayata geçirilmesi gerekiyor. Yoksa olayın sıcaklığı geçince eski hamam eski tas metaforuna tekrar döneriz. En önemlisi ise çözümün başında liyakat ve erdem sahibi şahsiyetli adamların aranıp en kritik görevlere yerleştirilmesi gerekiyor. Günü kurtaran ve tek görevi şirinlik yapanlardan kamu yönetiminin acilen temizlenmesi gerekiyor.
Bu tür olaylar sonrasında genel olarak ilgililer eline fener alarak suçlu ararlar. Genellikle de suçu başkasında arama hastalığı vardır. Halbuki çıplak bir gözle dahi ihmali ve kusuru olanlar bellidir. Nasıl olmasın ki. Zaten geride çok fazla iz bırakıldığı küçük bir araştırmayla ortaya çıkacaktır.
Yine bu olay sonrasında ülkenin itibarı yerle bir oldu ve rezervasyon iptalleri yaşanmaya başladı. Çünkü yabancı basında olay çok büyük yer tuttu ve ister istemez kötü bir algı oluşturuldu. Yani olayın çok boyutlu bir etkisi oldu. Birilerinin zamanında görevini yapmaması, görmesi gerekenleri görmeyip sorunların üzerine gitmemesi ve şirin adam olmaya soyunması ortaya böyle bir facia çıkmasına sebep oldu. Elbette kimse böyle bir sonuç arzu etmez. Ancak zamanında alınmayan tedbirler ister istemez bu tür sonuçlara sebep olabilmektedir.
Zaten ilk suçlular belli oldu. Otelin sorumluları tutuklandılar bile. İyi de bu otel belirlenen kurallar çerçevesinde hareket etmek zorundayken nasıl oluyor da bunca eksikliğe rağmen işini yürütüyor? Şayet kurallara aykırılık varsa ilgililer gereğini yapmak zorunda değil miydi? Adamlar otelde bunca eksiklik olmasına rağmen elini kolunu sallayarak yıllarca faaliyet göstermişler ve ilgililer de sadece izlemiş.
Bu oteli denetime gelenlerin ücret ödeyip ödemediklerinden tutun da yaptıkları denetim raporlarına kadar birçok konu şimdi gündeme gelecektir. Anlayacağınız eski defterler tek tek açılacaktır. Şayet her şey olması gibi giderse bundan sonrası için güzel bir başlangıç olacaktır. Ancak iş kitabına uydurulmaya çalışılırsa olan sadece 78 cana olur ve birkaç insan ceza alarak olay kapanıp gider.
Bu nedenle bedeli ağır da olsa olayın üzerine sonuna kadar gidilmeli ve sürecin sonunda da geleceğimiz için alınacak tedbirler ortaya çıkarılmalıdır.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.