Eski İstanbul'un sesini, kitaplarını okurken satırlarından duyduğumuz biri var: Abdülhak Şinasi Hisar.
Ayaspaşa'da Boğaz'ı gören bir evde yaşayan Hisar'ın kaleminden çıkan, “Boğaziçi Mehtapları” ve “Boğaziçi Yalıları” başta olmak üzere, bize İmparatorluğun son yüzyılının bir panoromasını sunan eserler yâdigar kaldı.
Bu kitapların içinde belki de en az bilineni “Geçmiş Zaman Fıkraları”. “Şifahî bir tarih antolojisi” olarak tavsif edilen kitapta, Sultan III. Selim'den Meşrutiyet devrine, pek çok ilginç kişi ve olaya dair pek çok enteresan anekdotlar yer alıyor.
Şöyle diyor Hisar, eserinin başında:
“Bütün bu küçük fıkraları, zaman dediğimiz varlığın ayrı ayrı saatleri, dakikaları, saniyeleri içinde işitirken bir çeşme suyunun akan sesleriyle hayatın manalarını, ahenklerini, tatlarını, parça parça duyarız.”
Ben de III. Selim, II. Mahmud ve II. Abdülhamid'e dair ilgi çekici olduğunu düşündüğüm üç anektodu sizlerle paylaşıyorum: