Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, dînî mûsikîmizde Ramazan’a mahsus Temcid ve Münacaat gibi formların bulunduğunu; eviç, acemaşiran gibi bazı makamların ramazan ayı ibadetlerinde daha çok tercih edildiğini; ve bu uygulamaların başta İstanbul olmak üzere Anadolu’da hâlâ gelenek olarak devam ettiğini söyledi.
Türk musikisinde geniş bir yere sahip olan dinî musiki, özellikle Ramazan ayında farklı bir anlam kazanıyor. Tekkelerin kapatılmasından sonra bu kültür sekteye uğramış olsa da Anadolu’da hâlâ izlerine rastlamak mümkün. Türk din mûsikîsi alanında pek çok kitabı bulunan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk Din Mûsikîsi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi ile Ramazan ayına özel mûsikî formlarını konuştuk.
ÖZEL FORMLAR VAR
- Kameri aylara, bazı gün ve gecelere göre formların olduğunu söyleyen Prof. Turabi, şu bilgileri verdi: “Özellikle Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Rebiülevvel ve Ramazana ait özel formlar vardır. Ramazan ayına mahsus kılınan enderun usulü teravih namazlarında; 4 rekat ya da 2 rekatta bir okunan Ramazan ilahileri, salavat-ı şerifler farklı makamlarda okunur. Bu repertuvarlara “Ramazaniye” diyoruz. Mağfiret ayında olmamız sebebiyle, uygun makamlarda tevbe istiğfarı teşvik edici ilahiler icra edilir. Yine Ramazan ayına mahsus ‘Sahur Temcidi’nde minarelerden bestelenmiş dualar okunur. Anadolu’da sahur, temcid olarak bilinir. İnsanları sahura kaldırmak için, Cenab-ı Allah’ı mecd eden, öven, onun büyüklüğünü, kudretini, kuvvetini, azametini ifade eden Arapça dualar bestelenerek, minarelerden okunur. Anadolu’da bu gelenek devam etmektedir”
TEMİZ MÜZİK TEMİZ TOPLUM
“Temiz Toplum Temiz Müzik” şiarını açıklayan Prof. Turabi, “Bünyemizin sağlığı için temiz yiyecekler tükettiğimiz gibi ruh sağlımız için de temiz müzikler dinleyip temiz müzikler üretmemiz gerekir. Temiz müzik, temiz toplum ve tertemiz bir ahiret hayatı. Bizim şiarımız da bu olmalı” diye konuştu.
Musiki kulluk şuurunu artırır
- Mûsikînin ibadet ve tedavilerde kullanıldığını belirten Turabi, “Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘Kur’an’ı seslerinizle süsleyiniz’ hadis-şerifi ile zaten bizi buna teşvik etmiştir. Hazreti Peygamber’in ümmeti olarak üzerimize düşen; ibadet ettiğimiz mabetlere estetik katmak, orada güzel sesi arayıp bulmak ve onu ibadetlerimizde kullanarak aldığımız o kulluk şuuru, bilinci ve duygusunu üst seviyelere çıkarmaktır” dedi.