Son olarak 2019 yılında uygulanan hurda teşviki, 5 yıl aradan sonra tekrar gündeme taşındı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan yeni kanun teklifi, 2000 model ve altı araç sahiplerini yakından ilgilendiriyor. Teklife göre, 25 yaş ve üzerindeki araçlarını hurdaya ayıran vatandaşlar, ÖTV muafiyetiyle sıfır kilometre araç sahibi olabilecek. TÜİK verilerine göre Türkiye'de 25 yaş üstü 3 milyondan fazla kayıtlı araç bulunuyor. Yeni düzenleme, bu araçların trafikten çekilmesiyle hem çevresel iyileştirme hem de yeni araç piyasasında hareketlilik yaratmayı hedefliyor.
"2000 model altı ÖTV'siz sıfır araç alımında hurda teşviki ne zaman başlayacak?" sorusunun yanıtı sorgulanan konular arasında yer alıyor. 25 yaş ve üzerindeki araçların hurdaya ayrılarak ÖTV muafiyetiyle yeni araç alımını teşvik eden kanun teklifleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunuldu. Düzenleme, 2000 model altı araç sahiplerine bir defaya mahsus Türkiye'de üretilen yeni araçlarda ÖTV’den muafiyet sağlanmasını öngörüyor. 2019'dan bu yana uygulanmayan hurda teşvikinin yeniden devreye alınmasıyla hem çevresel hem de ekonomik kazanımlar hedefleniyor.
25 YAŞ ÜSTÜ ARAÇ SAHİPLERİNE ÖTV'SİZ SIFIR ARAÇ
Teklif ile 25 yaş ve üstü olan taşıtların yenilerek ekonomiye kazandırılması, bu kapsamdaki ithalatın azaltılması, akaryakıt israfının önüne geçilmesi ve çevre kirliliğinin önlenmesi amaçlandığı açıklandı.
Gerekçe olarak ise "TÜİK verilerine göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye'de trafiğe kayıtlı araç sayısı 28 milyon 740 bin 492 adet olarak açıklanmış, bu sayı 2024 yılının Ağustos ayında 30 milyonu aşmıştır. Yine TÜİK'e göre Türkiye'de trafiğe kaydı bulunan araçların yaş ortalaması ise 14,5 olarak hesaplanmıştır. Araç sayısının yüzde 25'lik kısmı ise 21 yaşından büyük taşıtlardan oluşmaktadır.
Yaşı büyük araçlar, tamir, bakım masrafları açısından külfet oluştururken diğer yandan trafikte de mal ve can kaybına sebep olacak şekilde tehlike arz edebilmektedirler. Ayrıca hem çevreye hem de ekonomiye zarar vermektedirler. Bu anlamda 25 yaşından büyük araçların geri dönüşüme verilmesi, ekonomik, çevre kirliliği, ulaşım güvenliği açısından ehemmiyet arz etmektedir.
25 yaş ve daha büyük araçların geri dönüşüme verilmesini teşvik amacıyla araçlarını geri dönüşüme verenlerin bir defalığa mahsus olmak üzere Türkiye'de üretilmiş olmak kaydıyla alacakları yeni araçların Özel Tüketim Vergisinden muaf tutulması bu kapsamda önemli bir gelişme olacaktır." denildi.
ŞOFÖR ESNAFINA ÖTV VE KDV'SİZ ARAÇ SATIŞI
Ticari araç alacak olan şoför esnafını ilgilendiren kanun teklifi de sunuldu. Teklife göre, geçimini bir tek araçla temin eden şoför esnafının mevcut aracını yenilemek maksadıyla ve 10 yıl süre ile ticari faaliyetlerde kullanmak kaydıyla alacağı yeni ticari araç Özel Tüketim Vergisi'nden müstesna tutulması talep edildi.
Şoför esnafına vergisiz araç satışına ilişkin gerekçe olarak "Türkiye'de ticari araçlar gerek ithalat gerek ihracat gerekse de insan taşımacılığında kapsamlı bir yere sahiptir. TÜİK verilerine göre ülkemizde bulunan 30 milyondan fazla aracın yaklaşık 6,5 milyonluk kısmı minibüs, otobüs, kamyonet ve kamyondan oluşmaktadır. Diğer yandan 100 bine yakın ticari taksi faaliyet göstermektedir. Bununla beraber Türkiye Şoförler Odasına kayıtlı yaklaşık 1,5 milyon şoför esnafı bulunmaktadır.
Ticari maksatlı araçların ilgili ekonomik faaliyetlerdeki kullanım oram göz önünde bulundurulduğunda şahsi araçlara göre daha kısa vadede yıprandığı bununla beraber bahse konu araçların bakım ve onarım masraflarının daha külfetli olduğu anlaşılabilmektedir. Yapılan taşımacılık ve ulaştırma faaliyetlerinin hem daha konforlu hem daha güvenli olabilmesi adına araçların kullanım açısından daha elverişli olması önem arz etmektedir. Yıpranan araçlarının bakım-onarım masrafları şoför esnafına külfet oluştururken yeni bir araca sahip olma imkânlarında da güçlük yaşadıkları bilinmektedir.
Bu kapsamda geçimlerini tek bir araçla sağlayan şoför esnafının en az 10 yıl süre ile ticari faaliyetlerde kullanmak maksadıyla satın alacakları yeni araçların Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisinden muaf tutulması, şoför esnafının ticari faaliyetlerini kesintiye uğramadan sürdürmesini kolaylaştıracağı gibi yürütülen faaliyetlerinden daha sağlıklı ilerlemesine olanak tanıyacaktır" açıklaması yapıldı.
AĞIR HASARLI ARAÇLAR PİYASADAN KALDIRILSIN TEKLİFİ
Yeni verilen bir teklifte ise trafik kazası veya doğal afet sonucu zarar görerek ağır hasarlı olduğu tespit edilen ve ekonomik ömrünü doldurma, eskime, yıpranma, kaza, yanma, tahrip edilme ve benzeri nedenlerle kullanılamaz duruma gelen araçların onarımı yapılarak yeniden trafiğe çıkarılmasının yasaklanması ve bu hükme aykırı davranan özel veya tüzel kişilere 500 bin Türk Lirası para cezası verilmesi talep edildi.
Ayrıca, ağır hasarlı olduğu tespit edilen araçların sigorta şirketleri veya yetkili kurumlarca ihaleyle satışı ancak yedek parçalarının satışı veya aracın hurda olarak satışı ile mümkün olması, ağır hasarlı olduğu tespit edilen araçları bu amaçlar dışında satan veya trafiğe çıkaran sigorta şirketlerinin faaliyet izni 6 ay süre ile askıya alınması teklifte yer aldı.
Bu teklife ilişkin gerekçede "Trafik güvenliğinin en önemli hususlarından birisi de kullanılan trafik araçlarının teknik olarak güvenli olup olmadığıdır. Araçların güvenlik donanımı, sağlamlığı; kazalarda oluşacak hasarın boyutunu ve en önemlisi can güvenliğini de doğrudan etkilemektedir.
Halk arasında "pert" olarak ifade edilen ağır hasarlı araçların trafikte güvenlik zafiyeti oluşturduğu aşikârdır. Her ne kadar ağır hasarlı araçlar onarım geçirse de bu onarımın yeterli olup olmadığının tam olarak takibi ve tespiti tartışma konusudur. Ağır hasarlı araçların nerede, nasıl, hangi standartlarda bakıma uğradığı her şeyden önce can güvenliği için önemlidir ve bu hususun takibi ve tespiti çok da kolay değildir.
Onarımı sağlanan araçların onarım maliyetlerinin düşürülmesi adına hava yastığı, emniyet kemeri gergisi ve benzeri hayati önem taşıyan parçaların teknolojiyi suiistimal ederek basit hile yöntemleriyle işlevsiz ve hatalarının görünmez hale getirildiği de bilinmektedir. Bu basit hile yöntemleri, tamir sonrası trafiğe çıkan araçlarda son kullanıcı için olası kazalarda can kaybı riskini arttırmaktadır.
Trafikte kullanılan araçların sağlamlığından ve güvenirliğinden emin olmamız bir güvenlik konusudur. Güvenliğimizi sağlamamız açısından da birtakım tedbirlerin alınması şarttır. Bu anlamda kaza sonrası ya da doğal afet sonucu zarar gören ağır hasarlı araçların yeniden onarımı yapılarak trafiğe çıkarılması önlenmelidir.
Bu hususta özellikle sigorta şirketlerinin de sorumluluk yüklenmesi gerekmektedir. Kanun Teklifi ile güvenliği ve sağlamlığı tartışma konusu olan ağır hasarlı araçların trafikte yer almaması ve bu anlamda can güvenliğinin artırılması amaçlanmaktadır" denildi.